aslında tek kelimeyle anlatılmayacak olan bir durumdur. yok tahıldan yok pirinçten felan para mara kazanmaz amerika. önce bir düşman bir devlet belirlersiniz sonra çevre devletlerin başına size yakın ya da kuklanız olan kişileri gerçirirsiniz. doğrudan kuklanıza dolaylı olarak düşmanınıza silah satarsınız. sonra düşmanı yok kuklanıza yok ettirirsiniz ya da bir şekilde sindirtirsiniz. böyle geçiniyor diyorsanız yok daha bitmedi. bakarsınız ki kuklanız biraz palazlanıp bir tarafı kalkmış o zaman da çevre ülkelere kuklanızdan korumak için silah satarsınız. kuklanızın ülkesini işgal edersiniz ve o ülkenin doğal zenginliklerini kendi şirketlerinize sömürtürsünüz. işte size amerika'nın geçim kaynağı.
bu anlattıklarımı yapmadığı zaman da güney amerika'daki gerillaları destekleyip askeri darbeler yaptırır. oradan da dolaylı para kazanır.
geçim kaynakları olarak değiştirilmesi gerekir başlığın. amerikanın bir çok yönden dünyaya hükmeden bir çok geçim kaynağı vardır; sanayisi, film sektörü, elektronik alanda ki firmaları, ve benzeri bir sürü şey.
bu geçim kaynağını 'kurşunsuz' benzin şeklinde özetleyen burak aksak a tek sözüm var. adamın geldiği son noktasın ama yanlış anlama sadece bu konuda. akabinde ise; amerikanın neresinde yetişiyormuş ki bu 'kurşunsuz' benzin sorusu sorulmuştur.
izleyin şu leyla ile mecnunu ama muhteşem yüzyıl ya da aşkı memnu izler gibi değil.
edut: 'kurşunsuz' benzine vurgu yapmak istedik bakalım sonu nereye varacak.
