şile de vardı ananın yeri adında denize nazır bi mekan. adının yanında denize nazırlığıyla garip romantik bir hava katıyor. lahmacundu kebaptı zırttı pırttı yapılırdı. hala var mı bilemiyorum.
kayseri'ye ailece gittiğimiz bir sene, arka koltukta uyku mahmurluğuyla kalkıp gördüğüm ve saatlerce güldüren, hatta gülme krizine girmeme neden olmuş mekanın ismi.
babam, çok gülündüğünde sinirlenir. azar işitmiştim resmen babamdan, bu mekan ismi yüzünden.
+ ahaha o ne lan?! ananın yeri! anağın! anaaaan! ahahah hey dostum nerde olduğunun bilincinde misin ha? ananın yeri lan burası. anaaağaaan!
- e yeter be. nesi komik bunun? (babam bu)
+ ahaha ya baba çok komik ama. adam resmen küfreder gibi ismi koymuş ahaha
gülmeye devam ettikçe babam kudurdu resmen. * ama çok komik ya ne yapayım?
mantıyı iyi yaptığı söylenen kayseri'deki mekan. efenim geçen sene gelen 10 kadar değişim öğrencisini götürdüğümde kasadaki kız ingilizce mantı tarifi vermeye çalıştı ki görülmeye değerdi. mantı'nın daha iyisi için (bkz: toyota kaşıkla restaurant).
zamanında pangaltı'da telefoncular sokağında bulunan bir mantıcının adıydı. bir gün telekomda işimiz var peder bey tutturdu hadi mantı yiyelim. kırk yılda bi jest yapmış kabul etmesek olmaz. gittik mantı yiyoruz. yan masada bir adam telefonla konuşmaya başladı.
-ya geldim işte. uğraşıyorum telekom tatile girdi. yarım saat sonra gelin dediler.
+... (ne diyor bilemeyeceğim)
-geliyor musun sen? gel o zaman yemek yiyoruz biz ahmetle.
+...
-ananın yerindeyim.
+.......
-dur abi vallahi yanlış anladın. mekanın adı ananın yeri. telefoncular sokağında mantıcı.
akabinde telefon kapatılır. bütün mekan gülmekten yerlerde. herkes kilitlenmişti.
beyoğlundan tarlabaşına inerken vardı bir zamanlar...kapının önünü yüzü gözü yamuk tiplerle doluydu. sanki içeri girersen ananın damını görürsün der gibiydiler.
okullardaki gazi ve şehit ünvanlarını kaldırmaya çalışanlara sağlam giydirmiştir.
uzatmıyalım işte o yazı:
"milli" eğitim bakanlığı'nın yeni projesi;
okullardaki "şehit" ve "gazi" ünvanları, fazla yer kapladığı için kaldıracaklarmış.
...
memleketin bütün meselesi bitti, cumhuriyet'i kuran, vatan'ı için canını verenlerin ünvanları dert oldu.
oysa uzun dedikleri "şehit" yerine ş. koysalar kısalır. ama "şehit" diye okunmaya devam edilir..
eee "kelle" deseler 3 kuruş tazminat ödemek zorundalar, o da olmaz..
işin içinden çıkamayınca fazla yer kaplıyor deyip, kaldıralım demişler.
maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek..
milli eğitim bakanlığı işi sadece "şehit" ile sınırlı tutmamış; atatürk'ten, mustafa kemal diye bahseden başbakan'ı örnek alıp gazi
ünvanını da kaldıralım demişler.
ahde vefa bu olsa gerek.
dürüst, vatanı'nı, milletini seven hayırsever vatandaşlarımızı tenzih ederek, ülkemiz de yönetmenliğine göre okul yaptıran kişinin adı, yaptırdığı okula veriliyor..
parayı veren düdüğü çalar hesabı.
bu durum kötüye kullanılmaya da müsait,
mesala reklamını yapacak isen eğer,
televizyon'a, gazete'ye, dergi'ye reklam vermene ne gerek var.
yaptır mahallene bir okul, versinler okula adını.
yakında okullarımızda
hacı üfürür,
babam sağolsun,
cillop yıkama,
ananın yeri,
yok deve'nin nalı
gibi isimler görürseniz şaşırmayın..
öyle olmaz, olmaz demeyin, olmayacak şeylerden başka ne oluyor bu ülkede?
hangi birimizin aklından ünvanları
okullardan kaldırmak geçerdi ki.
yönetmenliğe göre bu ülke de paran varsa, yaptırdığın okul'a adın verilirken
vatan için dökülen kanın ve adın bir önemi yok mu?