yapıdaki türk üslubunu, selçuklu ve osmanlı motiflerini bilmeyenlerin yaptığı benzetme.
dönemin ekonomik şartları malum, mozole iki katlı olarak planlansa da bunun ancak tek katı inşa edilmiştir. anıtkabir dönemsel olarak ikinci ulusal mimarlık dönemine tekabül eder. ki bu akım o dönem türkiye' sini daha modern bir seviyeye getirmiştir.
statik, strüktür, malzeme bilgisi, süsleme detayları hakkında biraz araştırma yapmak boş konuşmayı engeller diye düşünüyorum.
Bu zihniyet zeytine ve zeytin ağacına da sallıyordu. Yok, geyik olsun diye yapılan zaytung heberleri diyerek ciddiye almayım diyorum ama altındaki yorumlara bakınca şaşırıyorum. Yav arkadaş nasıl bir aymazlıktır bu. Adamlar astroitlerde maden arıyor, kuyrukluyıldızlara uydu indiriyor biz neredeyiz.
- Anıtkabir'in yapıldığı tepeye ilk dikkat çeken Trabzon Milletvekili Mithat Aydın'dır. Rasattepe'nin hilal şeklinde kurulan Ankara'da bayraktaki yıldız konumunda olması buna en önemli etken olmuştur.
- Mimarlığını Emin Onat ve Orhan Arda'nın yaptığı Anıtkabir'e ir ağaçlı yoldan geçilerek ulaşılması düşünülür. Uzun bir yol olan bu girişe, ritim kazandırmak amacıyla sağda ve solda on iki çıkıntı yapılır. Onat'ın asistanı Nezih Eldem tarafından yürütülen çalışmada çıkıntıların estetik görülmediği anlaşılınca aslan heykelleri konulur.
- Daha önce Abidin Dino Atatürk'ün kabri için büyük bir Hitit Aslanı şeklinde bir yapı önermiştir.
- Anıtkabir'in girişindeki 24 Aslan heykeli Hüseyin Anka Özkan tarafından istanbul Arkeoloji Müzesi'ndeki "Maraş Aslanı"ndan esinlenerek yapılmıştır.
- Anıtkabir için uygun görülen Rasattepe'de inşaata başlamadan önce, bölgede bulunan iki tümülüsün açılmasına karar verilir. Frig kültürüne ait tümülüslerin büyük olanında anıtsal bir mezar çıkar. Frigler, M.Ö. 12. yüzyılda Balkanlar'dan göç eden bir uygarlıktır. Böylelikle, yüzyıllar önce Anadolu'ya gelen bir Rumelili'nin mezarının yerine yine aynı coğrafyadan, Selanik'ten gelen Mustafa Kemal Atatürk'ün kabri konulur.
- Rasattepe'ye yapılacak olan Anıtkabir'in uluslararası bir yarışma sonucunda belirlenmesine karar verilmiştir. ikinci Dünya Savaşı'nın kanlı sahnelerinin yaşandığı 1 Mart 1941 yarışmaya ilk katılım günü, 2 Mart 1942 günü ise sürenin tamamlandığı gündür. Gönderilen 49 projeden 47'si seçici kurula iletilir. Değerlendirme dışı bırakılan iki projeden birinde gönderenin adı yoktur, Auguste Perret'ye ait olansa süre dolduktan sonra geldiği için Haydarpaşa gümrüğünde takılı kalır. Savaş nedeniyle dünyaca ünlü nice mimarın yarışmaya katılamadığı anlaşılırken, pek çok Türk Mimar da askerlik görevini yaptığı için proje hazırlayamaz.
- Yapımına 9 Ocak 1944'te başlanan Anıtkabir'e yollar bozuk olduğu için at arabasıyla gidenlerden biri de Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendislerinden biri olan Sabiha Gürayman'dır. Gürayman şantiye niyetine kullanılan, sobası bile olmayan eski rasat binasında, kontrol şefi olarak inşaat tamamlanana kadar görev yapar.
- Anıtkabir'e sarı rengini veren sarı travertenler Eskipazar ilçesindeki taş ocaklarından getirilir. Bu taş, roma dönemi anıtlarında da kullanılmıştır. Bu bilgi, Cemal Süreya'nın "Anıtkabir Romen rakamıyla kaç" dizesini de farklı bir gözle görmemizi sağlar.
- Emin Onat ve Orhan Arda'nın projesi, yarışmaya katılanlar arasında en alçak olanıdır. Pek çok projede yapının yüksekliği 70 metreyken, Onat ve Arda'nın birinciliği kazanan projelerinde yükseklik 35 metredir. Ne var ki, bu yükseklik değişikliklerle 28 metreye düşürülür. Mozolenin üstündeki ikinci katın yapılmasından vazgeçilmesiyle de yükseklik 17 metreye iner.
- Anıtkabir'deki rölyef ve heykeller için açılan yarışmada Sakarya Savaşı rölyefinde ilhan Koman birinciliği kazanır. Ayrıca, değişik köşelerde Kemal Yontuç, Nusret Suman ve Hakkı Atamulu'nun eserlerinin de uygulanmasına karar verilir. Başkomutanlık rölyefi, istiklal, Mehmetçik ve Hürriyet kulelerinin rölyeflerinin yapımındaysa birincilik Kasımpaşa'daki Cezayirli Hasan Paşa Camii imamının oğlu Zühtü Müridoğlu'na verilir.
- Anıtkabir'de çalışan taş ustaları Kayseri'nin Ağırnas köyündendir. "Sinan'ın heykelini dikelim" diyen Atatürk'ün kabrini Mimar Sinan'ın köylülerinin yapması, ülkemizin değeri bilinmeyen hissi senetlerinden biridir.
Süreyya Örge Evren'in "Anıtkabir Rehberi", Tunç Boran "Anıtkabir'in inşası" ve Sunay Akın'ın hayal kahramanları adlı kitaplarında daha ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Atatürk ün inancının yaptıklarını gölgeliceğini düşünen insanların yobazlara malzeme bulmasının bir ürünüdür.
Hayır ne farkeder neyi değiştirir biri bana bir anlatsın da bende biliyim.
Atatürk hayattayken mason localarını kapattığı halde, ölünce yerine geçen cumhurbaşkanın localara tekrar izin vermesinden sonra masonların intikamı olduğu gayet açık olan gerçeklik. Gazi paşaya saygısızlık, hakaret ve şerefsizliktir bu yapılan... Ulan ismet. Evet gördüğünüz bir mason tapınağı upload.http://wikimedia.org/wiki.../8f/WashDCMasonic2007.jpg
-isteyen fatiha okur isteyen çelenk koyar -herkesin gönlüne ve atatürk sevsigine zulüm mu yapacaksınız -hipotek mi koyacaksınız denilir! la hayret bir şey eşşek herfiler kazık kadar olmuşlar mal mal yazı yazıyorlar!
yalan iftiradır efenim! emin halit onatlara karşı vefaszılıktır asıl bunu diyen bölücüdür -masondur- -abde çıkarlarını savunur! ayrıcana menderescidir!
gözünüz yerine götünüzle baktığınızda karşılaşacağınız benzerlik, hatta aynaya parfüm sıkıp puslu gözlerle baktığınızda mısır piramitlerine de benziyormuş. bu yeni bişey değil ki kardeşim.
atatürk ittihatçılarla dirsek teması sırasında bir iki kişinin vesile olması sebebiyle mason locasına girmiştir,evet(ancak daha sonra benim burada ne işim var diyerek oraya bir daha uğramadığını öğrenmek için birkaç tarih kitabı karıştırılabilir).atatürk bol miktarda rakı da tüketmiştir.yanında bol bol da sigara içmiştir.ancak kemalist olmayan ben,bu şekilde atatürkü eleştirmenin gerzekçe olduğu kanaatindeyim.önemli olan ne yaptığıdır ne kazandırdığıdır.açıkçası aptalca bir sisteme son verip,herkesin ve her şeyin sahibi iddiasındaki padişahı siktir etmesi yeterince güzeldir.onu eleştirmek için farklı argümanlar geliştirmek daha mantıklıdır.tabi savunmak için de..
