Bir nöroterapi uzmanı amigdalayı bugünümüzle harmanlayıp şu şekilde açıklamış;
"Eğer eğitim ile beyin korteksinde nöron iletimini yeterli sayıda arttırmazsan devreye beynin hayatta kalmayı ve yaşamı devam ettirmeye programlı bölgesi olan amigdala girer. amigdala, tahmin edebileceğiniz gibi; oku, öğren, müzeye git, müzik dinle, sinemaya git, işe gir, çalış, üret falan diyen bir bölge değil amigdala sana tehlike olabilecek canlıyı yok et senden olmayanı yok et diyen bir beyin bölgesidir. eğitim ile beynin korteks bölgesini geliştirmezsen al sana devreye amigdala bölümü girer şu an ülkemizde ve coğrafyada olanların bilimsel yanıtı budur.
korku ve ofke aninda ani tepkiler veriyorsaniz bilinki amigdalanizin kontrolu altindasiniz. dini terminolojide seytan adi altinda anlatilan bolumdur. hareketlerinizi ilk anda kontrol eder.eger o an olayin disina cikip seyr edebilirseniz ancak etkisini bitirebilirsiniz ..
cinnet geçirmemizi, öfkeyle kendimizi kaybetmemizi sağlayan kısımdır. peki ne yararı var bu badem biçimli beyin bölümünün diyeceksiniz. (veya bu sorunun daha kısa versiyonu olan ''eeee?'' )
amigdala şu işe yarar, diyelimki ormada gidiyoruz ve önümüze bir ayı çıktı bize saldıracak bu durumda amigdala devreye giriyor ve beynimizdeki mantık, düşünme bölgelerine giden elektriği kesip bu akımları kas gücü ve refleksimizi sağlayan bölümlere gönderir. iyi ki de bunu yapar, çünkü ayı karşısında mantık yürütmenin veya ayının o an ki ruh durumunu analiz etmeye çalışmanın bize bir yararı yoktur. bize düşen tabanları yağlamaktır.
böylece insan bilinçsizleşmiş bir kas ve refleks yığını haline getirilir, kas gücümüz normalde olduğundan katbekat artar, kanımıza boca edilmiş adrenalin sayesinde 1 metre sıçrayabiliyorsak artık 2 metre sıçrayabilmekteyizdir ve reflekslerimiz van der saar'ı kıskandıracak derecede gelişmiştir. ayı da şaşırmıştır bu halimize, sonunda peşimizi bırakmak zorunda kalır.
işte bu geçici mantık kaybı cinnet geçirmiş kişilerin kendilerine geldikten sonra ne yaptığımı hatırlayamıyorum demelerinin açıklamasıdır.
hayatta kalma dürtülerini çok hızlı bir şekilde gerçekleştirmemize yarayan, beynin çok önemli bir bölümüdür. amigdala olmasaydı kimse neye ne tepki vereceğini bilemez, üstüne süren bir aracın önünde manda gibi kalır ya da kendisini bıçaklamak isteyen birine karşı vermesi gereken tepkiyi hızlıca veremez, kendini savunmaya çalışamazdı.
kaygı duygusunu kontrol eder.
öğrenilmiş korku, klasik koşullanma burda gerçekleşir.
duygusal muhakeme yapmamızı, çevremizdeki duygusal ipuçlarını algılamamızı sağlar.
kaygı bozukluklarının çoğu ya amigdaladaki bir işlev bozukluğundan(aşırı çalışmasından) kaynaklanır ya da amigdalada bir işlev bozukluğuna neden olur.
amigdalada gerçekleşen bir hasar durumunda;
daha önce koşullandığımız korkulara eski tepkilerimizi veremeyiz
koşullanma gerçekleşemez,
duygusal içerikteki uyarıcıları anlamada güçlük yaşanır,
duyguların yaşanması/hissedilmesi engellenmez ancak hafif duyguların hissedilmesi engellenir.
Amigdalada CCK nöromodülatörü ve gaba nörotransmiteri bulunur. CCK aktivitesini artırıp gaba aktivitesini düşürürseniz kişide panik ataklara neden olabiliriniz.
basit ifadeyle beyindeki endişe ve korkunun kaynağı olan kısım.
örnek vererek açıklayalım;tüm hayvanlar amigdala sayesinde doğal düşmanlarına karşı tehlike anında korku mekanizmasını harekete geçirerek motor işlevlerini yerine getirirler.amigdalası alınmış bir maymunun kalıtımsal olarak korkması gerektiği yılandan ürkmediği ve onu bir tehlike olarak görmediği deneylerle ispatlanmıştır.yani amigdalamız olmadan yaşayabilmemiz söz konusu olsa bile tehlikelere karşı mantıklı ve süreklilik arzeden bir otokontrol mekanizması kurulamaz.bir nevi korku çipi de denilebilir.gereklidir.*