olması gerekendir. hatta imam-ı azam da insanların anadilde ibadet etmeleri gerektiğini söylemiştir. onun böyle söylediğini ben ziya gökalp'ten okudum ayrı mesele.
insanlarin dini gercek anlamda anlamasindan korkanlarin karsi ciktigi eylem.
ben turkce derim, ingiliz ingilizce der, kurt kurtce der. herkes kendi anladigi dilden ibadetini yapsin. ne anlama gelmedigi, ilkokulda orada burada ezberletilen 3-5 sureyle edilen dualar yerine, icten gelerek, kalben dualarimizi edelim.
turku turkce, kurdu kurtce, azerisi azerice. sekilciligi birakmak lazim.
olması gereken ibadet şeklidir anlamını bilmediğin cümleleri arapca yada latince söylemenin sana yada dindaşlarına bir faydası yoktur kuran-ı arapça okuyup anlamını bilmemek ve böylesi makbul şimdi böyle ibadetimi yapayım mealini sonra okurum demek gibi bir şeydir anlamını bil hisset ve aklına yatıyorsa uygula asıl ibadet budur zaten din kavramı birtek insanlarda olmasının nedeni de budur akıl ve düşünceyi eyleme geçirme kabiliyetidir...
imamı azamı savunanların imamı azamın bu konudakini görüşlerini duyunca ona kızacaklarını belki de hayretler içinde kalıp imamı azama düşman gözüyle bakacaklarını bildiğim konudur. bakın bakalım imamı azam ne demiş.http://www.diniyazilar.co...u-ve-kuranin-buna-cevabi/
edit: hakikaten de büyük zat. hasanı basrinin de bu konudaki görüşlerinin paralel olması bunu destekliyor. daha doğrusu islam tabiinin ve sahabeden sonraki islam ulemasının en büyük iki devi bu konuda paralel konuşuyor, düşünüyor, ve en önemlisi ikisi de rabbül alemini çok iyi tanıyor.
edit2: dininizi bilmek istiyorsanız dogmalara bağlı kalmayın, okuyun sadece bakın ben neye inanıyorum diye. ancak o zaman dininizi anlayabilirsiniz.
seni engelleyen bir durum yok edebilirsin diyenler gercekten ne kadar namaz kilmislar merak ediyorum.
her namazin hatta namaz icerisinde bile belli yerlerde belli dualari okuman lazim. bu sekilcilikten bahsediyorum ben. yani suphaneke yerine fatiha'yi okursan o bolumde namazin kabul edilmeyecek. olayin vehametini buradan anlayabiliyorsunuz. benim nasil kildigim degil durum, topluma, ibadethanede toplanan kalabaliga nasil aktarildigidir.
insanlar bilmedigi bir dili ezberleyip allah'a yakinlasmaya calisiyor. hayir efendim allah'a yakinlasmak bu kadar zor olmamali. her yerde hep bizimle degil mi? neden en kolay yolla ona ulasmayayim? neden sadece arapca dualar okuyabileyim namaz kilarken?
arapca yerine turkce dua okursam namaz kilarken sevabi bol olmayacak oyle mi?
biz turkuz, turk dilini musluman olmadan once yuzyillar boyunca kullandik. ibadetimizi de araplarin istedigi sekilde degil olmasi gerektigi gibi yapmaliyiz.
--spoiler--
Türkçe ibadetin batıllığı ve yanlışlığı hakkında çok şeyler söylenebilir. Biz bunlardan bazılarını birkaç madde şeklinde izah edelim.
Birincisi: Allahın bir kelimesindeki haşmet ve müessiriyet, insanların bir kitabına bedeldir, bu yüzden zikir ve kulluk makamı olan ibadetlerde; Allah kelamını okumak daha gerekli ve kabule yakın bir makamdır.
ikincisi: insanların ibadet esnasında okunan ayet ve hadislerin mealini öğrenmesi zor değildir. Kısacık dünya hayatı için yüzlerce binlerce şey öğrenen adam, ebedi hayatının lazımı olan ayet ve hadislerin mealini öğrenmemek mazeret değildir. Bizim tembelliğimiz ve keyfimiz için, ibadetin şekli değiştirilmez, manası bozulamaz. Zaten dua ve namaz gibi şeylerde okunan ayet ve hadisler ibadettir, yoksa vaaz ve talim makamı değildir. ibadetler, eğitilme ve ilim tahsil makamı değil, Allah ile kul arasında bir tazim ve hürmet makamdır.
Üçüncüsü: Arap dilinin farkı; çok zengin ve cami bir dil olmasıdır. Aynı zamanda beliğ ve fasih bir dildir. Dünya dilleri içinde hiçbir dil; zenginlik ve beyan keskinliğinde Arapça'ya yaklaşamıyor, bunu dil bilimcileri kati delilleri ile ispat ediyorlar.
Mesela; Türkçe'de yüz bin kelime varsa, Arapça'da milyonu geçiyor. Gramer açısından da Arapça çok zengin bir dildir. En önemli unsur da; Arapça'nın Kur'an’ın orijinal dili olmasıdır, Allahın tercihi olmasıdır. Günümüzdeki Türkçe'nin böyle eşsiz bir belagata sahip Kurana karşılık gelmesi, elbette imkansızdır.
Dördüncüsü: ibadet dili tıpkı tıp ve ilaç dili gibi evrensel bir dildir. Bir gayesi de Müslümanlar arasında ortak bir dil, ortak bir payda olmasıdır. Her millet ibadet dilini kendi diline uyarlarsa, Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberlik zedelenir.
Mesela; ezan ve kamet dünyanın her yerinde aynıdır, değişmez. Mesela; bir Malezyalı istanbula gelse ezan, kamet ve namaz gibi ibadetlerde aynı dili bulur ve zorlanmaz.
Beşincisi: ibadet kutsal bir görevdir. içeriği nasıl kutsal ise, sureti olan lafız yönü de kutsal olmak zorundadır. Kutsal bir içeriğe, dünyevi bir elbise giydirilmez. Kuranın dili de içeriği de kutsaldır. Ama Arapça olsun, Türkçe olsun, Kuran olmadıkça beşeri ve maddidir. Öyle ise ibadet içinde Arapça da olsa beşeri kelam olmaz ve olmamalıdır.
Altıncısı: Ameller niyete göredir; lakin amelin şart ve kalıplarını insan değil, Allah belirler. insan, Allah tarafından belirlenen bu kalıplara uymak zorundadır. Şayet herkes niyet amelden önemli deyip, kafasına göre hareket ederse, ortada din diye bir şey kalmaz.