lesbos'lu sappho ile birlikte lirik şiirin ilk örneklerini vermiş kişi olarak kabul edilir.
ALKMAN MÖ VII. Yüzyılda yaşamış olan Alkman, koro liriğinin ilk temsilcisi, Lydia başkenti Sardeste doğmuş bir ionialıdır. Annesinin adı bilinmemesine rağmen babasının Damas ya da Titarus olduğu sanılıyor. VII. yüzyılın ortalarında Spartada ikinci Mesense savaşından sonraki refah ve barış döneminde yaşamıştır. Bilinmeyen bir sebepten dolayı Ioniadan göçüp Spartaya yerleşmiş, şair olarak bütün emeklerini de Spartaya vermiştir. Koro türküleri Spartada çok eskiden beri vardı. VII. yüzyılda bu şehir Helen sanatına tek defa olarak karışınca koro türküleri de daima Dor lehçesiyle yazılmıştır.
Alkman şiirlerini kendini çok rahat hissettiği bu refah döneminde yazmıştır; özellikle partheneionlar, yerel (Dioskurlar, Artemis Orthia) ve panhellenik (Apollon, Hera, Aphrodite, Athena, Dionysos) tanrılara ilahiler, kahramanlık şiirleri, hymenaionlar, hyporkhemalar yazmıştır. iskenderiye filologları parthenionlara (bakire türküleri, örneğin; bekar kızlar tarafından oluşturulmuş koronun söylediği türküler) öncelik tanımışlardır. Parthenion denilen türküler yerli tanrı ve tanrıçaların bayram günlerinde genç kızlar tarafından söylenirdi.
Bütün bu şiirlerinden çeşitli uzunluklarda aşağı yukarı doksan fragment kalmıştır; bunların en uzunu 1855 yılında bir Mısır papirüsünde bulunmuş ve 1863 yılında yayınlanmış, boşluklarla dolu 105 dizelik bir partheneiondur: yani şiiri oluşturan on strophun sekizi elimize geçmiştir.
Elimize geçen bu partheneion birbirinden çok farklı iki bölümden oluşur. Başlangıcı kaybolmuş olan birince bölümde Herakles ile Dioskurların, Tyndareosu tahttan kovdukları için Hippokoonun oğullarından öç aldıklarını anlatır; parlak ve berrak imgeleriyle altının, güneşin ve Hagesikhoranın sarı saçlarının ışıltısı- gibi Alkmanın fragmentlerinde kullandığı tüm özellikleri de görürüz bu ilk bölümde. Ayrıca bu hikâyelerden şair insanların güçlerini aşan işlere girişmemeleri gerektiği fikrini savunur ve tanrılar da böyle günahları cezalandırır. Türkünün ikinci bölümünde bambaşka bir konu ele alır: burada, korodaki Agido adında bir kız övülür. Bu canlı hatta dramatik bölüm türkünün bir efsane anlatan birinci bölümünün tam karşıtıdır. Bu kadar zıt iki parça nasıl olur da birbirine böyle bağlanır, bilemiyoruz. Bu meseleyi, türkünün başlangıcını ve ne vesileyle okunduğunu bilseydik belki çözebilirdik.
Alkmanın ayrıca Sparta erkeklerinin olgunluğa erişme törenleri için de koro türküleri yazdığı ihtimaller arasındadır. Bu yüzden Spartalı tarihçi Sosibius (yaklaşık olarak MÖ 200) Alkmanın türkülerinin Gymnopaedia festivali boyunca söylendiğini belirtir.
Sonuç olarak Alkman ozanlar dünyasına kendi sesini katmış, yumuşak ve uyumlu bir güzellik kazandırmıştır. Platonun ağzından Sokratesin sözlerini yinelemek yerinde olacaktır (ion, 534b): Ozan kanatlı, kutsal ve hafif bir şeydir.