halihazırda, ermenistan, gürcistan, azerbaycan ve iran'da varlığını sürdüren türkiye direyi'nin eşsiz parçası.
iran parsı'na genetik olarak birebir benzemektedir, zaten aynı coğrafyanın birer elemanı oldukları için anadolu parsı-iran parsı olarak sınıflara ayrılması anlamsızdır.
anadolu coğrafyası'na ait olan bu birey derhal bahsi geçen ülkelerden temin edilerek devlet koruma alanlarında çoğaltılmalı ve ait oldukları topraklarda ilelebet özgürce yaşamalıdır.
------------------------------------------------
Anadolu Parsı (Panthera pardus tulliana)
Alem: Hayvanlar
Şube: Omurgalılar
Sınıf: Memeliler
Ordo: Etçiller
Aile: Kedigiller
Genel ismi: Anadolu Parsı
------------------------------------------------
Yaşama alanı:
Ormanlar, otlaklar, yaprak döken ormanlar, maki kaplı sarp ormanlar, ılıman iklim
Dağılımı ve Popülasyon:
Anadolu'da ılıman iklimin yaşandığı Ege ve Akdeniz bölgesi ormanlık alanlarında yaşar. Dilek Yarımadası batıda görüldüğü en son nokta. Popülasyonun yok olduğu ya da yok olmak üzere olduğu düşünülüyor.
Gebelik süresi: 90 - 112 gün
Eşeysel olgunluğa ulaşma süreleri: 30 -36 ay
Yaşam süreleri: 20 - 25 yıl
Omuz yüksekliği: 43 - 79 cm
Vücut uzunluğu: 91 - 243 cm
Ağırlıkları: 55 - 100 kg
Yavrulama: Bir seferde 2 veya 3
Vücut rengi: Kahverengi üzerine siyah benekli
Avlanma: Hem gündüz hem de gece, koşmadan 6 metreye varan uzun sıçramalarla planlı hareketlerle avını izler. Avını yakaladıktan sonra ağaç üzerine ya da kaya oyuklara taşır.
Avları: Geyik, Ala geyik, yaban keçisi, yaban domuzu, küçük memeliler ve kuşlar temel besinidir.
------------------------------------------------
Anadolu Parsı, leopar türleri içerisinde en iri olanıdır.
Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı'nın 1966 yılında milli park ilan edilmesinin sebeplerinden biri, Anadolu Parsı'nın yaygın olarak burada yaşıyor olmasıdır. Milli parkın güneyinde yer alan eski Doğanbey Köyü ile kuzeyinde yer alan Güzelçamlı beldesinde yaşlı insanlar bir zamanlar geceleri Anadolu Parsı'nın sesini duyduklarını anlatmaktadırlar. 1950'li yıllarda, Dilek Yarımadası güneyinde bulunan Milas'ta yaşayan Mantolu Hasan lakaplı avcının 15 adet Anadolu Parsı vurduğu yine bu bölgede yaşayan halk tarafından söylenmektedir.
Zararlı hayvan olduğuna dair iddiaların aksine parslar besin zincirinin en tepesinde yer alarak doğal dengenin korunmasında önemli rol oynayan yararlı hayvanlardır. Pars tarafından öldürülmüş hiç kimseye ait bir kayıt da yoktur. Parslar köşeye sıkıştırılmadıkça insana saldırmamaktadır ve insanlardan sürekli kaçmaktadır.
Anadolu Parsı, (Pantera Pardus Tulliana) dünyadaki bütün pars(Leopar) türleri içinde en iri olanıdır.
Anadolu Parsının iran Parsının (Pantera Pardus Saxicolor) bir türü olduğu kabul edilse de Anadolu Parsı, iran Parsından daha iridir.
1974 yılında Ankara Beypazarında vurulan Anadolu Parsından sonra her hangi bir parsa rastlanılmadığı için soyu tükenmiş olarak kabul edilmektedir.
Anadolu Parsına ilk bilimsel Felis tulliana adı, 1856da Fransız zoolog M. A. Valenciennes tarafından, Klikya Valisiyken Anadolu Panteri ile ilgili ilk bilgileri derleyen Romalı Marcus Tullius Ciceroya ithafen verilmişti.
Anadolu Parsının Anadoluda varlığı çok eskilere dayanır. Konya Çatalhöyükte bulunan yaklaşık 9.000 yıllık duvar resimlerinde ve Ana Tanrıça heykelindeki parslar, bizlere Anadolu Parsının en 9.000 yıldır Anadoluda yaşadığını gösteren arkeolojik bulgulardır.
Anadolu Selçuklu Devletinin kağanlarından 2. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemine ait sikkelerin üzerinde pars resimleri vardır.
Anadolu Parsına ait bir diğer belgede Abraham Ortelius tarafından 1568 tarihinde çizilmiş olan Marmara Bölgesi Haritasında pars yaşama alanlarının gösterimidir. Bu haritada bu günkü Çanakkale ile Bursa arasında o tarihte parsların yaşadığının harita üzerinde işaretlenmesi, pars yaşama alanlarının tespiti açısından çok önemli bir tarihsel belgedir.
Osmanlı imparatorluğu dönemine ait minyatürler de Anadolu Parsının o dönemde bolca bulunduğunun birer kanıtıdır. (2)
Cumhuriyet döneminde Anadolunun çeşitli bölgelerinde Anadolu Parsı vurulmuştur.
1936 Yılında Türkiyenin çeşitli bölgelerinde yaklaşık 350 adet Anadolu Parsı bulunduğu rapor edilmiştir.
izmir Hayvanat Bahçesi'nde Zoza Adlı Anadolu Parsı. Bu Fotoğraf Anadolu Parsı'na Ait Canlı Çekilmiş 2 Fotoğraftan Biridir.
Anadolu Parsı, önceleri Ege Bölgesi, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz, Amanoslar, Doğu Anadolu Van, Hakkari, Ağrı, Iğdır, Kars, Kaçkarlar Doğu Karadeniz, Beypazarı ve Batı Karadenizde Bolu- Seben bölgelerinde yaşarlardı.
5 Mayıs 1937de çıkan Kara Avcılığı Kanununda parslar her vakit avlanılabilen zararlı memeliler arasında yer almaktaydı. Taki belkide soyu tükendikten sonra 1987 yılında Anadolu Parsının avlanması yasaklandı. Avlayanlara 30.000 TL para cezası kesileceği duyuruldu.
1930-1950 yıllarında izmirli avcı Hasan Bele,(Mantolu Hasan) tek başına yaklaşık on beş panteri öldürdü. Bu sayı, Atatürk zamanında Ankaraya gelen ve Türkiyede zoolojinin kurucusu olarak bilinen ve panterin Anadoludaki dağılımının haritasını yayınlayan Dr Hans Kumerloevenin Türkiyenin Memeli Hayvanları araştırmasında da elli olarak belirtilmekteydi.(2) Mantolu Hasanın pars katliamı ancak dönemin Cumhurbaşkanı ismet inönünün kendisine bir tüfek armağan edip bir daha pars vurmama sözü almasıyla önlenebildi.
Kanuni Sultan Süleyman'ı Parsların da Olduğu Bir Av Sırasında Gösteren Minyatür.
Bir seferde 2-3 yavru doğuran Anadolu Parsları 20-25 yıl yaşar. iki yılda bir genelde Ocak Şubat aylarında çifleşirler. Gebelikleri 90-112 gün sürer. Gözleri kapalı doğan yavruların 7- 10 günlük iken gözleri açılır. Yavrular, 18-24 ay boyunca anneleriyle birlikte yaşarlar. Üreme olgunluğuna dişiler 33 aylıkken; erkekler 24-36 aylıkken erişirler. (3)
Çok zarif ve çevik bir hayvan olan Anadolu Parsı, büyük kedilerin içinde en usta tırmanıcılardır. Ağaçlara ve kayalara kolaylıkla tırmanabilir, bazen 6 metreyi bulan sıçramalarla avlarının üzerlerine atlarlar. Çok canlı bir kürk rengine sahip olan Anadolu Parsının kürkü sarı üzerine kara beneklidir. Karanlıkta gözleri çok iyi gördüğünden geceleri de avlanabilirler. Öksürüğe benzeyen kesik kesik, kükremeleri vardır. Yaban keçisi, geyik, domuz, kirpi, küçük memeliler ve kuşları avlarlar. Avlarını ağaçlara çıkaracak kadar güçlü vücutları vardır. Anadolu Parsları mükemmel yüzücüdürler.
Dişileri erkelerine göre daha iri olan Anadolu Parslarının, boyu 2-2.5 metre; ağırlığı 35-100 kilogram arasında değişmektedir. Kuyruk uzunlukları 80 cm civarındadır. Parsların yerden yüksekliği 60-70 cm arasında değişmektedir. (3)
1974 Yılında Ankara Beypazarı'nda Vurulan Son Anadolu Parsı
Oldukça ürkek ve ihtiyatlı bir yapıları vardır. insanlara kolay kolay saldırmazlar. Deniz seviyesinden 3.000 metre yüksekliğe kadar her türlü yerde yaşayabilirler.
Soyunun Tükenip Tükenmediği Tartışmaları:
Belgesel yapımcısı Cemal Gülas, 2004 yılında Kaçkar Dağları dolaylarındaki köylülerin pars gördüğü yolundaki haberler üzerine bölgeye gidip uzun, sabır isteyen bir araştırma yapmıştır. Araştırma bitmek üzereyken Cemal Gülasın elinde henüz hiç bir bulgu yoktu. Dönüş yolundayken yanlarındaki köpeğin huysuzlanıp havlaması üzerine kamerasını açan Cemal Gülas, bir çukurdan fişek gibi fırlayıp çam ağaçları arasında hızla kaybolan parsın bir kaç saniyelik görüntüsünü çekmeyi başarmıştır. Bu parsın Anadolu Parsı olmadığı, iran Parsı; yada Kafkasya Parsı olabileceği tartışması çıkmışsa da parsın ayak izleri incelendiğinde izlerin derinliği ve genişliğinden hareket edilerek izlerin Anadolu Parsına ait olduğuna karar verildi. Cemal Gülasın bu kayıtları, Anadolu Parsının soyunun tükenmediği yolundaki en büyük kanıt kabul edilmiş; çevre ve doğa dostlarınca büyük sevinçle karşılanmıştır.
Aynı bölgede çekilen bir Anadolu Parsı fotoğrafı ise Hagop Savulun arşivindedir. Fotoğraf, özel nedenlerle paylaşılmamaktadır. Fotoğrafı Hagop Savulun Araştırmalarına sponsor olan iş adamına verdiği de söylenmektedir.
Yine Antalya Muğla arasındaki ıssız ormanlarda parsların dışkı ve ayak izlerine rastlanıldığı bildirilmiştir. 1992 Yılında Termessos Milli Parkında pars dışkısına rastlanılmıştır. (1)
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Uzmanı Dr. Şağdan Başkaya, kamuoyunda Kaçkarlarda yaşıyor denilen Anadolu Parsının Kaçkarları da içine alan büyük bir alanda barındığını iddia etti.
Dr. Şağdan Başkaya, Ermenistan, Azerbaycan ve iranda da yayılış gösteren leoparın ülkemizde bu bölgeye en yakın kayıtları sırasıyla; Hopa ve ispir yörelerinde bulunduğu, Erzincan-Kemah ve Kiğı Dağları, Van-Özalp ilçesi, Kars-Karakale Köyü, Ağrı Dağı ve Erzurumdur. demiştir. Yine parsların varlığını kanıtlamaya çalışırken gece uyuduğu çadırının 20 metre kadar yakınından geçen parsın ayak izlerini bizzat gördüğünü söylemiştir. (4)
Mersin ili Mut ilçesi Kestel Dağı Dandi mevkiinde köylülerce pars görüldüğü haberi üzerine de bölgede incelemeler yapılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda içi tüy ve kemik parçalarıyla dolu pars dışkısına rastlanılmıştır. (5)
Türkiyenin pek çok noktasından pars görüldüğü, hayvanlara saldırdığı ihbarları gelmektedir. en son Amanoslarda bir parsın kapana yakalanmış pençesi ele geçirildi. (6)
Adıyaman Karadut dolaylarında bir köylü, yaylada bir pars ve yavrularını kendisinin, oğlunun ve yayladaki köylülerin gördüğünü, parsın 12 hayvanı telef ettiğini, çok ürkek olup insanlardan kaçtığını,10 metre kadar sıçradığını, insan gibi öksürdüğünü söylemiştir.
Konuyla ilgili uzun süre araştırma yapan gezi, inceleme ve araştırma dergisi Atlas Dergisi, yaptıkları araştırmalardan sonra Anadolu Parsının hala yaşamakta olduğunu okuyucularına duyurmuştur. Atlasın haberine göre, Ahmet Çalışkan adlı bir köylü tarafından bir pars öldürüldüğü yazılmıştır. (7)
2010 Yılında ispir Aksu Deresine Asılan Tabelalarda soyu koruma altına alınan hayvanlar arasında Anadolu Parsının da bulunması parsların hala yaşadığının ancak, soylarının her an tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olması nedeniyle bu bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmadığının bir diğer kanıtı olarak kabul edilmektedir.
2000 Yılında ilgili çevrelerin irandan pars getirip Türkiyede pars populasyonunu artırma. düşüncesinin uzmanlarca kabul edilmemesi hala Anadolu Parsının yaşamakta olduğunun bir diğer kanıtı olarak kabul edildi.
Ömrünü Anadolu Parsına adamış pek çok değerli araştırmacı Anadolu Parsının hala az da olsa yaşadığına inanıyor. 15-20 Parslık bir populasyona sahip olan Türkiyenin, Anadolu Parsının soyunun tükenmesini önlemek için hem devlet bazında; hem birey bazında bilinçli bir çalışma yapması gerekiyor. Mevcut pars populasyonunun, Anadolu Parsının neslini devam ettirmesi için yeterli olmayacağı uzmanlar tarafından açıklanmıştır.
Konuyla ilgilenen uzmanların ellerindeki belgeleri açıklamaktan kaçınmaları; Anadolu Parsının yaşadığını ileri sürüp de yaşadığı yerleri söylememeleri; binlerce yıldır Anadoluyu kendilerine yurt yapmış olan parslara bir zarar geleceği endişesiyle konuya yaklaştıkları tezini güçlendirmektedir.
Not: bu yazıyı bir site için 2010 yılında yazmıştım. 2013 yılı itibariyle anadolu parsı'nın yaşadığı foto kapanlarla kanıtlanmıştır.
toroslarda bulunan dışkı izlerinden ve sağlam bazı verilerden yola çıkılarak, yaşadığına kesin gözüyle bakılan canlı türüdür. allah zeval vermesin soyuna.
aslında soyunun tamamen tükendiği düşünülen, doğa derneği proje sorumlusu özgün emre can'ın başlattığı "anadolu parsının keşfi" başlıklı bir proje ile doğu toroslar'da aranmaya ve soyunun kurtarılmasına çalışılan leopar türü.
Doğa derneği'nin 'sıfır yok oluş' projesi kapsamında doğu toroslarda son bir kaçını bulmayı umduğu anadolu'ya özgü leopar.
Zamanında en çok ege'de yaşamış.Zaten Afrika'da bile yoğun popülasyonlar halinde yaşamayan leoparlar,Ege'de Mantolu Hasan adında saplantılı bir adam tarafından sistematik biçimde yok edilmiş.
Suç aslında mantolu'dan ziyade 'zaralı hayvanlar' kapsamına alanda leoparı o dönemlerde.Hatta mantolu bir leopar postunu da inönü'ye göndermiş,inönü'de ona silah hediye etmiş.O dönemde çevreye doğaya bakışı da sergiliyor bu durum.
cahilligimizin, insana olan saygisizligimizin yani sira dogal yasama olan ayibimizin da en buyuk sembolu, kisacasi bir huzun hikayesi.
yetkililerin (ki umarim bu konuyla igilenen birileri mevcuttur) izinin bulunmasi halinde soyunu devam ettirmek adina ellerinden ne geliyorsa yapmasi gerekiyor. tamam diyelim ki nesli tukendi ve sanilanin aksine bir-iki tane olsada artik anadolu cografyasinda yasamiyorlar; bundan ders alip basimizi duvarlara vurmak yerine en azindan hala yasamini cok az sayida da olsa devam ettiren anadolu vasagini kurtarmaliyiz. halki biliclendirmeliyiz.
hayir! nasil bir milletmisiz ki, koyluler bu hayvanlari korumak soyle dursun, karsilarina ciktigi anda topu tufegi alip peslerine dusuyorlar. inanilir gibi degil..
amerika' dan bir ornek vermek istiyorum.. burda dogayla icice sehirlerde * insanlarin gozleri gibi baktigi bahcelerine yaban geyikleri giriyor da birak topla tufekle saldirmayi bahceye bile cikmiyorlar hayvani urkutmemek icin. ustelik geyik eti yenebilen bir et turu..aslinda birak geyigi insanlar evlerinin biraz ilerisinde ayilarla bile karsilasiyorlar. hadi sikiyorsa postu icin oldursunler bakayim baslarina ne is geliyor. yasalar cok kati.. bunun yaninda insanlar dogal yasami koruma adina cok bilincliler..
vay benim huzunlu, gariban anadolum, sana pars mi dayanir be?
tazmanya canavarı gibidir. büyük çoğunluk neslinin ne yazık ki tükendiğini söylerken, bazıları iç anadolu'da birkaç tane kaldığını iddia etmekte ancak ne fotografı ne de kanıtı bulunmamaktadır. gönül ister kalmış olmasını ancak pek mümkün görünmemektedir.