bir edebiyat terimi olarak geçmişin yargılarıyla bugünü değerlendirmek anlamındadır. edebiyatta anakronizm eserin yanlış yorumlanmasına yol açar.
edebî eseri Hippolyte Taine'in devir-şahıs-zaman nazariyesine göre incelemek daha doğrudur.
kakaonun keşfi başlığında genel olarak denediğim anlatım türü. yalnız sen git kendi çapında o kadar anakroni yap uzun uzun metinlerle, elin karikatüristi gelsin tek karikatürle olayı özetlesin. peh!
zamandışılık olarak türkçe'ye çevrilmiştir.. örnek olarak 1600'lü yılları anlatan benim adım kırmızı'da, nazım hikmet'e itaafen "ranlı şair sarı nazım" karakteri verilebilir, nitekim nazım o yıllarda daha yaşamıyordu..
insanlarla dinozorların aynı zaman içinde yaşadağını söylersek anakronizm yapmış oluruz. çünkü insanlarla dinozorlar hiçbir zaman aynı anda yaşamamıştır. bu hata sıkça yapılır.
mesela dietrich, antik çağa ait bir kahramanken, almanların 12. yüzyılın sonlarında tamamlandığı düşünülen nibelungen destanında kendisini görüyoruz. ne işin var orada dietrich diyorsanız*, bu bir anakronizmdir.
eski yunancada olayları yanlış zamanlandırma anlamına gelen "anakhronismos" kelimesinden türetilmiştir. edebi eserlerde okuyucunun dikkatini konuya çekmek ,olayları daha renkli ve çarpıcı olarak ortaya koymak için başvurulan bir yöntemdir. özellikle trajedilerde anakronizme çokça yer verilir. ayrıca prof.dr.şükrü hanioğlu türk tarihçiliğinde anakronizm'in ciddi bir "tarihselleştirememe" veya "tarihsizlik" sorunu ortaya çıkardığını söyler.
bugünün değerlerini, şartlarını geçmişteki bir olayı değerlendirirken gözönüne almakla, o olayın yaşandığı, vaki olduğu anın dikkate alınmamasıdır.
"-keşke birinci dünya savaşına girmeseydik." şeklinde sıkça karşılaşılan bir ifade sahibine, savaşa girmemenin mümkünlüğünün olup olmadığı algılatılmalıdır. kimse rahat rahat oturduğu yerde niye savaşa girsin ki? mecbur kalmadıkça!