Inarritu'nun Meksika'da çektiği ve tüm dünyada ün kazanmasını sağlayan başyapıtı "Amores Perros".`
Köpekler, insanlar kısacası paramparça hayatların buluşması "Amores Perros".
Mexico City'de farklı üç hayatın korkunç bir araba kazasıyla kesişimini harika senaryo, kurgu ve özgün anlatımıyla filmi Inarritu adeta efsaneleştiriyor. Kazanın öncesi, sonrası ve geride bıraktıları tüm çarpıcığı gözlerimizin önüne seriliyor.
Filmin soundtracleri de filme yakışacak şekilde ve filmi etkileyiciliğini de artırmış. Ayrıca filmin çekildiği dönemin ödül rekortmeni olduğunu da hatırlatırım. Esaslı bir dram.
şöyle diyebilirim ki bu filmden sonra ben evet yönetmen olmak istiyorum demiştim,çünkü bir filmde olması gereken her şey vardı bu filmde..şöyle açıklamak istiyorum..dünyadaki gelmiş geçmiş en iyi yönetmenlerinden olan andrey tarkovski aynen şunları kitabında yazmıştır:
'elde edilen bir görüntünün aslına sadık olabilmesi için, içinde yaşam gerçekliğini dile getiren öğeleri barındırması, aynı anda da bu gerçekliği benzersiz ve tekrarlanamaz kılması gerekir, çünkü en göze çarpmayan fenomenlerinde bile yaşam böyledir..'
bu filmde her sahne insan'ın hayatında ders olabilcek niteliktedir,filmden çıktğında ben hayatımda nerdeyim,ne için yaşıyorum gibi sorular sorduracak kapasitedir...ve filmde ki olayların çoğunu yakınımızda ki hayatımızda görmekteyizdir.kurtardığı köpeğin tüm köpeklerini öldürmesi gibi,yaşlı adamın yaralının cebindeki tüm parayı çalması gibi,yengesi tüm parasını vaatlerle çalıp çocuğu yarı yolda bırakması gibi ya da köpek kavgasında yenilmesine rağmen köpeğini öldürdüğü için çocuğun peşinden kovalaması gibi..bunları günlük hayatımızda o kadar çok yaşıyoruz ki..kim bilir bilmediğimiz kaç tane böyle olaylara sebep olmuşuzdur hayatımızda..belki farkında olmadan birisini öldürmüşüzdür hayatımız da..kim bilir?
evet bu film tamamıyla hayatı anlatmaktadır ki filmin baş rollerinde hayat oynamaktadır.yalnızca yönetmen bu hayatı tam 3 farklı yönüyle anlatmıstır..3 farklı bakış açısıyla değerlendirmektedir..birisi genç bir erkek,birisi orta yaşlı bir kadın,birisi hayatın sonuna gelmiş yaşlı bir adamın başından geçen olaylar..eğer bu filmi tek bir hikaye gibi algılarsak aslında yönetmen ve senarist filmde bir insanın hayatını anlatmak istemiştir..ama bunları kurgu oyunlarıyla 3 farklı hayat gibi sunmuştur..bu da bir bakıma seyirciyi çekmek için yapılan bir oyundur..olsundur,güzel olmuştur..
toparlamam gerekirse şu ana kadar izlediğim en iyi 10 filmin içinde kesinlikle ilk beşi zorlayacak bir filmdir..çünkü oyunculukla da,prodüksiyonla da,filmin kareleriyle de,yönetimle de kusursuz bir filmdir..sanat insanları düşünmeye zorlama,gerçeği arama simgesidir..bu film bunu o kadar iyi beceriyor ki
not:andre tarkovski kurgu sinemasına karşıdır,biliyorum *
hollywood filmleri para için, ispanyol filmleri sanat için çekilir görüşünü bir kez daha doğrulayan bir film.bir kaza ile yolları kesişen insanların aşk, acı ve umut dolu inanılmaz öyküsü..
üç hikayede de köpeklerin ön planda olduğu harikulade film. kurgu açısından ders olarak okutulabiir. flashback olayı zaten ayrı bi süper olmuş. ayrıca ikinci hikayede daramatizm diğerlerine göre daha yoğundur.
2000 tarihli, meksika yapımı, macera-gerilim tarzı film. yönetmenliğini alejandro gonzalez inarritu, senaryo yazımını guillermo arriaga, görüntü yönetmenliğini rodrigo prieto, soundtrackını gustavo santaolalla' nın üstlendiği filmin başrolünde motosiklet günlükleri adlı filmde che guevara' yı canlandıran gael garcia bernal, emilio echevarria, goya toledo, alvaro guerrero ve vanessa bauche yer almaktadır. film, şiddetin merkezinde kesişip girdaba yakalanan üç hayatı konu edinmektedir. finale kadar vahşet ön plandadır.
Alejandro Gonzalez Inarritu'nun ne kadar büyük bir yönetmen olacağının sinyallerini veren ilk filmidir. iç içe geçmiş üç hikaye ancak bu kadar ustalıkla aktarılabilirdi beyazperdeye.
filmin anahtarı, köpeklerin bribirleriyle kavga ettikleri ve el chevo'nun evde onları bulduğu sahnedir. yönetmenin bütün anlatmak istediği burada gizlidir. bence tabi.
son zamanlarda izlediğim ve bu kadar keyif veren iki film vard biri Crash diğeri bu film , birbirine bir şekilde bulaşan hayatlar , o hayatların içindeki dram başka türlü anlatılamazdı ,Babel i dört gözle bekliyoruz.
köpeklerin ve kadınların baş rolü paylaştığı erkeklerin ise arka planda kaldığı bir filmdir aslında. çoğu insan derinliğini kavrayamaz bu filmin. ikinci hikaye biraz sıkıcı olsa da, birbirine toslayan hayatlar muhteşemdir. dünya sinema tarihinde farklı bir tarzın ilk filmidir. -ki, gösterildiği her yarışmadan ya da festivalden ödülle dönmüştür.
ayrıca:
"tanri yi guldurmek istiyorsan o na hayallerinden bahset" tarzında, muhteşem cümleler vardır.
2001 senesinde 30 ödül toplayarak ödül rekortmeni olmuş, her anı güzel bir fotoğraf karesi niteliğinde görsellik taşıyan, ufacık ayrıntılar için sabırla motif motif işlenmiş, çok başarılı seçilmiş karakterleri ve soundtrack'leri ile de içine iyice gömülmenizi sağlayan efsane film.
götürdüğü 153 dakika çok fazladır. yapımdan etkilenirsiniz, günler geçer hâlâ kafanızın içerisinde bir yerlerdedir. cofi sağlam köpektir, bir rotweiler alası gelir insanın.
sadece fragmaniyla bile insani etkileyen muhtesem film.
love is betrayal.
love is anguish.
love is sin.
love is selfish.
love is hope.
love is pain.
love is death.
what is love?
love's a bitch
konusuyla oyuncularıyla yönetmeniyle ve soundtrackiyle beni kendine hayran bırakan ve gael garcia bernal'a (el crimen del padre amaro) olan aşkımı ona katlamış olan fim.
kurgusuna hayran olduğum, birkaç kez izlediğim; aşk üzre, alışkanlık, tutku, kesişme, dağılma üzre düşündüren, sarsan 2000 yapımı Alejandro González Iñárritu filmi. ayrıca yönetmenin ilk filmidir.
Meksikalı yönetmen Alejandro González Iñarritu tarafından yönetilen, ülkemizde "paramparça aşklar ve köpekler" adıyla gösterilen, 2000 yapımı harika bir film. filmle ilgili ayrıntılı bilgi için http://www.imdb.com/title/tt0245712/
meksikali gelecek vaadeden alejandro gonzales muhtesem filmi.birbirleriyle hiçbir bağlantıları olmayan üç ayrı insanın
yollarını kesiştiren kaza ile değişen hayatları..üç farklı hikaye içiçe zaten filmin bitiş cümlesi her şeyi özetliyor "çünkü bizler aslında kaybettiklerimiziz