türkiye cumhuriyeti başbakanının türkiye cumhuriyeti vatandaşına söylediği talihsiz, terbiyesiz cümle.
enefle kınadım o an başbakanı.
anasını alıp nereye gidecek? sen başbakansın o vatandaşın sorununu çözmek için ordasın. haddini bil!
liseli gençliğin tayyip'i çok sevme sebebidir. artık okulda öğle arasında herkes birbirine bu espriyi yapıyor. ben de yine aradan çıkıp ananı da al gel dedim. tabi herkes yerde yine gül, öl, sıç, bok yarıl.
Bu ülkenin başbakanına bir kaç defa anamızı ağlattın diyip konuşmasına izin vermezsen alabileceğin doğal bir cevaptır. Çünkü o adam bizden biridir ve hepimiz bu cevabı verebiliriz. Dakılmamak lazım...
başbakan olmuşsun ama konuşmayı, kibarlığı, asaleti ve insanlığı öğrenmemişsin arkadaş sen. şimdi bu adamı haklı bulanlara soruyorum bi başbakan sokaktaki serseriler gibimi konuşmalı.(ha ama zaten bu adam bir serseri)
edit:bazı serseri severler bunu kınayıp eksilemişler. ee hayvanseverler de aynı şeyi yapıyor.
Demokrasinin varlığına güvenip bir Başbakan'a seviyesizce şeyler sayan birisine, başbakanın da bir insan olması sebebiyle sinirlenmesi sonucu haddini bildirmesidir. "istediğini söyleyen istemediğini işitir" sözünü kanıtlayan bir diyalogun sonuç cümlesidir. Zira bu toplumda analar büyüklere terbiyeli olmayı öğreterek büyüttüler bizi.
demokrasiyi büyüklük zanneden kişilerin savunduğu söz. bahsi geçen olayda her ikisi de türkiye cumhuriyeti vatandaşı fakat biri binlerce dolarlık saat takar ve milyon dolarlık gemisi vardır, diğerinin kolunda saat yoktur, annesi hastadır ve traktörüne mazot koyamıyordur.