halkın ve özellikle çiftçinin çok çabuk unuttuğu başbakan söylemi.balık hafızalalaşıyoruz muntazaman.verilen kararlara saygı duyulmalıdır ama bazen anlam verilemeyebilir tabi.
+babaaaa ben ipekgillere gidiyoruuuumm yeşil fasulye yaptıım yersiiin.
-tamam kızım ipekgillere mi?
+ayy eveeettt.
-iyi ananı da al git o zaman. biraz hava almış olur.
analarını, karılarını, kızlarını evde oturması gereken insanlar olarak gören insanlarca yanlış yorumlanan laftır.
bu zevata göre, ana (genel olarak kadın) evde oturması gereken, dışarı çıkarılmaması gereken insandır. böyle olunca bir "ana"nın eyleme katılması şov oluyor. çünkü bir ana, "benim de dertlerim var, ben de gidip derdime çare arayacağım" diyemez. kadın, en fazla, erkeklerin şovlarında kullanabilecekleri bir araçtır. düşüncesi, fikri, duruşu olamaz. (gerçi kemalistlerin yıllardır kullandığı "kadınları çocukları kullanıyorlar" lafı aklıma geliyor, haktır onlara da)
sonra, cennet anaların ayaklarının altındaymış. kaypaklığınız insanı tiksindirecek durumda gençler.
cümlesi sayın başbakanımız recep tayyip erdoğan tarafından kendisine dert yanmaya çalışan bir vatandaşa (vatandas annesinden bahsediyordu) karşı kurulan bir cümledir.
bir emekçinin çığlıklarına gelen devlet tokadıdır, allah'ın elidir. bu ülkenin, sizlerin, sizlerin yakınlarınızın vergilerini yiyerek yaşayanların, halka attığı tokattır. bu provakatördür, annemdir, babandır, farketmez. bir başbakanın sarfetmeyeceği bir sözdür, ananı da al git.
çok kolay değil mi burdan yorum yapmak. akp yandaşı olayım, savunayım. bik bik bik. çık bakalım oraya, başın sıkışınca, işsiz parasız kalınca, annen hasta olunca. bakalım çok sevdiğin başbakanın sana yardım edecek mi, yoksa ananı da al git mi diyecek. nasıl görülmüyor, anlayamıyor bizim gibi küçük insanlar, başbakanın oğlu sizin bizim emeklerimizi sömürüp gemicikler alıyor, şirketler kuruyor. dolandırıyorlar hepinizi, kanınızın rengine bakmıyor onlar, kime oy verdiğinizi bilmiyorlar, kanınızı sonuna kadar içiyorlar.
koyun olmak çok kolay, evet. bir kerelik yardımı alıp, allah razı olsun demek çok kolay. ancak, bir gün geldiğinde, anacığınız, babacığınız, oğlunuz, eşiniz-dostunuz, ölürken gözlerinizin önünde, doktor bulamadığınızda, yalvaracaksınız sevgili tanrınıza. ve o hayır diyecek size, akp yi gösterecek. orada bininci kez öleceksiniz, gerçekleri göremediğiniz, korktuğunuz, koyun olduğunuz için. ama çok sevdiğiniz, eli yüzü düzgün, dininde imanında diye oy verdiğiniz sevgili başbakanınız, köşkünün sıcak koltuklarında oturuyor olacak, yeni alacağı malikaneyi görecek belki rüyasında, siz it gibi titrerken soğukta, yarın ne olacağını düşüneceksiniz. ve tekrar dua etmeye başlayacaksınız tanrınıza, neden böyle diye. o yine işaret edecek gerçekleri size, ama siz görmeyeceksiniz.
hepiniz bir gün o emekçiyle aynı duruma düşebilirsiniz. ona provakatör suçunu atmak çok kolay, boku atıp kaçmak çok kolay. ama zora düştüğünüz zaman, o zaman görüceksiniz kaderinizi ve başbakanı, kulağınıza fısıldayacak;
argo olarak soylenebilecek, cumlenin içinde en agır küfür sayılabilecek durumları barındıran, Türkiye'yi temsil eden başbakanı bırakın herhangi parlementerin hatta burokrasinin içindeki sıradan bir memurun bile sarf etmemesi gereken çirkin, adap dışı söz.
başbakanlık yaptığı ülkenin toplumsal niteliklerinin inceliklerinden,namus kavramında sayabileceğimiz anne kardeş vs.hassasiyetlerinden bihaber olan siyasetçinin yapması beklenen en korkunç gafıdır.karşılığında babamızı getirdik huzuruna denilebilir.
mustafa kemal atatürk'ün "köylü milletin efendisidir." sözünden yola çıkarak; "ulan ben neden çifçimizi, köylümüzü övmüyorum" diye düşünen başbakan rte'nin bir çifçiye söylemiş olduğu övgü dolu sözdür. sonunuda bağlamak için "ulan" bağlacını kullanmıştır.
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'a ''anamız ağladı başbakanım'' deyip alelen dalga geçmesi sonucu Başbakanın ona verdiği argo içerikli söz.
(bkz: bazıları hakeder)
bir polemik unsurunun ne dingilliklere mazhar olduğunu gösterebilmiş söz öbesidir. provokasyona ne denli yatkın olduğumuzun nadide kanıtıdır.
kendim üzerine (bkz: hangi kendim) ;
bu minik tanımcıktan sonra derim ki ben efendime söyleyeyim; bu siyaseti, politikayı yemişim ben anam, kendimce televizyon karşısında hem zihin açmak için hem can sıkıntımı gidermek için söylenir dururum ona buna, ama ikinci bir kişinin yanında bu muhabbetlerden uzak dururum. gerenksizdir, umrumda değildir, apolitik değilimdir de dengedizlerden, denyolardan kaçar dururum. velhasıl kelam kimseyi sevmem, ama saygıyıda elden bırakmamak gerenkir diye düşünür dururum. sonuçta "rte" de bana bir terbiyesizlik olarak görünür, deniz baykal 'ı "yüz bakalım efendi" diye rencide etmekte, filan da falan da. "açıkça belirteyim hiç kimseye de oy moy vermem." ancak bu işlerde saygı kalmadı mı o zaman bok oluruz diyorum;
ananı da al git burdan üzerine;
ben şu muhabbeti televizyonlardan bilmem kaç kere izledim de o köylü bozuntusuna ne analar bacılar andım, yad ettim, kutsadım. sen bir sürü tuhaflık yapmışsın zamanında; köylü vatandaş için konuşuyorum, provokativiten baskın bünyende, ona buna ayak adamı olmuşsun be adam. sonra kalkıp yine bir afedersiniz kaypaklık yapıyorsun bağırış çağırış ki ejderha gibi anırdığın adam her kim olursa olsun bir başbakandır. ele ense göte parmak istiyor bazıları belli ki. devlet büyüğü yanına alıyor seni ama sen ne yapıyorsun, avazını zorlaya zorlaya adamın yüzüne bağırıyorsun. normal sesle konuşsan ne olacak köylü arkadaşım? o gün bu adamcağız kimin vasıtası ile tarım kredisi çektiyse onun menfaatine yaraşır bir hareket yapmıştır. yediği lafta bizim sanal entelektüellerimize malzeme olmuştur. bu konuda aksini iddia eden bünyeler benim için tümden gelim tüme varım yandaştır; bu ne demek onu bende bilmiyorum açıkçası.
sonuçta bu laf güzeldir. bazen birilerine had bildirmek gerekir, özellikle işin içinde birilerinin "çomağı" varsa. provokasyon hakikatli insanların işi değildir! he eğer bi dalavere yoksa, kaşırız götümüzü...
noktalı virgül üzerine;
kullanmaya bayılıyorum, anlam kargaşasını hissettirebilmek için birebir, tam tersi de olabilir. kullanıcısına göre, bünyeye göre...
edit: bir insan evladı olayı yazmayı başarmıştır sonunda (bkz: #3185372), seri eksicime öpücükler.
olaya objektif bir pencereden bakmak lazım gelir.
zira kemal isimli vatandaşın eyleminin provokatifliği barizdir.
başbakana karşı miting meydanında anamızı ağlattın be! diye bağırmakta olan vatandaştan bahsedilmektedir.
başbakan oradan uzaklaştırılan vatandaşı dinlemek üzere yanına getirilmesini söyleyerek nezaketli bir davranışta bulunmuştur. ama vatandaşın niyeti farklıdır ve söz ve davranışlarıyla başbakanı tahrik etmekte ve kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır. bilmiyorum aynı pozisyonda ben olsam daha ağır hakaretler edebilirdim herhalde...
ak partiyi ve bir numaralı adımını savunanların, onun bütün hatalarını, öküzlüklerini benimsedikleri gibi benimsedikleri cümle. hatta bir ak partili vatandaş şöyle bile demiştir bana yakın zamanda: sen hiç merak etme, tayyip kime "ananı da al git buradan" diyeceğini bilir.. ööööhhhhh.. allah akıl fikir versin..