eskişehir'in en yeşil alanı.. üniversitenin göz bebeği.. şekile önem veren insanlar için belki de okunabilecek en iyi yer.. ama maalesef(!) bazen benim gibi dallamalar çıkıyor diyor ki ''ah ah ah tek bir bina, tavanı akan bir sınıfımız olaydıda istanbul da olaydı''
anadolu üniversitesi'nin esas kampüsü...
kampüs güzelliği olarak türkiye'de 2. sırada yer almaktadır. gerçekten de, baktığınız her tarafta görebileceğiniz bir güzellik vardır. yemyeşil ağaçlar, her hafta bakım yapılan bitkiler, migros, otel, iki adet banka, amfi tiyatro, oldukça geniş bir kütüphane, içerisinde birçok işyerinin bulunduğu bir çarşı ve daha birçok özelliğiyle gidilip görülmesi gereken yerlerden biridir. abartısıyla güzeldir hatta...
icinde kapalı yuzme havuzundan sinema salonuna,banka subelerinden migrosa ufak bir kasabayı arındıran anadolu üniversitesi'nin en büyük ve en güzel kampüsüdür..
içinde ayrı bir dünya barındıran, hastanesi, migrosu, bankaları, dev kütüphanesi, olimpik yüzme havuzu, sineması, hoteli, fırını, kongre salonları, restoranları, çağdaş sanatlar müzesi ile türkiye'de aktif üniversite hayatı sunan 3-5 üniversite yerleşkesinden biridir.
artık eski rektör olan engin ataçın tva da çıktığı her programda adeta delirerek bir yerleşke olduğunu zorla stüdyodaki zavallı öğrecilere dayattığı yer.
1968 yılına dek bir kaç askeri binanın burada bulunması nedeniyle askeriyenin topraklarıyken prof.orhan oğuz'un girişimleri sonucu 1968 yılında eitia'ya devredilmiştir.
türkiyede akademinin özetidir kanımca. etrafı içinde herşeyi barındıran sınırlarla çevrilmiştir. sınırlar içeriyi ve dışarıyı birbirinden korur. insanın aklına kaçınılmaz olarak "dünya mı üniversitenin etrafında döner yoksa üniversite mi dünyanın etrafında" ya da "eskişehir mi anadolu üniversitesinin etrafında döner yoksa anadolu üniversitesi mi eskişehirin etrafında" sorularını getirir.
militmetrik hesaplarla inşa edilmiş içinden ziyade içeriğine bakmak gerekir zannımca.
cumhuriyet kapısından çıkıp yıkılan ve yeniden yapılan kenti, eczacılık kapısından çıkıp olmakla olmamak arasındalığı ve cuma kapısından çıkıp üniversiteye en yakın gerçek olan yokluğu görebilen daha iyi anlayacaktır anlatılmak isteneni...
ne yazık ki birileri* hala üniversiteyi taştan binadan ibaret sanıyor... vah ki vah...
2 adet girişi vardır bu kampüsün. biri bağlar caddesi bitiminde heybetli ana giriş, ikincisi eczacılık fakültesi girişi. tramvayı kullanıyorsanız eczacılık girişini kullanmanız tavsiye edilmektedir.
edit:lan entrymi neden düdükledin? ne zararı vardı be!
3 adet girişi vardır bu kampüsün. biri cumhuriyet kapısı ( bağlar caddesine çıkan kapı), diğeri eczacılık kapısı (tepebaşında olan kapısı) diğeri de cuma kapısı (yeşiltepeye çıkan kapı).
hani hayvan gibi diye bir tabir vardır ya işte o kadar büyük bir kampüstür.içinde yok yoktur.dolaşmaya kalksanız her köşesini en az 2 saatinize mal olur, benim hala bilmediğim kenarları köşeleri mevcuttur bu kampüsün hakeza 4 senedir içindeyimdir ama yemiyor dolaşmaya.
kaldırımları çok dar olan kampüs. örnek olarak kaldırımdan dersliğinize yürüyorsanız ve karşınızdan bir grup geliyorsa yola inmekten başka çareniz yoktur çünkü yürüyecek alan bulunmamaktadır.
Rektörlüğün önündeki çiçeklerin her hafta değiştirildiği,öğrencilerin göz zevkine hitap eden , dünya bankasına bayağı borçlu bir üniversitenin kampüsü.
anadolu universitesinin bu gunlere gelmesinde en cok emegi bulunan saygideger hocamiz, rektorumuz simdiki eskisehir buyuksehir belediyesi baskani prof. dr. yilmaz buyukersen'in 'yunus emre kampusu, sinirlarindan kopup yerkureden ayrilsa, burada hayat devam edebilmeli' dusuncesi ile insa edilen turkiyenin en iyi universite kampuslerinden biri....
açık öğretim fakültesi nin merkezinin bulunduğu kampüstür ki bu özelliği kağıt üzerinde öğrenci nüfusu olarak dünyanın sayılı kampüslerinden biri yapar.