ilk izlenim sonu gelmemiş, nihayet bulmamış bir cümle, belki beste.
akp, amerikancılıkta sınır tanımıyor' adeta rakipsiz.
tabi bu hükmü inkar ve onay için ayakları yere basan, arguman gibi argumanlara gerek olduğu münakaşa götürmez bir hakikat.
bizde sokak olsun, sol olsun ve hatta dogmatizmle muzdarip aydın tipi olsun, hadiseleri veçheleri itibariyle değil, nokta-yı nazarları itibariyle anlamaya bile çalışmaz, anlarlar.
sol diyorsa ki kahrolsun abd, ve demiyorsa akp böyle; o zaman düz mantık göreve, kahrolsun akp.
kimi bazı aydın, dünya değişti, abd'ye nazar haydi haydi; ve akp kategorik anti-abd değilse yaşasın akp.
sokak bunlara benzer nazarlarda avare.
ciddi yanılsamalar, yapıntı-icatlar.
devletler, anti'ci değildir olamaz.
devletler, sahip oldukları askeri, siyasi, ekonomik, stratejik güç ve argümanlarını körü körüne, kedinin kuyruğuna teneke bağlar misali, bir başka devletin, ayrı bir devlet olmakla çıkarlarına eklemleyemez. Devlet olmanın tabiatına mugayir durumdur.
devletler arasında ilişkilerde düsturdur; ebedi dostluk kadar ebedi düşmanlık olamaz.
Bunun en canlı misalini meşhur davosta yaşadık. one minute çığlığı bir anda, evet bir anda türkiye izrail, türkiye ortadoğu, evet türkiye abd, türkiye ab ilişkilerinde meşhur ifadeyle kırılmaya sebeb olmuştur. ve yine meşhur ifadeyle; artık hiçbir şey eskiye dönemez eşiğindedir, aşıldı aşılacak.
farkındaysanız bu kırılma, yakın dönem ortadoğu altüst oluşların ebesi olmuştur. Artık yeni durumlar, yeni ilişkiler söz konusudur.
dünya krizi ve bizim durumumuz, son çeyrekte rakipsiz büyüme, müteahitlikte çin'den sonra, içerde köhnemiş askeri bonapartist cenahın geriletilmesi bunlar ne rastlantıyla, ne de amerikancılıkla izah edilir momentler, durumlar, gelişmelerdir.
ve şuna eminim, ekonomik darboğazda ırak, afganistan, pakistan üçgeninde debelenen abd olmayıp, rakipsiz jandarma abd olsa idi, bugün kurulmak istenen kumpasların bin misli belasıyla boğuşur olurduk.
denebilir ki, türkiyecilikte sınır tanımayan abd demokrat ve cumhuriyetçileri......