Çocukken oturduğumuz evin hemen yanında bir aile apartmanı vardı ve o enteresan kalabalık evden, enteresan beddualar duyulurdu, anne ve çocuklar, akrabalar sürekli beddua ederlerdi birbirlerine, camlardan sarkıp beddua ettiklerini hatırlarım, ne manyak komşularmış hakkaten. çocuk aklımla anlamasam da meallerini, o vurgu ve tonlamalardan bilirdim ki iyi birşey söylenmiyor:
-yerlere döşenesice!
-gafil gadalara uğrayasın!
-ölün önüne uzansın!
-koynunda gördün, kucağında görme!
-beşinizi bir tahtada yusunlar!