amok koşucusu

entry34 galeri1 video1
    34.
  1. 33.
  2. 32.
  3. "Siz biliyor musunuz ki, siz, yabancı insan, burada bir şezlongda rahat rahat oturan, dünyayı gezen bir yolcu olarak, siz hiç bir bedenin iki büklüm olduğunu gördünüz mü, morarmış tırnakların boşluğu kavrayışını, gırtlaktan çıkan hırıltıları, her bir organın kendini savunuşunu, her bir parmağın korkunç olana karşı direnişini ve gözlerin kelimelerle anlatılamayacak bir dehşet içinde açılışını?" ...... "Ben sadece bir şeyi anlamıyorum, nasıl.. nasıl bir insan bunu yapabiliyor, o anlarda onunla birlikte ölmeden durabiliyor... nasıl oluyor da ertesi sabah bir uykudan uyanabiliyor ve dişlerini fırçalayabiliyor ve bir kravat takabiliyor.. o nefes, uğruna çabaladığım, mücadele ettiğim, ruhumun bütün güçleriyle tutmak istediğim o ilk insan.. elimden kayıp giderken... bilmediğim bir yere doğru, dakika dakika, giderek daha büyük bir hızla kayıp giderken ve hummaya tutulmuş beynimde o, o biricik insanı nasıl sımsıkı tutabileceğime dair hiçbir bilgi yokken... benim hissettiklerimi yaşadıktan sonra, nasıl oluyor da yaşamaya devam edebiliyor..."
    1 ...
  4. 31.
  5. Stefan zweig ın yine bunalımlı bir ruh halini ve kişiligi anlattığı kısa öyküsü. Yazarın tarzı hep bir küçük cinnet hali. Hep bir saplantılı hallerden gelen baş belası durumlar. Severek okuyorsunuz.
    6 ...
  6. 30.
  7. 29.
  8. Stefan Zweig’ın en ünlü öykülerinden biri olan Amok Koşucusu, kendi ölümüne doğru koşan bir doktorun yıkımını ele alır.

    Tutkulu yaşamların yazarı Zweig, bir başyapıt niteliğindeki öy­küsüyle aynı adı taşıyan bu kitapta, yok etme arzusundan yok olma arzusuna savrulan yaşamları; kendi trajik sonlarına doğru ilerleyen, sonunda kendi mutsuz dünyalarında yitip giden insanların öykülerini an­latıyor. Tutkularının peşinde sonsuz bir burgaca düşen, yıkımın sınırlarını aşıp yok oluşa sürüklenen insanın öykülerini.

    Kişilik çözümlemeleriyle derinleştirdiği yapıtlarında çoğunlukla, saplantılı yaşamların umarsız sonlarını anlatan Zweig’ın bu kitaptaki öy­kü­leri, kendi yaşamından izler taşıyor. ikinci Dünya Savaşı sırasında karısıyla birlikte intihar eden yazarın içinde bulunduğu ruh hali satır aralarında kendine yer buluyor.
    4 ...
  9. 28.
  10. Stefan Zweig'in güzel bir eseri. Okumayı sevmek isteyen insanlar bu kitap ile işe başlayabilirler.
    1 ...
  11. 27.
  12. Amok dissosiyatif bir duygu durum psikolojik bir bozukluktur bir nevi akli dengesizliğin getirdiği cinayet bütününün esbab ı mucibesi bir hastalıktır, kitap falan bilmem ben ama amok ne derseniz derin bir konu.
    1 ...
  13. 26.
  14. stefan zweig abimizin nadide eserlerinden olan kişilik betimlemesi, çevre ve karakter uyarlamalarının ayrıca hikaye sürükleyiciliğinin mükemmel olduğu kısa ve öz bir sunumudur efenim...
    0 ...
  15. 25.
  16. ...bir saniyelik yaşamanın bedelinin ölüm olması, hiç de fazla sayılmazdı.
    8 ...
  17. 24.
  18. Stefan Zweig'ın tarafından yazılmış bir öyküdür.
    “Bir Malezyalı, son derece sade, son derece iyiliksever bir insan, içkisini içiyor… orada öylece oturuyor, duygusuz, umursamaz, donuk… tıpkı benim odamda oturduğum gibi… ve birden ayağa fırlıyor, hançerini kapıyor ve sokağa koşuyor… dosdoğru koşuyor, hep dosdoğru… nereye olduğunu bilmeden. Yolda karşısına ne çıkarsa çıksın, insan, hayvan, hançeriyle vurup yere seriyor ve kan sarhoşluğu onu daha da öfkelendiriyor… sürekli koşar, hiçbir şey görmez, karşısına çıkan her şeyi yere yıkar… ta ki biri onu kuduz bir köpek gibi vurup yere serene ya da kendiliğinden köpükler içinde yere yıkılana kadar…”
    2 ...
  19. 23.
  20. (bkz: )mb isimli çocugun anilari
    Sallama güzellik
    1 ...
  21. 22.
  22. olimpiyat şampiyonu bir splinterın hayatından kesit sunan anı türünde bir eser.
    1 ...
  23. 21.
  24. Aslında hepimiz bir amok koşucusuyuz. Tanım amok özellikle uzakdoğu ülkelerinde sinir, buhran halinde önüne gelen herkesi öldürme hastalığı. Stefan zweig bu hikâyesini de satranç'ta olduğu gibi bir deniz yolculuğunda yazıyor. Hindistan sömürgesinde Alman bir doktorun beyaz bir kadının yasadışı çocuğunu aldırmak istemesi sonrasında vicdan yapıp bunu kabullenmesi, kadının hayatını kaybetmesi, kocasının otopsi yaptırmak için ingiltere'ye götürmesi, aynı gemide olmaları, doktorun limanda tabutun üstüne atlayarak denizin dibine varmaları, sırrın birkaç kişi tarafından bilinmesi ve.

    Bizler de birer amok koşucusu değil miyiz? Bizlerin de buhranları, bazen her şeyi yok etme isteği, ne yaptığımızı bilmememiz, sebepsiz yaşayışı sorgulama, neyi, niçin yaptığımızı bilmediğimiz zamanlar, taşıdığımız sırların ağır gelmesi, hayatın bir gün bitecek olması, sırlarımız ile birlikte gidecek olmamız.
    0 ...
  25. 20.
  26. Stefan Zweıg'ın kısa romanlarından biri.
    Kitabı okurken
    Kitap içinde bulunan
    karanlıkta sigara içen kişinin sigarasının kırmımsı tütününü görür gibi oldum.
    Kısa olmasından dolayı hemen bitirilebiliyor.
    Gayet güzel bir kitap.
    Amok Koşucusunun ne demek olduğunu öğreniyorsunuz nihayetinde kitaptan.
    1 ...
  27. 19.
  28. Sarsıcı bir kitap.
    Yarısında mola verip ertesi gün bitirmek istedim.

    Özetle yazar güzel betimlemelerle bizi bir gemi yolculuğunun içine çekiyor. Kirli, vıcık vıcık bir seyahat. Sonra esrarengiz bir yolcuyla tanışma...
    Sarıp sarmalayan bir hikaye ve karakterin dehşete düşüren güçlü anlatımı...
    5 ...
  29. 18.
  30. bir stefan zweig kitabı. kitabı bir iki gün önce aldım. fakat araya seçim girdi derken bugün bitirebildim ancak.

    (bkz: anın görüntüsü/#39708292)

    kitap 104 sayfa. inanılmaz kısa anlayacağınız. 2 3 saatte bitirilebilir. ama mesele bitirebilmek değil. şu an derin bir nefes alsam, bu kitapla alakalı 104 sayfa çıkarım yazabilirmişim gibi.

    "kitap zweig tarafından yazılmıştır" ı kitabından sonunda anlıyorsunuz. hayatı sorgulatan şeyler sunuyor insana. düşündürüyor bir süre. öyle bir süre "noluyo ya?" diye bakıyorsunuz. sonra kurgu akıyor gerisin geriye. karakterleri ve betimlemeleri öylesine güzel anlatmış ki, kitap içindeki hikayeyi yaşıyorsunuz. "haaa, anladıııım" diyorsunuz.

    amok; bir çıldırma halidir. Malezya gibi sıcak bölgelerde rastlanan yakıcı sıcaktan kaynaklanan bir hastalık, bir cinnet durumu. Amok hastası kişi eline hançeri aldığı gibi amaçsızca koşar gördüğü herkese hançerini saplar, kendine ve çevresindekileri muhakkak zarar verirmiş. Hastalıktan akıl sağlığını yitirmiş, sokaklarda nereye koştuğunu, neyden kaçtığını, nereye varacağını düşünmeden delice koşan bu kişilere amok koşucusu denirmiş. ve sonunda durdurulmasının tek yolu; ölmesi.

    --spoiler--

    kitabın ana karakteri olan doktor, aslında bir amok koşucusu değil. sadece bunu bir metafor olarak kullanıyor. doktor, kendisini yönetebilen, güçlü karakterli insanlara karşı bağlanma güdüsü içerisinde. bir gün kendine gelen bir kadının etkisinde kalarak hayatını nasıl mahvettiğini anlatıyor kitapta. bu kadın evli, yaşak bir aşktan hamile kalan ve doktordan çocuğu alması için emrivaki yapan güçlü bir kadın. doktor bunun etkisinde kalıyor. her ne kadar başta ona üstün gelmeye çalışsa da başarılı olamıyor. onun bu umursamaz, eğilmez ve mağrur karakteri doktoru bir "amok koşucusu"na çeviriyor. kadının peşine düşüyor, şehir değiştiriyor ve yapmaması gereken, hayatının ölümle sonuçlanmasına sebebiyet veren işler yapıyor. haliyle sonunda da ölüyor.

    --spoiler--

    yorum:

    psikolojik romanlar arasında okuduğum iyi kitaplar arasında yerini aldı. bu hikayeyi günümüze uyarladığımızda müthiş çıkarımlar yapabiliyorsunuz. aslında belli olmasa da birçoğumuz bu amok koşucularıyla tanıştık, oturduk ve yemek yedik. bir insanın, bir düşüncenin, bir amacın veya bir hırsın -fark etmez- peşinden delicesine koşan insalarla yaşıyoruz. sonucunda kendimizi öldürmek olsa bile yılmadan, sapıkça ilerleyebiliyoruz. veya ilerleyebiliyorlar. (siyasi yorum yapmayacağım.)

    alın okuyun. tavsiye edilir.
    4 ...
  31. 17.
  32. bir stefan zweig kitabi az önce tek solukta bitirdiğim nadir kitap kitabi tek cümleyle özetlemem gerekekirse; insanlar gururları için ölebilir hatta öldürebilir. bu kitabi okumadan ölmeyin.
    2 ...
  33. 16.
  34. Aslinda hepimiz birer Amok kosucusuyuz, tek farkimiz ya daha bizi indirecek biri cikmadi ya da yorulup dusmedik. Ama yakindir amoklar gibi ortaliga dokulmemiz insanlik olarak. Run Amok run
    1 ...
  35. 15.
  36. kitabın arkasında yazan anlatım şöyledir.
    "amok kelimesi endonezya kültüründen gelmektedir ve bu bir tür sarhoşluk durumunu ifade eder, bu durumda olan kişi engellenemez kör bir öfke ile sadece düşmanına değil önüne çıkan herkese malezyalılara özgü yılan şeklindeki Kris adı verilen bir hançerle saldırır."

    hikaye gerçekte anlamda bu kısa özeti çok güzel bir dille anlatıyor.
    daha önce duymuş olduğum bir kelime olmasına karşın anlamına tam mutabık değildim.
    ki bu hikaye ile artık aklımdan çıkmayacağı kesin.

    amoklaufer kelimesi yakın zamanda almanyada da çok popülerdi.
    o sıralar haberlerde (http://www.jurnal.net/dun...ul-baskini-17-olu/winnen/ ) tanımlanıyordu.
    2 ...
  37. 14.
  38. hayatı boyunca intihar ile köşe kapmaca oynamış stefan zweig ın her öyküsünde intiharı farklı açılardan değerlendirdiği öykü kitabı ve bu kitaba ait öykülerden biridir.
    3 ...
  39. 13.
  40. yazarin okudugum en iyi 3 hikayesindendir. hepsi size insani tanitir hepsinin dunyasinda sizi de yasatir.
    bence gunumuz hastaliklarindan biridir aslinda hangimiz derslerden ve hocalarin birbok anlatamamsindan bunalip kalkip saldirmak istemedik.. babanin verdigi nasihatlerden hassiktir be deyip kalkip gitmek istemedik.. isten gucten daralip deli gibi kosturmak istemedik..
    bence aslinda derinlerimizde bir yerlerde icimizdeki o kosucu dogru zamani bekliyor...
    6 ...
  41. 12.
  42. kendini hemen ele vermeyen kitaplardan. hikaye kitabı olması hasebiyle bu kötü aslında. ancak neredeyse tüm klasiklerde bu durum böyle.

    bir kere bu tarz kitapları alır almaz bitiremezsiniz, ben öyle bağlandım ki bu kitaba bir günde hemen okudum bitti, öyle bir şey genelde pek mümkün olmaz. daha çok popüler kültürün ürünlerinde durum o şekilde sonuçlanır. ancak popüler kültürün o hemen biten kitaplarının etkisi de hemen geçecekken bu tür kitaplar hayata yeni bir bakış kazandırır.

    karakter analizleri, insanları tanıtır. hiçbir şey yüzeysel değildir ve okurken aslında insanı okuduğunuzu görürsünüz.

    o yüzden bu kitaplar klasiktir, yüzlerce yıl hatırlanır. yoksa okuru ilk sayfasında bağlayıp, ay çok merak ettim ki ben tarzında okunamaz zannımca.
    4 ...
  43. 11.
  44. kreator'ın 2009 Hordes Of Chaos albümünde yer alan güzel bir parçadır.

    0 ...
  45. 10.
  46. ingilizce bir deyimin Türkçe'de isim olmuş versiyonu. (bkz: run amok)

    Çok kötü bir çeviri tabi.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük