antalya'da antik aspendos tiyatro'da binlerce kişi önünde icra edilen, anodolu ateşi isimli gösteride, finalden sonra çıkıp;
- abareyyy.. ne zıpladık, hopladık. babında boyun ve bel kaslarını yumuşatma ayağına yerli ve yabancı cıvırlar ile kesişen abazan danscılar.
korkmaya gerek yok!... fazla değil, bir kaç tane. onlarıda burada yerin dibine sokacağım ki akıllı olsunlar.
hele bir tanesi var ki; evlere şenlik.
zaten kıl oldum herife.
olay söyle gelişti.
bizim bir abimiz var, tur operatörü. bilet falan kesiyor, böyle entel dantel olaylara.
- abi... dedim, yap bir güzellik ayarla bir bilet gidelim şu aktiviteye. bir de 45 euro bayılmayalım..
+ tabii. gülüm, köpeğin olsun bilet .. ne demek?..
neyse gittik. ortam da 6.000e yakın yedi düvel insan var. bir sürü de cıvır.
kurulduk baş köşeye seyrediyoruz. bir yandan da sarı bir şeker var. o nu seyrediyorum.
- lann.. nasip olmayacak mı?. şöyle bir hatun yemek bize çatur, çutur.. diye hayıflanırken, keşke ben de danscı olsaydım. adamlar karizma be...
diye hayıflanırken ve kadere isyan ederken gösteri bitti. gözlem ve tespit yapmak için çoktüm bir köşeye. elamanları sevrediyorum. bir kaç tane yağız danscı çıktı aniden sahneye. don gömlek. başladılar hareket çekmeye, biryandan hatunlarla muhabbet ediyorlar. sırıtıyorlar falan.
- lan.. dedim.bir abazan biz değilmişiz. sevindim.
sonradan duydum ki mustafa erdoğan denilen zat-i muhterem elamanları boğaz tokluğuna çalıştırıyormuş.
üzüldüm..