Aşk mıdır nedir bilinmez ama o yaşlarda çok net hatırladığım bir ilgim vardı Arzu'ya...6 yaşında olmalıyım ama ne kadar bir sapıksam kızcağızın tuvalete girmesini kollardım.Kapıyı açabilmek için.Öğle uykusunda rahat durmayınca öğretmenimiz beni diğer çocukların rahat uyuyabilmesi için kaldırır,alelacele oraya buraya atılmış giysileri toplatırır ve kalıplattırırdı.Tabi en özenle Arzu'nun elbiselerini kalıplardım.Bir gün de teşekkür etmedi alçak.Sonra ilkokulda aynı okuldaydık.Ama,heyhat serseri gönül ferman dinlemiyor ve yeni kızlar için pır pır atıyordu minik kalbim.
kimse sizi ciddiye almadığı için, "biz evlencez" deseniz bile kimseye batmazsınız. hatta sempatik bulurlar sizi. "senin sevgilin kim?" diye sorarlar sürekli. söylersiniz, "ay ne tatlı şey" derler. elele tutuşsanız "kardeş onlar yaa" derler.
canınızı acıtmayan bir aşktır. masumdur çünkü... kavga etmezsiniz; kimse kimseyi kanatmaz. birlikte oynadığınız evcilik oyunudur.
büyüyünce yanyana çektirdiğiniz resimlerinize bakarsınız. "şimdi ne yapıyor nerede kimbilir.." diye gülümserken, seneler sonra başka bir şehirde çıkıverir belki karşınıza bende olduğu gibi... üstünüzden başka aşklar geçtiği için, "çocukluk..." der geçersiniz eski masum günlere...
Tatlıdır.
Mehmet diye bir çocuk vardı, sanırım birbirimizi seviyorduk.
Pamuk prenses piyesi yapacaktık, hoca beni seçti tabii ki. O yaştan beri prensesim. Neyse Prens de mehmet oldu. Piyesi yapmadık gerçi, Sadece öperek uyandırma sahnesinin provasını yaptırmıştı hoca. Değişik tabi, o sırada tam anlamıyorsun, küçüksün ama tatlı işte.
Hep derim, çocukken aşk hayatım çok daha canlıymış.