çağlar zamanı sallardı, yıllar uyurken asırda
gün yüz yılı yaşatırdı, ilahi aşk denen sırda
acı eridi sevgide, diken kırıldı nasırda
onlar ki aşk meltemiyle kovdular yürekten kini
hor görmediler çirkini, güzele güzel dediler
bağdaş kurup oturdular, gâh halıda, gâh hasırda
Anadolu idi toprak, çadırda birdi hasırda
manâ delirdi sözlerde, gâh diyar, gâh el dediler
korku eridi gözlerde, fırtınaya yel dediler
binmediler her dem ata, bizden daha arık diye
dağda, kırda yalın taban, sürüdüler çarık diye
sarıp ilâhi sevdayı, başlarına sarık diye
tarihe kırk düğüm atıp, zaman içre çağ oldular
birer ulu dağ oldular.
beklediler sabır ile, helva olsun koruk diye
yücelerden enginleri, gözlediler doruk diye
aşkı çilesinde örüp, fani dünyayı boş görüp
yaradılanı hoş görüp, her ne isen gel dediler
kelle sürüyen kanları, gazada bir damla görüp
bir dilberin iki damla gözyaşına sel dediler
korku bekleyen dağları tepede bir çamla görüp
burcuna bir nağra asıp, "bre çamlıbel" dediler.