hani filmin mükemmelliğini falan geçtim de,i̇nsanın bir zamanlar -küçükken- top koşturduğu yerleri filmde görmesi daha değişik oluyormuş.
(bkz: çiğli 2. ana jet üs uçuş eğitim merkez komutanlığı)
hey gidi günler hey..
"arkadaşlarınızla gidince duygulanıp anlatıyorsunuz o nizamiye girişi sahnesinde. Aha şuradan sağa dönüyorsun orada bir kreş var hah işte ben orada büyüdüm kanka."
o amerikan okul servisi gibi olan ringler. *
duygulanmamak elde mi yahu o yüzme havuzunda yarım yamalak yüzmeyi öğrenmek falan. içinde olmayan pek duygulanamaz bunlardan ama insan oraları görüyor falan sonra başlıyor özleme, hasrete.
Kolay mı onca sene geçmiş.. Keşke emekli olmayaydın baba.
95-2005
daha geçen hafta izlediğim hem beğendiğim hem de beğenmediğim film. izlerken pek o kadar sıkılmadım ama aşkı bu kadar ön planda tutacaklarına daha çok aksiyon koysalarmış iyi olurmuş.
hava harp okulu öğrencisiyle birlikte izlenmemesi gereken film.
-off kanka yok böyle bir şey ya. atmasyon hep.
+...
-ya bi' gidin ya, öyle bir şey yok bi' kere !
+...
-oldu amk. komutana bağırdı eleman. direkt hapis 1 ay.
+...
yakın bir zamanda televizyonda yayınlanmaya başlayacaktır ve kusturana kadar tekrar tekrar gösterilecektir. ondan ötürü bu filme gitmek yerine paranormal activity denen filme gitmek daha akıllıca olacaktır.
tutkuları ve öncelikleri hakkında çok fazla fikrimiz olmayan insanların hikayelerini vermiş. en başta; yapılmayan bir şey. onca izni nasıl almışlar, o kadar çekimi ne kadara mal etmişler diye düşünmekten filmi izleyemedim, siz öyle yapmayın.
genç oyuncular hepsi, yeni yeni dizilerde gördüğümüz kendilerini kanıtlamak isteyen. ve büyük şans elde etmişler. kabızmış gibi konuşan hande subaşı haricinde fena değiller. çağatay ulusoyadını feriha koydum'daki anlamsız rolünden sonra oyunculuk yapabildiğini kanıtlamış, pek küçük bir çocuk aferin diyoruz. özge özpirinççi ise her zamanki gibi gaaaayet iyi. ezel'in gençliği ömer abi ise biraz "kaba".
milli hislerimizi biraz daha körükleyebilirdi diye düşünüyorum. filmin amacı tamamen bu olmadığı için belki de bu hissiyatı çok da vermediler.
genel olarak iyi film. çocukluk hayallerini gerçeklemek isteyenlerin badireleri var. hayatın iyisi kötüsü. aşk. olmuş.
ulan eski türk filmlerindeki gibi senaryo yazmış adamlar. kız var, oğlan var. oğlan anadolu kartalı oluyor, kız yolunu gözlüyor. kız, oğlanı başkasıyla görüyor, yanlış anlıyor. ve tahmin edebileceğiniz gibi, en sonunda yine kazanan aşk oluyor. ay ne romantik...
mesela, filmin ilk yarım saatini izlediğinizde senaryonun nasıl şekilleneceğini anlıyorsunuz. tahmin ettiklerimin hepsi mi çıkar arkadaş? uzun lafın kısası, sağlam bir senaryoyla daha da güzel bir film olabilirdi.
he bir de, konular arası kopukluk mu desem, konudan konuya atlamada acele edilmiş mi desem... o tarz can sıkıcı işler mevcut. hiç unutmuyorum, filmin başında aynı hava üssünde eğitim gören iki genç, ne olup bittiğini anlayamadan evlenme kararı almışlar. sevgili de değillerdi he, n'olduysa bir anda?
hocam her şeyi geçtim, o hande subaşı'yı kim koydu lan oraya? yapmayın, etmeyin gözünüzü seveyim. engin altan düzyatan abimize gelirsek, çok iyi iş çıkarmış. adam her role yakışıyor, diyecek bir şey yok.
ama yine de, ne olursa olsun ağır eleştirileri hak etmeyen bir film.
ailecek izledik cuk oturdu eş dost arkadaşla gidilecek film değil özellikle uçaklara ilgisi olanlar gitsin izlesin, konu olarak fazla aşk sokuşturmuşlar ama sıkılmazlar.
daha çok ses getirmesini istediğim filmdir.
herkesin gitmesi lazımdır. konusu falan da normal öyle müthiş epik bir şey değildir ama, yine de thk ile ilgili film yapılmamıştı ve daha iyisi de olmadığına göre, laf demek düşmez sanırım bize.
gayet de güzel bir filmdi, hoştu.
gitmeden yorum yapanlar utansın.
arkadaşımın hakkında ' olum olmaz lan bu film pilot değil ki bu adamlar biliyoruz hepimiz ' yorumunu yaptığı film. ben affleck de ikinci dünya savaşında bizzat savaşmış zaten.
