Haftasonunun çekilmezleri sıralamasında başı çeken, sabah 8:45 akşam 9 arası süren formasyon derslerinin son saatinde iyice mayalanmış yoğurda dönüşen kafalardan kurtulma adına bir hareket gerçekleştirmek..
Tabii bu, başa gelebilecekleri öngören ve okula giderken yanına nar alan bir öğrenci kafasından çıkmakta.. Doğruluğu yanlışlığı tartışılır fakat ben bununla uğraşırken derse daha iyi adapte olabildiğimi fark ettim. Yoksa diğer türlü hareketsizlikten iyice üzeri tahrip edilmiş, suyunu salmış, sıcaktan ımış ımış olmuş yoğurda dönecektim.
Kurtarıcı olarak gördüğüm nar'a sarıldım. Anında dışlandım. Arkadaşlarım benimle aralarında bir koltuk kadar mesafe açtılar. Neymiş, sıçrarmış. Takriben 250 kişilik anfide resmen tecrit edildim. Kalabalıklar arasında yapayalnız kaldım. Fakat vazgeçmedim. Tane tane adım adım ve sevgiyle narımla ilgilendim.
Arkamdaki yabancıların konuşmalarını duymaya başladım.
"Çıkar Allah çıkar bitmedi". Canları çekmiş "bitirse de ikram etse" diye mi yoksa karton geçmek için mi konuşuyorlardı anlamadım ama umursamadım pek.
Nar bitti. Anında sıkıntı bastı. Çıkardım alternatifleri. Mandalina.. Elma.. Soydum dilimledim soydum dilimledim.. Tezgaha çevirdim ortalığı. Bu da biraz ikram edilmiş hali:
Biri çıksa dese "gardaş sen hayırdır böyle elinde çakı?", meyve ikram ederdim heralde. Zaten bizimkileri besledim sırayla. Hem kaçtılar hem yediler çakallar. Üst taraflarda olmasam hocaya da ikram ederdim de neyse.. Hala da ders bitmedi bu arada..
Ha bir de reklam yapalım (düşük bütçelisi anca bu kadar).