evet yazar arkadaşlar Amsterdam'da geçirdiğim 4 gün içinde yaşadığım deneyimlerimi sizinle paylaşmak istedim, iş gereği Pazartesi günü Amsterdam'a gittim ve Cuma günü döndüm.
şehirde en çok dikkatimi çeken istanbul'a göre çok sessiz ve düzenli olması oldu, ayrıca şehir düz bir alana kurulduğu için hemen hemen tüm Amsterdam halkı bisiklet kullanıyor ve araç sayısı baya az, ancak şehirdeki, bu sakinlik bir zaman sonra bana kalırsa sıkar gibi.
insanlar çok rahat kimse kimseye karışmıyor, esrar yasal dükkanlarda satılıyor ve bir sürü çeşidi var zaten şehir bildiğin esrar kokuyor, bir ara düşündüm bizde esrar yasal olsaydı ne olurdu diye, muhtemelen sokaklar kavga gürültüden geçilmez olurdu, ama orada bir tane böyle olaya şahit olmadım ki hep geç saatlere kadar sokarlardaydık.
yeme içme konusunda çok vasatlar, işte biraları var ama bizdeki gibi değil hepsi 33'lük, yemek olarak pizza,hamburger ve patates, yani sulu yemek, sebze yemekleri vs gibi şeyler yok, bir iki tane türk kebabçı gördüm o kadar yani, ayrıca hakkaten saat 9'dan sonra dükkanlar kapanıyor, koca şehirde bira alacak yer bulamadık, ayrıca buradan müslüman yazarlara bir uyarı yapayım salam sosis gibi et ürünlerinin mekanlarda yiyebileceğiniz steaklar ve hamburgerler içindekiler dışındaki hemen hemen hepsi domuzdan haberiniz olsun.
ve son olarak red light district, amsterdamdaki hayat kadınların kendilerini camlar arkasında sergilediği enteresan bir yer, ben çok haz etmedim açıkcası yani kadınların öyle camın önünde kasaplık kuzu gibi durması biraz fazla geldi bana, ayrıca red light bölgesinde bolca sex shoplarda var ve öyle gizli saklıda değil baya cadde üstünde ve ne ararsan var *
(bkz: judas) aslında keyifliydi özellikle kanallarda falan takılmak güzeldi, esrar olayına çok girmedim ne yalan söyliyim çokta alışık olduğum bir şey değil * rred light district olayıda ilk defa olduğu için çok aksiyon alamadım ama bir daha gidersem bakacağım. *
kuzenim geçen ay gitti,3 gün kaldı.geldiğinde söylediği şey;
-kanka güzel mi evet güzel. 1 kere görmek lazım.ammaaa uçak bileti,oteli saymazsak çok ta aman aman bir şey yapmadık. uçuk yerlerden yemek yemedik,ucuz yollu takılmamıza rağmen 1000euro'luk olduk. yazık günah değmez.
(bkz: ahmet beyin beyaz bareti) mantar olayını denedik ama ilk kez deneyeceğimiz için düşük seviyede önerdiler, kafası biraz geç geliyor ama baya mutlu ediyor, durduk yere gülüyorsun * daha yüksek seviyedekilerde varmış ama onlar biraz sarsıcıymış, sabah erken kalkıp fuar alanına gittiğim için onu bir dahaki sefere deneyeceğim *
insanlar amsterdama cuma gidip pazar döner.
pazartesi gidip cuma dönmek tam bir memur hareketi olmuş. haftasonunu görmediysen amsterdamı görmüş sayılmazsın.
Amsterdam’da yemek konusunda sıkıntı çekmen tuaf. Heryer türk restorantı, kebabcı, pizzacı.
Hollanda’nın zaten kahvaltı yemek kültürü yok. Ama biz türk’lerin maşallahı var. Her yeri örümcek ağı gibi parselledik.
(bkz: mel mel bakan gibson) hacı tabiki var, Dam Meydanı, Van Gogh müzesine gittim mesela, bir tane devasa bir katedral vardı ismi aklıma gelmedi, ben genel olarak bahsetmeye calıştım oraya gidince neler ile karşılaşabilirsin diye.
