Ne zaman bir kitabını bitirsem en az bir hafta ayrılık acısı çekerim. En az 3-4 gün elime başka bir yazarın kitabını alamam, onun kitaplarında altını çizdiğim yerlerle yetinirim.
Yere göğe sığdırılamayan semerkant adlı kitabından önce tanios kayasını okudum ve şu an düşünüyorum da semerkant kim bilir ne kadar güzeldir.
Gerçek olayları saflıktan uzak bir kurguyla yazan yazardır ve tarihi sevdirme konusunda da usta olduğunu düşünmekteyim.
Arap kültürünü çok güzel bir şekilde ele alan Lübnan asıllı fransız yazardır.
Lisede bir ara bir kızın elinden düşmeyen semerkand isimli kitabın yazarı. Biyolojici de bunu görüp çok kültürlü biriymiş gibi "aa evet çok güzel bir kitaptır" demişti.halbuki malın tekiydi.öğrencilere "eleman" der, tahtaya cd kalemiyle yazı yazıp kurumadan silerdi.
internetteki arkadaşlık sitelerindeki tüm profillerde sevdiğiniz yazar kısmında yazan isimdir. O derece kültürlü insanların yaşadığı ülkede yaşıyoruz düşünün yani.
Sonra oradan savaş geçti. Hiçbir ev, hiçbir hatıra hasarsız kalamadı. Her şey çürüdü: Arkadaşlık, aşk, adanmışlık, akrabalık, inanç, sadakat. Hatta ölüm. Evet, bugün ölüm bile bana kirlenmiş, bozulmuş gibi geliyor.
Birkaç entry üstümde semerkant'ta türk ve sünni düşmanı denmiş yazar. Semerkant kitabında türklere düşman falan değildir. Hele sünnilere hiç değildir. Özellikle türkleri övdüğü yerler vardır. Şialardan bahsetmesi onu sünni düşmanı yapmaz aksine öyle bir bahsetmiş ki şiayı hiç bilmeyen biri okusa neler düşünür.
Diğer kitaplarında türk düşmanlığı var mıdır (özellikle doğu'nun limanları) bunu uzun uzun yazıp çizmek gerek...
sirf hala hayatta oldugu icin efsane olamamis yazarlarin basinda geliyo. oteki de (bkz: paulo coelho) . adamin tek bi kotu eseri yok ki semerkant zaten dunya klasikleri arasinda yer almak zorunda. bilemiyorum altan.