------------------------------------------------
Anadolu Parsı (Panthera pardus tulliana)
Alem: Hayvanlar
Şube: Omurgalılar
Sınıf: Memeliler
Ordo: Etçiller
Aile: Kedigiller
Genel ismi: Anadolu Parsı
------------------------------------------------
Yaşama alanı:
Ormanlar, otlaklar, yaprak döken ormanlar, maki kaplı sarp ormanlar, ılıman iklim
Dağılımı ve Popülasyon:
Anadolu'da ılıman iklimin yaşandığı Ege ve Akdeniz bölgesi ormanlık alanlarında yaşar. Dilek Yarımadası batıda görüldüğü en son nokta. Popülasyonun yok olduğu ya da yok olmak üzere olduğu düşünülüyor.
Gebelik süresi: 90 - 112 gün
Eşeysel olgunluğa ulaşma süreleri: 30 -36 ay
Yaşam süreleri: 20 - 25 yıl
Omuz yüksekliği: 43 - 79 cm
Vücut uzunluğu: 91 - 243 cm
Ağırlıkları: 55 - 100 kg
Yavrulama: Bir seferde 2 veya 3
Vücut rengi: Kahverengi üzerine siyah benekli
Avlanma: Hem gündüz hem de gece, koşmadan 6 metreye varan uzun sıçramalarla planlı hareketlerle avını izler. Avını yakaladıktan sonra ağaç üzerine ya da kaya oyuklara taşır.
Avları: Geyik, Ala geyik, yaban keçisi, yaban domuzu, küçük memeliler ve kuşlar temel besinidir.
------------------------------------------------
Anadolu Parsı, leopar türleri içerisinde en iri olanıdır.
Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı'nın 1966 yılında milli park ilan edilmesinin sebeplerinden biri, Anadolu Parsı'nın yaygın olarak burada yaşıyor olmasıdır. Milli parkın güneyinde yer alan eski Doğanbey Köyü ile kuzeyinde yer alan Güzelçamlı beldesinde yaşlı insanlar bir zamanlar geceleri Anadolu Parsı'nın sesini duyduklarını anlatmaktadırlar. 1950'li yıllarda, Dilek Yarımadası güneyinde bulunan Milas'ta yaşayan Mantolu Hasan lakaplı avcının 15 adet Anadolu Parsı vurduğu yine bu bölgede yaşayan halk tarafından söylenmektedir.
Zararlı hayvan olduğuna dair iddiaların aksine parslar besin zincirinin en tepesinde yer alarak doğal dengenin korunmasında önemli rol oynayan yararlı hayvanlardır. Pars tarafından öldürülmüş hiç kimseye ait bir kayıt da yoktur. Parslar köşeye sıkıştırılmadıkça insana saldırmamaktadır ve insanlardan sürekli kaçmaktadır.
aslında soyunun tamamen tükendiği düşünülen, doğa derneği proje sorumlusu özgün emre can'ın başlattığı "anadolu parsının keşfi" başlıklı bir proje ile doğu toroslar'da aranmaya ve soyunun kurtarılmasına çalışılan leopar türü.
geçtiğimiz yüzyılda mantolu hasan adlı bir aklı evvelce köküne kibrit suyu dökülen anadolu coğrafyasının bir yitirilmiş değeri. son yıllarda neslinin tükenmediğine ilişkin bir takım veriler ortaya konsa da tatmin edici bir gelişme olmamıştır henüz.
çeşitli dönemlerde pek çok insan bu hayvana rastladığını iddia etmiştir. ancak sanırım hiçbiri hakkında kanıt bulunamamıştır. eğer hala varlarsa bile sayıları çok azalmış olarak, insanlardan çok uzakta yaşıyor olmalılar.
edit: imitasyon uyardı, sağolsun, türkiye izcilik federasyonu zamanında sesini kaydetmiş, ama başka kanıt olmadığı için bu geçerli görülmemiş tabii.
tazmanya canavarı gibidir. büyük çoğunluk neslinin ne yazık ki tükendiğini söylerken, bazıları iç anadolu'da birkaç tane kaldığını iddia etmekte ancak ne fotografı ne de kanıtı bulunmamaktadır. gönül ister kalmış olmasını ancak pek mümkün görünmemektedir.
umarım keşfedilmez ve gizli gizli yaşar. çünkü yurdum insanı eninde sonunda onu bir av partisinde zayi edecek, iğrenç gülüşler eşliğinde ölüsü başında hatıra fotoğrafı çektirecektir.
cahilligimizin, insana olan saygisizligimizin yani sira dogal yasama olan ayibimizin da en buyuk sembolu, kisacasi bir huzun hikayesi.
yetkililerin (ki umarim bu konuyla igilenen birileri mevcuttur) izinin bulunmasi halinde soyunu devam ettirmek adina ellerinden ne geliyorsa yapmasi gerekiyor. tamam diyelim ki nesli tukendi ve sanilanin aksine bir-iki tane olsada artik anadolu cografyasinda yasamiyorlar; bundan ders alip basimizi duvarlara vurmak yerine en azindan hala yasamini cok az sayida da olsa devam ettiren anadolu vasagini kurtarmaliyiz. halki biliclendirmeliyiz.
hayir! nasil bir milletmisiz ki, koyluler bu hayvanlari korumak soyle dursun, karsilarina ciktigi anda topu tufegi alip peslerine dusuyorlar. inanilir gibi degil..
amerika' dan bir ornek vermek istiyorum.. burda dogayla icice sehirlerde * insanlarin gozleri gibi baktigi bahcelerine yaban geyikleri giriyor da birak topla tufekle saldirmayi bahceye bile cikmiyorlar hayvani urkutmemek icin. ustelik geyik eti yenebilen bir et turu..aslinda birak geyigi insanlar evlerinin biraz ilerisinde ayilarla bile karsilasiyorlar. hadi sikiyorsa postu icin oldursunler bakayim baslarina ne is geliyor. yasalar cok kati.. bunun yaninda insanlar dogal yasami koruma adina cok bilincliler..
vay benim huzunlu, gariban anadolum, sana pars mi dayanir be?
Doğa derneği'nin 'sıfır yok oluş' projesi kapsamında doğu toroslarda son bir kaçını bulmayı umduğu anadolu'ya özgü leopar.
Zamanında en çok ege'de yaşamış.Zaten Afrika'da bile yoğun popülasyonlar halinde yaşamayan leoparlar,Ege'de Mantolu Hasan adında saplantılı bir adam tarafından sistematik biçimde yok edilmiş.
Suç aslında mantolu'dan ziyade 'zaralı hayvanlar' kapsamına alanda leoparı o dönemlerde.Hatta mantolu bir leopar postunu da inönü'ye göndermiş,inönü'de ona silah hediye etmiş.O dönemde çevreye doğaya bakışı da sergiliyor bu durum.
birkaç tanesinin hala yaşadığına dair çok sağlam deliller vardır, umarımki hiç bir zaman bulamazlar, yeni mantolu hasanlardan uzak tutulması gereken canlılardır.
neslinin tükendiği düşünülürken toroslarda izine rastlanan büyük kedi. yurdum parsı. umarım gerçekten hala nesli devam ediyordur diye düşündüğümüz nadide hayvan.
toroslarda bulunan dışkı izlerinden ve sağlam bazı verilerden yola çıkılarak, yaşadığına kesin gözüyle bakılan canlı türüdür. allah zeval vermesin soyuna.