tren garının yanında 'yüzde yüz sigara içilmez garantili tek otel' reklamıyla müşteri çeken ibis otelin kaldığım 611 numaralı odasının mariuhana kokusundan aşırı derecede rahatsız olduğum yaman çelişkili avrupa şehri.
Baby went to Amsterdam
She put a little money into travelling
Now it's so slow, so slow
Baby went to Amsterdam
Four, five days for the big canal
Now it's so slow, so slow
And I was heading up north
To a place that I know
Eating well, sleeping well
But still I was way, way out of line
Amsterdam was stuck in my mind
Oh, it's a kind of stupid groove
That you can't ignore
Oh, it's a kind of natural fact
Sometimes you're just left to be alone
Baby went to Amsterdam
She put a little money into travelling
Now it's so slow, so slow
Baby went to Amsterdam
Four, five days for the big canal
Now it's so slow, so slow
And I got to go away
To a place of my own
Working hard, fill my time
From that day on, till I hit the bed
Amsterdam was stuck in my head
Oh, it's a kind of stupid groove
That you can't ignore
Oh, it's a kind of natural fact
Sometimes you're just left to be alone
sonsuz özgürlük şehridir...
dam meydanı'nda karşınıza çıkan bir türk "he he, garılara gidiyonuz di miii" diyebilir, çekinmeyin, gülün geçin.
red light'ta genel bir kırmızılık hakim. kadınlar hoş. "don't you wanna come in baby?" diye sizi içeri çağırırlar.
hediyelik eşya dükkanlarında seçim yapmanın pek mümkün olmadığı şehirdir. her yerde yumuşak memeler, penisler falan var. ya ben onu alıp arkadaşa mı hediye edeyim, masama biblo mu yapayım!?
3 euroya girilen sex müzesine mutlaka girilmelidir.
bol yağmur yağar.
sokaklarda millet işesin diye plastik pisuvarlar vardır.
insanlar ingilizce bildiklerini sanarlar, ama sabah 6'da oteli terk edeceğimi, anahtarı nereye bırakmam gerektiğini anlatmaya çalıştığım 4 kişi de derdimi anlamak konusunda başarılı olamadı. kavga falan çıkacak diye tırstım hani.
special cake yemeyin, hiçbir şey olmuyor, büyük hayal kırıklığıdır.
ayrıca bisiklet kazası çok olmaktadır, dikkat edilmeli, arkadan korna duyunca atın kendinizi uzaklara.
şehri 1.5 saatte falan bitirebilirsiniz, ama haftalarca kalma isteğinden kendinizi alamazsınız...
corendon ile 3-4 ön öncesinden bilet alırsanız çok ucuza gidebileceğiniz, ingilizlerin hafta sonları işgal ettikleri , redlight'ta bir fahişenin odasına giren arkadaşlarına dışarıdan tezahuratlarla eşlik ettikleri , mekanlarda lady's night gecelerinin pek bir hoş olduğu şehir.
onunden gectiginiz binadan di$ari sizan esrar kokusuyla kafayi bulmanizin da mumkun oldugu $ehir. hatta kimi hediyelik e$ya satan dukkanlara girdiginiz de bile aliyorsunuz kokuyu ve bir sure sonra siz de hafiften ucmaya ba$layabiliyorsunuz. hediyelik alabileceginiz tek $ey am, göt, meme ve penistir. penis $eklinde biblolardan makarnaya kadar bolca cinsel unsur iceren hediyelik e$yalar bulabilirsiniz.
eger haftasonu gidiyorsaniz kendinizi londra'da zannetme olasiliginiz yuksek. genc ingilizler kafayi bulup eglenmek icin adeta akin ediyor.
temmuz gibi gittiginizde farkedeceksiniz ki hava cok gec kararmakta. gece 9, 10'da bir bara gidip biranizi hala hava aydinlikken yudumlamaniz mumkun oluyor bu $ehirde.
$ehir kucuk, dolayisiyla ula$ima para vermeden gezebilirsiniz, elinizde haritaniz olsun yeter. avrupa'nin bircok yerinde oldugu gibi yayalar kral gibidir, atin kendinizi yollara, tramvaylar, trambuslar bile durup bekleyecektir sizi. hic olmadi bisiklet kiralayin.
gece en gec 10 dakika araliklarla ambulans sesi duymaya hazir olun. kafayi fazlasiyla bulanlara aninda mudahale ediyorlar. vizir vizir ambulanslar dola$iyor $ehirde.
red light district sex shop ve fuhu$ yeridir. camekanlarda guzel civirlar sizi bekler. kadin, erkek buralarda gayet rahat gezebilir, cekinmenize, korkmaniza gerek yoktur. tek dikkat etmeniz gereken ko$e ba$larinda bekleyen zencilerdir. bu adamlarla ufak bi goz kontagi kurmanizin ardindan "koko, extacy, koko, extacy" lafini duymaniz garantidir. kulak asmadan, cevap vermeden devam edin yolunuza zira $ehir istanbul gibi kameralarla izlenmekte ve kokain, eroin, extacy gibi uyu$turuculara kar$i her yerde oldugu gibi cok katidirlar, ba$iniz durduk yere derde girmesin, o kadar da ozgur bir $ehir degil amsterdam.
sex museum ve madame tussauds muzeleri gezilebilir. dam meydaninda oturup arkada$larinizla sohbet edebilirsiniz.
interrail ile geldiyseniz ne pahasina olursa olsun, mutlaka gelmeden once ayrili$ biletinizi de ba$ka bir ulkedeyken rezarvasyon ile alin. bilet sirasina girerken sira kagidi aldiginizda onunuzde 200 ki$i bekledigini gorup saatlerce burada telef olmayin, ozellikle haftasonu dikkat etmelisiniz.
330 cl. teneke kutu jack daniels satan marketlerin bulunduğu, polislerin severek marijuanalarını paylaştığı, lezbiyenlerin erkeklerle seviştiği, her türk gencinin gitmek istediği şehirdir. kültürel tarihiyle pek ilgilenemedim zira kafam güzeldi.
buradaki binaların vergileri tavanlarının genişliğine göre alınır. bu nedenle binalar, oteller vs. inşa edilirken ince olmalarına özen gösterilir. ve bu nedenle, mobilyalar taşınırken buzdolabı, çamaşır makinesi falan kapıdan geçmez. yine bu nedenle, çatıların, kapının olduğu caddeye bakan tarafında bir kanca bulunur ve eşyalar bu kancaya ip bağlanarak yukarı çıkarılır.