Kadının çocukları vardır. Çocuklar bir gün kahvaltı sofrasına oturduklarında ortada, tabağın içinde, haşlanmış yumurtalar görürler. Çocuk başı bir yumurta. Çocuklardan biri atılır: "Ana, hani sana yumurta yok mudur?" Kadının yüzünde tarifsiz bir keder, boynu bükük: "Ey oğul, şu garip ananız yarım yesin, yarım yarım beş yesin." Çocuklar bu sözün üzerine gereken mesajı alır; o dakikada, yumurtalarını ikiye bölüp bir parçasını annelerine gönül rızasıyla verirler. Yani? Yani bizim anne ağlamasını bilmiş ve dört yumurtayı çocuklarının gözü önünde afiyetle götürmüştür.