hani bizi 20 yaşında alıp "tanrılar kurban istiyor" diye öldürüyolar ya bacım, hani nefes almak için de para ödüyoz ya dayı, hani birimizin açlıktan nefesi kokarken birimiz sabahlara kadar alem yapıyor ya, bunların olmadığı bir düzen kendisi.
sahada hakem olmadan da insanların futbol oynayabilecekleri günlere inanmak demektir.
hani çocukken, hani masumken bir zamanlar, oynardık hakemsiz. arada dalaşşak da hep kardeştik. işte onun gibi bir şey,
ütopik mi?
allahına kadar!
imkansız mı? denemeden bilemeyiz ki!
yanlış anlaşılmış bir fikir. dünyadaki en salakça bir isyana (bkz: peynir çok pahalı) anarşi deniliyor. anarşi herşeye karşı çıkmak değildir, karşı çıkılması gereken şeylere karşı çıkmaktır.
Anarşinin kelime anlamı yunancadan gelir ve yöneticisiz başsızlık anlamına gelir. Anarşi şiddettir , kaostur ve dibe vurmaktır. Kuralsızlığın kural olduğu bir dünyadır. Bir ütopyadır. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir.
anarşi herkesin eşit olduğu ve yönetenin olmadığı özgür, bir düzendir. anarşiyi bilmeyenler anarşistleri terörist sanmaktadır fakat teröristler devleti yıkıp kendi devletlerini kurmaya çalışırlar. anarşistler ise devlete karşıdırlar. devletin yıkılmasını isterler ama tekrar bir devlet kurulmasını istemezler.
anarşinin düzensizlik, sistemsizlik olduğu söylenir. bu söylem günümüzdeki düzene göre anarşinin sistemsizliğe benzediğinden ortaya çıkan bir söylemdir. anarşideki düzen yardımlaşmaya ve saygıya dayalıdır.
dünyada anarşinin olması maalesef bütün toplumlara bağlıdır. bir toplumun yapabileceği bir olay değildir çünkü bir toplum anarşiyi benimser ise etrafındaki devletler onu yok etme yarışına girişir ve toplu katliam gibi karşı olduğumuz şeyler ortaya çıkar.
anarşi doğuştan herkesin eşit ve özgür olduğunu savunur. benim türk ya da müslüman olmam bana bir artı kazandırmaz. benim allah'a inanmam ya da inanmamam da kimseyi ilgilendirmez.
anarşi bir ütopyadır. anarşiyi dünya benimser ise dünya dünyalıktan çıkıp cennet halini alıcaktır.
(bkz: pyotr kropotkin)
yüksek öğretim kanununun madde 54/a sına göre uzaklaştırmadır cezası alma halidir.
tam madde:
"...anarşik veya ideolojik olaylara katılan veya bu olayları tahrik ve teşvik eden Öğrencilere; eylem başka bir sucu oluştursa bile ayrıca uyarma, kınama, bir haftadan bir aya kadar veya bir veya iki yarıyıl için kurumdan uzaklaştırma veya yükseköğretim kurumundan çıkarma cezaları verilir."
anlamadığım nokta ise aynı durum diğer ideolojik tepkiler içinde geçerli olduğu vurgusu yapılmasına rağmen, milliyetçi savunusu yapıp uzaklaştırıl(a)mayanlar ile protestoları anarşi olarak algılanıp ceza alanların arasında madde açık olduğu halde neden aynı müdahalenin yapıl(a)mamasıdır.
tarih var olduğundan beri insanlar devamlı acı çektiler. hep başka sorunlar arayıp başka çözümler buldular ve yine tam anlamıyla mutlu ve refah bir yaşam sürmediler. en çokta fakirler ve işçi sınıfı.
ama insanlar bu huzur bozan şeyin devlet sistemi olduğunu anlayamadılar. devlet sistemi her zaman insanları sömürür ve toplum içi sınıf ayrılıkları yaratır. anarşi de devlet düzenine karşı olup düzensizliği savunur. özel mülkiyeti yok sayar.
buenaventura durruti' nin deyimiyle, " yüreğimizde taşıdığımız yeni dünya " dır.
bu dünya şu anda, şimdi büyümekte. ve ben bunları yazarken de büyümeye devam ediyor...
anlamı üzerinden geliştirilen retorik yüzünden ülkemde yeterince anlaşılamamış ve horlanmış bir kavramdır. anarşi deyince insanların aklına düzenbozuculuk, yakıp yıkma geldiğinden tüm olumsuzluklar bu kavramın omzuna yüklenmiş ve nerede kötü niyetli insan var hep bu kavramdan türetilen kelimelerle hakarete uğramıştır. internetten sonra ise bu defa ergenlerden nasibini almış ve yine istenen düzeyde anlaşılamamıştır.
bir siyasi görüş değil yaşam biçimidir. mantıktan ziyade duygusal bir olaydır, öğrenilemez ancak hissedilebilir bir şey. anarşi insanın içindedir. anarşi robot olmaksızın hayal kurabilme lüksüne sahip olmaktır. sistemin içindeyken sistemden bağımsız olabilmektir.
aslı anarchia. yunanca olumsuzluk ön eki -an ve archia(erk, egemen, yöneticlik, patronluk) kelimelerinin bir araya gelişiyle türemiş. sonuç olarak egemenlik kavramını reddetmeye dayanıyor temeli. ancak en anlaşılamayan kısmı buna kişinin kendi egemen olma, kendini kanıtlama ve kabul görme çabasını, fiziksel ya da zihinsel diğer insanlara üstünlük sağlayan tüm özelliklerini de egemen olma, üstün olma için kullanmamayı, hatta reddetmeyi gerektirdiği.