eşeğin biri çıkıp da ibadethaneleri ahır olarak kullandı diye başka bir eşeklik örneği gösterip anıtkabir'i ahıra çevirmeyi düşünmek, bilmem nasıl yorumlanır ama " kötü emsal olamaz " biçimindeki güzel ve anlamlı deyimin cuk! oturduğu bir önermedir.
2. dünya savaşının yaşandığı o yıllarda ülke toparlanma aşamasında idi, yığınakta da pek ala namaz kılınabilir(temiz olması şartıyla).
bu ülkede 350 kişiye 1 cami düşüyor, bırakalım da savaş tehlikesinin yaşandığı yıllarda o kadar olsun.
bahsedilen camiler merkezi konumda olmalarından, herkese rahatça ulaşılması için o amaçlarla kullanılmıştır.
kaynak verirken nedenini de veriniz.
not: verilen rakamlar resmi kaynaktan kontrol edilip değiştirilmiştir.
ayrıca: 35.000 cami yaptırma derneği olan bir ülkeyiz.
şerefsizlik, namussuzluk, hainlik diye kendini yırtan arkadaşlar belki biraz olsun anlıyordur camilerin ahıra çevirilip satılmasından insanların içinde ki sıkıntıyı. birde onla bunu karıştırma diyorlar o da komik. he yani, camiler olur belki ama , anıtkabir olur mu hiç? tabi ki ikiside olmasın.
saraydan padişah tahtını evine taşıtmaya çalışan müdür gibi yetkililerimiz varken bunların hepsi muhtemeldir. türkiye'nin en büyük sorunu denetimdir. biz denetlemeye geleceğiz 2011 yılı kasım ayı 14. günü derseniz hiçbir şey bulamazsınız. böyle salak saçma şeylerin de üzeri örtülür.
1939 1945 yılları arasında, güzelim sultan ahmet camiinin, yığınak ve barınak olarak kullanılması, konya alaattin camiinin ahır olarak kullanılması ve hatta pek çok caminin ahır olarak dahi kullanılmayıp satışa çıkartılması da benzeri bir sayıgısızlıktır.
ilk sayılan saygısızlık, şuursuz kemalist gençlerin tepkisini ölçmek için sadece bir varsayımken, ikinci yazılan örnekler malesef ama malesef gerçektir, yaşanmıştır.