anaokuluna 2 yaşımda başladım. gerçi o yaşta kreş oluyor ismi sanırım. her neyse ben 2 yaşındayken herkes 3 yaşındaymış o okulda. haliyle çoğu çocuk bir şeyleri daha çok öğrenmiş oluyor. örneğin ben çişimi söylemezmişim tuvaletten korkarmışım, beze yapmaya alışmışım. ama kreşe başlayınca çocuklardan göre göre alışmışım tuvalete. anaokulunda bir annemiz vardı ki dünyanın en iyi insanlarındandı benim için. gül anne.. kendi annem sorarmış: "oğlum en çok kimi seviyorsun?", benim cevabım "gül annem" olurmuş. annem işten izinli olduğunda oğlum gitme bu gün okula dermiş ben sabahın köründe kendim uyanırmışım gitmek için. sağolsun gül annem de beni çok severdi. o kadar severdi ki torunum olursa adını mert koyacağım demişti. tabi anaokulu bitti ilkokul ortaokul derken ben gül anneyi ziyarete gittim bir gün. yanlış hatırlamıyorsam ortaokulun sonlarıydı. gül annemin elini öptüm sarıldık derken arkadan küçük bir çocuk geldi. gül anne hemen gülümsedi ve tanıştırdı: "bak mert bu da benim torunum mert..".
çıkar çıkmaz gözyaşlarımı serbest bıraktım.. hiç bu kadar duygulanmamıştım.
özellikle çalışan annelerin çocuklarını gönderdiği eğitim kurumudur.aynı zamanda çocukların okula alışabilmesi,sosyalleşmesi için gönderilir. ancak çocuklar için süper gerekli olan bir şey değildir. modern hayatın gerekliliğidir çalışanlar için.ancak anne çalışmıyorsa anaokuluna göndermemelidir çocuk. çünkü anne gibisi,ev gibisi yoktur. öğretmen o dönemdeki çocuklar için soğutucu gelebilir.öğretmen çocuğa bir şey olduğunda üzülüyormuş gibi yapar,sevindiğinde seviniyormuş gibi yapar.tamamen yapmacıktır yani.bununda çocuğun gelişimini iyi etkileyeceği söylenemez.ancak anne tamamen çocuğuna bağlıdır.ana yüreği gibisi yoktur.
oyunun ortasında kaldırılıp zorla uyutuluyoduk ya.ee sonra uyku numaraları yemek yememek için hasta numaraları filan normal.aklımda kalanlar
**zorla uyutulmak,
**zorla yemek,
**zorla el işi,
**zorla pelin'le oyun grubunda olmak.
gittiğim anaokullarının birindeki sınıf arkadaşlarımdan biri ağzındaki çürük dişi eliyle söküp yere fırlatırken bir diğeri de sümüklerini parmaklayıp ağzına sokuyordu. böyle anaokulu olmaz olsun neydi lan o öyle? korkudan masaya kusmuştum ben de gerçi. ne trajik mekanlar, olaylar yaşandı aah ah.