anadolu partililer

entry3 galeri0
    1.
  1. benim açtığım bir twitter hesabı. ( @anadolupartili ) (a ve p büyük harflerle sözlüktü tüm harfler küçük olduğu için uyarayım.)
    açılma süreci ve açılma amacı aşağıdadır.

    ***

    emine ülker tarhan daha chp de ilen sevmiştim. sadece konuşan siyasetçilerden değildi. eylem insanıydı!

    ergenekon kumpasının tiyatrosunun karşısında silivri’deydi. gezi parkında gençlerle beraber gaz yedi.
    o bir anneydi. gencimizi yavrusu gibi gören onlara zeval gelmesin diye en önde duran…

    cumhurbaşkanlığı seçiminde (ekmek bahaneydi) “rte için ekmeleddin”i çıkaranların karşısına dikildi.
    yine sadece konuşup elini taşın altına koymayanlardan olmadı! “madem arkadaşlarım, sevenlerim layık gördü adayım” dedi.

    binlerce insan gibi benim de artık sempatim sevdaya dönüşüyordu.

    koltuğunu düşünenler, başarısızlık durumunda tepkiden korkanlar, liderin ağzının içine basıp tırsanlar vs. hesaplar arasında yitip gitti adaylığı. ama yılmadı!

    o zamanlar da “oyları bölecek” diye eleştiriyorlardı!
    oysa ki matematik tam aksini söylüyordu! (bkz: emine ülker tarhan/#24329468)
    nitekim matematiğin dediği oldu!

    insanlar oy kullanmasın, iyice umutsuzluğa gömülsün, ak diktatörlüğün gölgesini üzerinde hissetse de ses çıkaramasın diye “soft tayyip aday gösterilmişti” temsil edilmediğini düşünenlere “tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” denilmişti! oysa ki biz anadolu insanıyız! biz “ferman padişahın ise dağlar bizimdir” diyenleriz! bize emrivaki sökmez! nitekim sökmedi de! “tayyip” karşısında “soft tayyip” dayatmasına karşı çıkanlar olarak dönemin moda tabiri ile direndik!

    ***

    eleştirilerinin dozu arttıkça sosyal medyada linç ekipleri devreye girdi!

    “ak troller” gibi “chp trolleri” de bol keseden sallıyordu!
    emine ülker tarhan’ın;
    - kürdofobisi var!
    - elitist!
    - islam düşmanı!

    bu eleştirilere de cevabını en azından sözlük üzerinden vermiştim (bkz: emine ülker tarhan/#24775621)

    ***

    istifasıyla bile y-chp’yi kendine getirme, sonradan eklemlenen ve altı ok’a hiç de yakışmayan “y” yi atma uğraşındaydı!

    bi an çok sevindim ama sonra içimi bir korku kapladı. “umarım siyasete küsmez, mücadeleden vazgeçmez” diye düşündüm. twitter’da @the_mc_barz adresimden #emineulkertarhanpartikur diye hashtag açtım. pek bir ses getirmedi. ama olsun önemli olan varamasak da yolunda ölmek idi.

    ***
    sonra emine ülker tarhan bir kez daha “eylem” insanı olduğunu gösterdi.
    sadece “yanlışı” söylemek olmazdı.
    doğruyu da göstermek, alternatif olmak gerekirdi.
    atatürk’ün kızına yakışan buydu.
    o bunu yaptı.
    sevdamız aşka dönüştü…

    ***

    parti kurulduğunda linç girişimi başladı.
    benim silahım / gücüm sözlük idi.
    oradan cevap verip ulaşabildiğim kadar kişiye ulaşmaya çalıştım.
    (bkz: emine ülker tarhan/#25815713)

    chp’nin oylarını bölecek eleştirilerinin yersiz olduğunu anlattım.
    (bkz: anadolu partisi/#25919884)

    ***

    parti kurulduğu andan itibaren twitter’da kurucuları, il/ilçe başkanlarını vs. takip etmeye ilk etapta gördüğümüz eksiklikleri aktarmaya çalıştım.
    sağ olsunlar çok kibar insanlar. bizdeki heyecanın ve hevesin farkındaydılar. sabırla dinlediler. üşenmediler cevap verdiler.

    anadolu partisi genel merkezi’ni ve il başkanlarını arayarak bilgi verdim. edindiğim bilgileri sosyal medyada yaymaya çalıştım.
    baktım ki imece bir çalışma var.
    kurucular çok yoğunlar. örgütlenmek ve yasal zorunlulukların peşinde koşturmak çok zamanlarını alıyor.
    @anaparti1411 hesabı ile yapılan duyurularda seçici davranılıyor.
    açılan bir sürü sahte anadolu parti hesabı var.
    insanlar birkaç kişi haricinde parti kurucularını vs. tanımıyor.
    il/ilçe örgütlenmeleri ile partiye gönül verenler ve halk arasında bir köprü eksikliği var.
    ee emine ülker tarhan’ın gençlere güveni de malum.

    kolları sıvadım.
    “anadolu partililer” ( @anadolupartil )i diye bir twitter hesabı oluşturdum.
    amacım emine ülker tarhan’ın dediği gibi “onlara sandıkları kadar çok olmadıklarını, bize de sandığımız kadar az olmadığımızı” göstermekti.
    aman barajı geçemez düşüncesi ile elleri titreye titreye, ehven-i şerdir deyip başka partiye oy verenlere “çok” olduğumuzu onların da katılımı ile daha da büyüyeceğimizi, artık bir alternatiflerinin olduğunu göstermekti.

    her gün anadolu partisi ve emine ülker tarhan başta olmak üzere diğer kurucular hakkında yorum yapan kişileri ekliyorum. onlardan dönüşlerle ve yorumlarımıza / haberlerimize teveccüh gösterenlerle birlikte @anadolupartili hesabı kısa zamanda 500 takipçiyi geçti ve her geçen gün artmaya devam ediyor.

    ***

    bu hesap beklediğimden fazla ilgi görünce kucağında yeni doğmuş bir bebeği tutan baba gibi incitmekten korktum. vereceğim mesajlarda yanlış anlaşılma riskini ortadan kaldırmak için anadolu partisi kurucularının söylemlerini ve parti programından özetleri twit atmaya başladım.

    ***
    @anadolupartili hesabının kurumsal kimliği zeval görmesin diye şahsi düşüncelerimi şahsi (@the_mc_barz) hesabından yazıyorum. daha sonra @anadolupartili hesabından paritye gönül vermiş herhangi bir insanın twitini paylaştığım gibi rt’liyorum.

    ***

    bu hesabı açma amacım
    1) atatürk’ün devrimleri yolundan gideceğine inandığım emine ülker tarhan’a destek olmak

    2) anadolu partililerin ve özellikle gençlerin parti ile ilgili görüş, düşünce, istek ve taleplerini dile getirebileceği bir platform yaratmak

    3) sn. emine ülker tarhan’ın dediği gibi “sandıkları kadar az olmadığımızı” görmek ve göstermek

    4) penguen medyası karşısında sosyal medyanın gücünü göstermek, partimize ilişkin haberleri paylaşarak sosyal medyada sesimizi duyurmak

    5) sahte anadolu partisi hesaplarından olabilecek herhangi bir bilgi kirliliğinin önüne geçmek (diğer gönüllü hesaplar yanlış anlamasın. trollemek amacı ile açılabilecek hesapları kast ediyorum)

    6) anadolu partisinin resmi twitter hesabı sadece tek yönlü iletişim için oluşturulmuş ki doğrusu da bu. @anadolupartili hesabı ile çift yönlü iletişimi sağlamaya çalışmak.
    “örnek olarak partimiz ve sloganlarına ilişkin görüşleriniz nelerdir?” diye açıkça sorabiliyoruz.
    ileri aşamada gelen cevapları özetleyip kuruculara / parti yönetimine iletebilecek hale geleceğiz.
    üye sayısı artığında maliyetsiz kamuoyu yoklaması yapılabilecek bir hal alacak.
    parti tabanının parti yönetiminden beklentilerini ortaya koymak.
    örneğin #neden anadolupartisi diye başlattığımız hashtag’e kurucularımız da destek oldu. herkes nasıl bir parti görmek istiyorsa, hangi yaralara çare olmasını umuyorsa dile getiriyor.

    7) twitter’da aktif olacak en azından 1.000 kişilik gönüllüye ulaşmak. hükümetin ve penguen medyasının yaydığı suni gündem / dezenformasyon yerine, ülkenin gerçeklerini konuşacak bir gündemi ilk etapta twitter’dan başlayarak yaymak.

    8) kurucularımız/parti yönetimi/il/ilçe örgütlenmeleri ile partiye gönül verenler ve halk arasında bir köprü olmak.
    herhangi bir ilçemizdeki örgütlenme çabasından ya da başarıdan tüm parti gönüllülerini / halkı haberdar etmek.

    9) insanlara en azından twitter üzerinden partiye destek olunabileceğini göstermek

    10) anadolu partisi programını ve siyasete getireceğimiz yenilikleri anlatmak

    11) gezi zekasını konuşturmak.
    bu bağlamda ilk sloganımız.
    #anamızıaldıkgeliyoruz

    emine ülker tarhan için ilk etapta seçilen
    #anadolukadını
    yerine
    ya da bir çok kişinin dile getirdiği gibi #atatürkünkızı sloganını kullanabiliriz.
    ben
    #celikleydi
    sloganını da çok yakıştırıyorum. bakalım benimsenecek mi?
    sizlerden gelecek önerilerle bu kısım gelişecektir.

    12) örgütlenmede partimize yardımcı olmak her il ve ilçede twitter’da destek hesapları açarak bulunulan bölgedeki parti gönüllülerinin belirlenmesi ve partiye kazandırılmasına yardımcı olmak.
    örneğin bazı illerde henüz yapılanmamız yok. kurulana kadar o ildeki gönülleri destek hesapları aracılığı ile organize edebiliriz.

    özetle: Anadolu partisi çok güzel gelsenize : )
    0 ...
  2. 2.
  3. ülkemizin yeni siyasi lokomotifleridirler*. şaka şaka bir bok olmaz bunlardan. powerpoint sunumlarla ülke yönetilir mi? ben hayır diyorum.
    0 ...
  4. 3.
  5. Twitter'da 700 takipçiyi geçen grup.

    Ama bugün anlatacaklarım bu grup ile ilgili değil!

    ***

    ilk olarak Anadolu partisinin açılış sürecinden sonra yaşadıklarımı ve @AnadoluPartili hesabını açma nedenimi açıklamıştım. (bkz: anadolu partililer/#26065421)
    Burada Anadolu Partisi Genel Merkezi’ne yaptığım ilk ziyareti anlatacağım.

    ***

    Cuma gece yarısı eşimi ve daha 16 aylık olan kızımı alıp istanbul’dan otobüse atladık. Anklara’ya gidiyordum. Hayatım boyunca herhangi bir partinin kapısından girmemiş, kendini herhangi bir partiye ait hissetmemiş, soranlara “ben Atatürkçüyüm. Mevcut partilerin hiçbiri beni temsil etmiyor. Ben muhalifim” diyen ben, Anadolu Partisi’ne üye olmak, mevcut durumda eleştirilerimi söylemek, yapılması gerektiğini düşündüklerimi açıklamak ve özellikle sosyal medyada yapabileceklerimi anlatmak amacı ile Ankara’ya gidiyordum.

    Cumartesi sabah erkenden partiye gitmek tanışabildiğim kadar çok partili ile tanışma niyetindeydim. Ama heyecandan uyuyamıyordum. Otobüste bebeğimi uyutabildikten sonra @AnadoluPartili hesabına gelen soruları cevaplıyor, daha fazla insanın üye olması için Anadolu Partisi, Emine Ülker TARHAN ve diğer kurucular hakkında yorum yapanları takip ediyordum. Bir yandan da genç arkadaşlardan oluşan gönüllü bir grup ile neler yapabileceğimizi mesajlaşıyorduk. Sabaha kadar uyumadım. Ankara’ya vardığımda birkaç saatlik uykuya daldım.

    içimde bir yandan büyük bir heyecan ve mutluluk vardı ama diğer yandan korkuyordum. Korkma sebebim ise parti kurmak büyük masraftı, halk hareketi olan Anadolu Partisi’nin arkasında ya farklı bir sermaye ya da ülke varsa diye korkuyordum. Atatürk “Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür” demişti. “Bugün para alan yarın emir alır” diye korkuyordum. Korkumun yersiz olduğunu görecektim. Ama orayı birazdan anlatacağım. Öncelikle tanışma.

    ***

    Partimizin geçici merkezi Kızılay’da. Bayındır 2 sokak ile Meşrutiyet Caddesinin kesiştiği yerde. Apartmanın altında manav var. Apartmanı buldum. Kapıyı açıp içeri girdiğimde daha önce Ankara merkezi aradığımızda telefonlarımıza bakan daha sonra Çankaya ilçe başkanı olduğunu öğrendiğim Bahar SEVDIK karşıladı beni.

    Neden orada olduğumu, eleştirilerimin neler olduğunu, ne yapmak istediğimi, partiye nasıl bir katkı sağlayabileceğimi açıklıyordum. Konuşmamız partililerimizin yoğun ilgisi karşılığında sık sık telefonla bölünüyordu. Ama çok memnundum bu bölünmelerden.

    Bahar Hanım çok sıcak karşıladı. Ben heyecanlı heyecanlı anlatırken dikkatle dinliyordu. Telefon aralarının birinde ellerinde pasta, börek, çay ile geldi. Bahar Hanımın eşi de oradaydı. Bahar Hanıma laf vurarak “partiye girdi gireli bizi unuttu, artık ilgilenmiyor” dedi. “Bizim evde de durum farklı değil eşim benden şikayetçi” dedim. Ailemdeki üyelerin tatlı tatlı atışmaları geldi gözümün önüne, ailemin yanında hissettim kendim. Ben o gün Ankara’da aile sıcaklığını gördüm…

    Partimizin internet sitesi ve sosyal medya önerilerimi anlatınca “konuyla ilgili kurucu üyemiz ile görüştürelim seni. Bugün gelmeyecekti ama bi arayalım” dediler. Bir süre sonra Anadolu Partisi Genel Sekreteri Dicle EROĞUL geldi. Yorgun olduğu yüzünden belli idi. Tanıştık “birazdan geliyorum” dedi. Mutfağa geçip biraz önce bana ikram edilen pasta/böreklerle karnını doyurdu. Çayını alıp geldi. Konuşmaya başladık. Ben heyecanlı heyecanlı anlatıyordum. Sabırla dinledi. Ben o gün Ankara’da bir sevda uğruna aç kalan, yorulan ancak tüm yorgunluğa rağmen partiye gelen bir genci dinleme nezaketini gösteren insanları gördüm...

    Sonra partinin diğer kurucuları, görevli / gönüllü arkadaşları ile sohbet başladı. Partinin geçici genel merkezinin numarası açıklanır açıklanmaz Avusturya’dan aramış bir gönüllü “ilk bağışı ben yapmak istiyorum” demiş. Henüz partiye bağış yapılacak hesap numarası belli olmadığı için kabul etmemişler. Telefondaki kişi ısrarla “siz hesabınızı verin size göndereyim. Partinin hesabı açılınca aktarırsınız” demiş. Kabul etmemişler. “Birkaç güne kadar bağış hesaplarımız resmi siteden açıklanacak o zaman gönderirsiniz” demişler. (Nitekim resmi siteden partimizin bağış hesapları açıklanır açıklanmaz ben de ilk bağışımı yaptım) Ben o gün Ankara’da harama el sürmekten korkan, onurlu insanları gördüm.

    Sohbet ilerledikçe, partililerin il merkezlerini tutmak için ceplerinden para harcadığını, hatta stopajın bile nasıl ödeneceği hususunun gündeme geldiği, fotokopilerin ve çeşitli sarf malzemelerinin eşden – dosttan imece usulü sağlandığını. Ancak kimseye boyun eğilmediğini, kimseye avuç açılmadığını gördüm. Ben o gün Ankara’da gururlu insanları gördüm.

    Anadolu Partisi Kurucularından Onur Kireçtepe de oradaydı. Yanında da genç bir arkadaş. Onur Beyin üniversitede akademisyen olduğunu öğrenince “herhalde partiye gönül vermiş bir genç” diye düşündüm. Onlar işleri olduğu için çıkmaz üzerelerken öğrendim. O genç arkadaşın Emine Ülker TARHAN’ın oğlu Araz olduğunu. Rahmetlik dedem derdi. “Birini gerçekten tanımak istiyorsan o kişinin hem anne bababasını hem de çocuklarını tanı”. Ben orada efendi bir genç gördüm. Giyimi alelade ama tavrı olgunluk, saygı ve mütevazilikle harmanlanmış. Ben o gün Ankara’da örnek bir evlat gördüm. O evladın gözlerinde annesini ve babasını gördüm.

    Sohbetin orta yerinde Dicle Hanım ve Bahar Hanım “bizi Atatürk yaktı” dedi. Nasıl yani? dedim.
    Ona “Ordu Yok” dediler, “Kurulur” dedi. “Para Yok” dediler, “Bulunur” Dedi. “Düşman Çok” dediler, “Yenilir” dedi. “Bize de imkansızlıkları anlatıyorlar hep, biz ATA’mızın yolundan gidiyoruz. Zorlukları aşacağız” dediler.

    Ben o gün orada söylemedim ama ben hem Atatürk’ün gençliğe yüklediği misyon hem de 16 aylık kızım için oradaydım. ilk kez bir partiye katılmaya niyetlendim. Zira ülkenin adım adım karanlığa çekildiğinin, Atatürk ve Cumhuriyetin kazanımlarından uzaklaştırıldığının, bu karanlık zihniyetin ilk hedeflerinin kadınlar ve farklı görüşten insanlar olacağının farkındaydım. Kızım büyüdüğünde “baba Atatürk’ün bize sağladığı haklar bir bir elimizden alınırken sen ne yaptın?” demesine dayanamayacağım için kötüye gidişe umut olacağını düşündüğüm Anadolu Partisi’ne katıldım. Ben o gün Ankara’da Atatürk yolunda insanlar gördüm.

    Anlatım biraz dağınık oldu farkındayım ve özür dilerim. Demek istediğim şu; eğer ben o gün Ankara’da;

    - italyan marka ayakkabılarla dolaşıp caka satan,
    - Burunlarından kıl aldırmayan,
    - Gözlerinde $ işareti olan, partiden bir yer kapıp köşeyi dönme niyetinde olan,
    - Korumalarının etten duvar ördüğü

    insanlar görseydim. Bugün çok ağır / eleştirel bir yazı yazıyor olurdum.

    Ama ben o gün ankara’da;

    - Zorluklar karşısında yılmayan insanlar,
    - Mütevazi, saygılı, başkalarının görüşlerine değer veren,
    - Gençlere sevgisi saygısı lafta olmayan,
    - Atatürk yolunda
    - Belki fakir ama gururlu, haram yemekten korkan Anadolu insanını
    gördüm.

    O insanların ellerinden çay içmenin keyfine vardım. Öyle ki her yudumun keyfini çıkardım. Ağır ağır içtim. Ayrılırken “uzun zamandır böyle keyifli çay içmemiştim” dedim. “Ziyaretimize geleni çaysız bırakmayız” dediler.

    Siz de bir gidin.
    Tanışın.
    Varsa önyargılarınız yıkılacaktır.

    Taahhüt ediyorum.
    Helal para ile kazanılmış çayın tadına varacaksınız.

    Son söz: Anadolu Partisi Çok güzel gelsenize : )
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük