mayıs sayısının dumanı buram buram tütmekte olan dergi:
--spoiler--
Parmağımı ağzımdan çekip boş rakı bardağımı kaldırıp asilce selamlıyorum onları. ne en yakın arkadaşının sevgilisine aşık olmuş bi adam gibi gözüküyorum o an, ne adamın yerinde olmak istiyorum, ne dans pistinde, ne kadnının yanında olmak istiyorum ne de demir karyolanın üzerindeki el yapımı, ucu dantelli beyaz yatak örtüsünün masumiyetine inat deliler gibi sevişmek istiyorum kadınla.
Aşalık bi herif oluşuma kaldırıyorum sayısını unuttuğum kadehimi ancak onlar bunu farkında bile değil.
--spoiler--
--spoiler--
Bugüne kadar okşanmanım hürlüğüyle yaşamış o kadın, Eline aldığı keman yayı ve kırbaçladığı adam -Senfonisiyle uğuldayan anfi rayları.
Çığlık mı değil, En pahalı içkinin içine kaçan fıstık nisali, Gümüş kesme bardağın kenarındaki ruj lekesi tüm hikayede saklı. Aslında mekân tam olarak bir bar ya da bir pavyon da değil,
-Bildiğin semt luna parkı.
--spoiler--
adına tam anlamıyla yakışır gerçekten güzel dergi.
--spoiler--
Ve daha da tuhafı bıyıklarımın ucunu yalamak isteyen kadınlarla tanıştım. izin vermedim tabi çünkü sadece bukalemunların tükürüğü jöle erbâbındadır.
--spoiler--
--spoiler--
Mutlu olmak için sebep türeten insanlardan değilim inkar edemem daima kötülük bana mutluluk verir. Küstürdüğüm insanlardan öcümü alırım.
--spoiler--
--spoiler--
6'lı çay bardağı setim var ve çay içenler genelde yüzünü buruşturur, çayı kötü demlediğimden değil çay bardağına sinmiş sek rakının bıraktığı o muazzam anason kokusunu hemen alırlar.
--spoiler--
--spoiler--
Ben iyi niyetliyimdir, ilk okulda silgime ip değil lastik takmıştım ki yanımdaki arkadaşım da kullanabilsin. Camiiye giderim, sularımı camiiden dolduruyorum. Allah'ın evi ne de olsa kutsal su ile banyo yapıyorum arındırdığına inanıyorum.
--spoiler--