ana dilde eğitim saçmalığı

entry32 galeri0
    26.
  1. Hak olmakla birlikte her zaman doğru sonucu vermeyecektir. Rum kökenliyim rumca bilmiyorum, temel eğitimimi rumca alsaydım doğru olur muydu? Bilemedim.
    4 ...
  2. 27.
  3. teröristlerin terör yapmak için bahaneleridir. biliyorlar onlar da saçmalık olduğunu ve böyle bir şey getirilemeyeceğini, bunu dayatıp duruyorlar.
    0 ...
  4. 28.
  5. 29.
  6. Bu konu hakkında Sovyetler birliği üzerinden örnekler vereceğim. Sovyetler birliği, çok büyük bir alana yayılmış -doğu almanya dan kuzey koreye, türki cumhuriyetleri içine almıştır- çok milletli büyük bir devlettir. Sadece kafkasyada 50 milletlet bulunmaktadır. Bütün sovyetlerde 100'ün üzerinde millet bulunmaktadır. 5 farklı din, onlarca mezhep, binlerce tarikat. Ateist devlet yapısı kaçınılmaz olmuştur.

    Dinde olduğu gibi dilde de çok fazla çeşitlilik vardı. Sovyet anayasasında "resmi dil rusçadır" diye bir ifade olmasada defacto olarak resmi dil olarak rusça konuşulmuştur. Azerbaycan, doğu almanya gibi asimile olamayacak ülkeler dışında ana dil olarak rusça öğretilmiştir. Azerbaycan ve almanyada ikinci ana dil olarak ruşça öğretilmiştir.

    Bir devletin hizmetlerini sağlayabilmesi için dil birliğine ihtiyacı vardır..
    1 ...
  7. 30.
  8. nitekim kürtlere güven duysaydık, kendilerine anadilde eğitim *ayrıcalığını* verebilirdik. BEnce azınlıklar için anadilde eğitim bir hak değil, bir ayrıcalıktır, nitekim asli unsur ve onu temsil eden devlet tarafından onanmadığı sürece zaten böyle bir ayrıcalığa erişemezler.
    Kürtler bunun bilincinde olup, ülkemize sadakatlerini koruyup sisteme dahil oldukları sürece, kendilerine böyle bir ayrıcalık jest olarak sunulabilir, amma velakin günümüzde, böyle bir ayrıcalığı geçtim, kanal sahibi olmaları bile yanlıştır. Böyle bir ayrıcalığı hak etmiyorlar bence.
    0 ...
  9. 31.
  10. anadilde eğitim saçmalık olmadığı gibi Türkiye gibi etnik, dilsel, dinsel, kültürel farklılıkları bünyesinde barındıran ülkeler için bir gerekliliktir.

    bugün neredeyse tüm dünya'da uygulanan anadilde eğitim, bünyelerinde barındırdıkları farklılıklar kendilerini mağdur hissetmesin ve mağduriyetlerini gidermek için farklı arayışlara girmesin diye bizzat devletlerin bilgisi ve gözetiminde yapılmaktadır. başta abd ve avrupa ülkeleri de olmak üzere çin, rusya, hindistan, güney afrika cumhuriyeti, israil, azerbaycan hatta 3. dünya ülkesi olarak görülen afganistan gibi ülkelerde anadilde eğitim, anayasal bir hak olarak uygulanmaktadır. bu ülkelerin tamamı, anayasalarında, ülkelerindeki azınlıkların kendi dillerinde eğitim görmelerini güvence altına almıştır.

    meseleyi salt bir insan hakkı olarak ele alırsak, ülkemizin de taraf olduğu ve imzaladığı pek çok antlaşma ve sözleşmede (http://ua.mfa.gov.tr/ ) anadilde eğitim hakkı üzerinde durulmakta. Dolayısıyla bu metinlerin de üzerinde durduğu üzere anadilde eğitim, isteyen her bireye verilmelidir.

    söz konusu antlaşma ve sözleşmelerden bazıları:

    Dil Hakları Evrensel Bildirgesi
    http://www.unicef.org/turkey/udhr/_gi17.html

    Avrupa Bölgesel Diller ve Azınlık Dillerini Koruma Anlaşması
    http://www.bued.boun.edu.tr/turik.asp?id=65

    Ulusal Azınlıkların Korunmasına ilişkin Çerçeve Sözleşmesi
    https://www.coe.int/t/dgh.../PDF_brochure_Turkish.pdf

    Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi
    https://www.tbmm.gov.tr/k...anhaklari/pdf01/53-73.pdf

    meseleyi sosyolojik açıdan ele alırsak, eğer devlet vatandaşların bir birey olarak meşru taleplerini bastırırsa kolektif bir şuur oluştuğu anda bireyler meşru hak taleplerini, kötü niyetli insanların da yönlendirmeleri ile meşru olmayan yöntemler ile elde etmeye çalışabilirler. yani devlet, bunun önüne geçmek ve bu argümanı ellerinden almak için anadilde eğitimin önünü açmalıdır. iddia edildiği gibi anadilde eğitim ülkeyi bölmeyeceği gibi bilakis birleştirecektir.

    meseleyi dinî açıdan ele alacak olursak, pek çoğumuzun mensubu olduğu din olan islamiyet, Hakk katındaki üstünlüğün takvada olduğunu söylüyor (hucarat/13). benzer hadisler de mevcut. yine Allah, bizlere her dilin farklı olmasını varlığının delili olarak sunmakta (rum/22). dolayısıyla her insan, hakk'a olan saygısı nispetinde hakk katında değerli olduğu gibi her dil de allah katında değerlidir. bir beşer olarak bizim insanları ve dillerini yargılamamız yanlış. bırakalım isteyen istediği dilde konuşsun. insanların hangi dili konuşacağına karar vermeyelim.

    meseleyi tarihi açıdan ele alacak olursak, anadilde eğitim ya da çokkültürlü eğitim dediğimiz olgular, tarihteki büyük devletlerin ortaya çıkması ve bu devletlerin farklı grupları bünyelerine katmaları ile ortaya çıkmıştır. ancak bu olguların bir hükümdar tarafından bilinçli olarak bir devlet politikası haline getirilmesinin, Fatih sultan mehmed tarafından osmanlı devleti ile başladığı kabul edilir. yani anadilde eğitim ya da çokkültürlü eğitim bu topraklarda başlamıştır. yani yabancısı olmadığımız bir konu. buna dayanak olarak, fatih'in istanbul'u fethettikten sonra istanbul'da bulunan tüm herkese "dillerinizde ve dinlerinizde serbestsiniz" sözü gösterilir. fatih'in bu engin hoşgörüsü, halk tarafından sevinçle karşılanmış ve bugün bile hayran olunan ileri Osmanlı medeniyetinin temelleri bu anlayış üzerine kurulmuştur.

    Anadilde eğitimin, devlet tarafından verilmesi gerektiğini bazı gerekçeler ile belirtmeye çalıştım. Ancak yine de eminim ki birileri ikna olmamıştır. Bu konu ile ilgili birkaç dikkat çekici bilgi daha paylaşmak istiyorum. Birleşik Krallık (yani ingilizler) iskoçların anadilde eğitimlerini serbest bıraktığında (keltçe) iskoçların kendi dillerinde eğitim talepleri %4 civarında oldu. Aynı şekilde katalonya'da da, ispanyol hükümetinin kendilerine tanıdığı geniş özerkliğe karşın halkın büyük çoğunluğu ispanyolca'ya daha fazla rağbet etmekte. yani bir iskoç ya da katalan şunun farkında, kendi dilinde eğitim alması kendisine uluslararası camiada artı bir değer katmayacaktır. ancak kendi kültürünün devamını sağlayacaktır. aynı şekilde ülkemizde de eminim ki anadilde eğitim serbest bırakıldığında ilk başlarda bir rağbet olsa bile giderek ilgi azalacaktır. çünkü kürtçe'nin bugün için evrensel bir karşılığı yok. bu şu demek değil. bugün verelim yarın kaldırabiliriz değil. dil, bir kültürün varlık sebebi. dolayısıyla mutlaka her koşulda verilmeli. hatta kürtler istemese bile. buna benzer bir durum kanada'da söz konusu. mesela kanada'nın Quebec eyaletinde fransızca, ingilizce ile birlikte anadil olarak kullanılıyor. ancak son yıllarda fransızca'ya ilgi azalınca, devlet fransız aileleri teşvik etmek için anadili ingilizce olan ailelerin çocuklarına da zorunlu olarak fransızca öğretiyor. bizim ülkemizde olsa ne güzel olur. her türk kürtçe bilse fena mı olur?

    neyse, çok uzattım. demem o ki anadilde eğitim verilmelidir. bunda korkacak bir durum yok. bölünmez tam tersi daha fazla bütünleşiriz. umarım gereksiz korkularımız ile yüzleşir ve bunların üstesinden geliriz.
    2 ...
  11. 32.
  12. yanlış anlamışım...
    düzeltiyorum:
    hiçbir ülkede yoktur ki böyle bir şey.

    abd'de ispanyolca, çince okunabilir mi?
    almanya'da italyanca yada hintçe okunabilir mi?
    japonya'da vietnamca yada thai okunabilir mi?

    her ülke kendi resmi dilinde eğitim verir. sanki bu anormal bir şeymiş de tam tersi norm'muş gibi.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük