Gereksiz olarak kasıntı ve uzun olması hikayenin güzelliğini, albenisini ve ilginçliğine leke düşürmüş. Ama soundtrackleri ile ayakta durmayı başarmış, konusu da iyiydi. 7/10 puanım.
bir kaza ve ve birbirine etki eden hayatların, yokluğun gettonun birbirinden alakasız hayatların nasıl birbirine bağımlı olabileceğini anlatan efsane film.
filmi ilk defa şimdi izledim ve sıcağı sıcağına yorum yapayım.
vermek istediği mesajlar dışında güzel hiç bir şey yok filmde. ne doğru düzgün bir sonu var ne de sürükleyiciliği var. üç ayrı olayı anlatıyor ama adam akıllı hepsini bir noktada toplayamamış. sanki bir filmin içinde üç ayrı film var gibi olmuş.
bu kadar abartılmasını anlamadım hiç. aynı No Country for Old Men gibi fazla abartılmış bir film.
türkçesi berbat aşklar olup zalım çevirmeni tatmin etmemiş olacak ki paramparça aşklar ve köpekler diye çevirme ihtiyacı duymuş. bu nasıl bir şeydir arkadaş güzelim anlamlı ismi ne hale getirmiş.
Yönetmenini arif erdeme benzettiğim film. Başarılı kurgusu sayesinde zamanının ötesinde bir film olmuş. Seyir zevki yüksek. Üç ayrı film konusunu tek bir filmde mükemmel şekilde birleştirmeyi başarmışlar. Müziği desen on numara. herkese tavsiye ederim.
ıñárritu babel ve 21 gramda sürdürdüğü üç hayatın birleşmesi üzerine kurulu senaryo anlayışını burda da sürdürmüştür. film başından sonuna insan oğlunun çıkar peşinde koştuğunu ve işte bu kirli yapısını ancak ve ancak bu kadar kirli bir filmle anlatabilirdi. çünkü herkes aşkı bir şekilde günümüz dünyasında da olduğu gibi kendi çıkarları uğruna kullanmıştır. ve olan köpeklerle sahiplerini aynı anda etkileyip mutsuz sona sürüklemiştir. evet bizler kaybettiklerimiziz çünkü biz olduğumuz için gitmişlerdir gidenler aynı filmde mankeni terkeden sevgilisi gibi ya da evsiz adamı terkeden kızı gibi ya da yengesi tarafından terkedilmiş çocuk gibi. yani hepsi bir yerde varolma amacımiza yönelmiş durumda. yani kendimiz olmayı, varolmayı seçerek kaybediyoruz bu yüzden üzüntü duymamalıyız çünkü kendimiz olabilmeyi başarmışız. varoluşçuluğa böyle gönderme yapan film bizi ıñárritu'nun kendisiyle varolmasına götürüyor çünkü ona soranlara da söylediği gibi kendisinin bu kadar kirli bir film yapmasının sebebi bundan başka bir şey olamayacağını meksikanın aynı kirlilikteki yerlerinde yaşamını sürdürürken farketmesidir.
onlarca kez izlenmesi gereken harika bir filmdir. ayrı ayrı üç kişinin hayatını köpeklerin ve aşkın kesiştiği yerlerde birleştirmek, bu kadar ustaca, bu kadar akıcı, bu kadar harikulade olamaz. izlemeyi düşünenin tereddüt dahi etmeden izlemesi gereken filmdir. pişman olmayacaksınız.
Alejandro González Iñárritu nun eşsiz tekniğiyle kurgulanmış, sahneleriyle ve hikayesiyle bence sinema tarihinde bir devrime ön ayak olmuş filmdir. filmin konusunu herkes beğenmeyebilir. ancak! yönetmenin bu filmdeki farklı hayatları tek bir noktada kesiştirmesine ve tüm hayatlar tek bir noktadayken olayların fitilini yakıp hepsini tek bir yerde patlatmasına kimsenin bir lafı olabileceğini sanmıyorum. bunun tek bir adı var.. o da ustalık; Alejandro González in ustalığı.