kapıdan girişi minimum 150 dolar olan konsoluluktur bu aynı zamanda. ankara'da konsoloslukta 2 numaralı gişedeki kadına dek geldiniz mi, sıçtığınızın belirtisidir.
30 saniyelik gorusmenin sonunda butun ailemde vizesi olmasina ragmen sorry diyip red verdi. sonrada tipik cevap yanlis anlama. o kursun gecirmez cam olmasa gorurdum ben onu.
work and travel için gidiyorsaniz, 3 dakikada vize veren kurum.
sansürsüz diyalog için;
amerikan:(transkripti çikarir) 1. sinif ögrencisi misin bakiyim sen? goliath: evet. (gülümsemeye çalisir) amerikan: isin belli oldu mu? goliath: evet..long island, ny. amerikan: ne olarak çalisçan orda? goliath: cankurtaran. amerikan: daha önce cankurtaranlik yaptinmi? goliath: hayir.. ama gayet iyi bi yüzücüyümdür... amerikan: okulunuzun yüzme takimi var mi? goliath: hayir yok.
(adam 1 dakika boyunca bilgisayarla ugrasir) goliath: {ulan keske sertifika egitimi alacagimi deseydim} amerikan: al bakalim sunu..(ups belgesi) karsidaki masaya ver. 3 gün içinde eline geçer. goliath: eyvallah.
islami bir isminiz varsa vizeyi rüyanızda göreceginiz konsolosluktur. sadece her red aldıgında tekrar vizeye basvurmak için konsolosluk kapılarına dökülen paralar amerika ya ciddi bir gelir getirir. bi kere red yediyseniz bi daha ihitmal yok gibidir. çünkü sistemleri naparsanız yapın sizi ve sicilinizi ortaya çıkaracak şekildedir. yani ilk seferde hazırlıgınızı iyi yaptınız yaptınız. yoksa yandınız.
kimseye vize vermezler kolay kolay anca basvuru parası pin parası. bu arad aynı aileden 3 üne 10 yıllık vize verip dördüncüye vize vermeyen ilginç konsolosluktur.
mülakatçı ibne: why are you going usa? maksat muhabbet: (a.ına koduum. eşşek gibi mektup yazıp açıkladık sana.) i wanna study there mülakatçı ibne: which university, that you want? or why is it? maksat muhabbet: ( allah'ın beyinsizi. elinde eşşek kadar davetiye duruyo. kapı gibi üstünde 500 tane imza var.) Andrew Jackson University. maksat muhabbet: ohh.. sorry. and i have relations in birmingham. mülakatçı ibne: ok maksat muhabbet. we'll turn you back. maksat muhabbet: ( ulan 5 cümle konuşmak içinmi sabahtan beri bekliyorum. içim dışım çay- sigara oldu ulan) thank you.
yeni binasıyla türkleri aşağıladığını düşündüğüm konsolosluk. neyiz lan biz teroristmiyizki kale gibi bina yapmışın türkiye'ye. ayrıca binanın istanbulun en güzel yerlerinden birinde olması beni ve çoğu kişiyi ayrıca sinir etmiştir. "elin gavuru memleketin en güzel yerine dikmiş binayı" dedirtmektedir. kısacası çok da bi neden aranmamalıdır sinir olmak için, artık amerika ve onla alakalı herşeye herkes sinir olacaktır bu vakitten sonra, alışmaya çalışmalıdır amerika bunlara, yaptığı şerefsizliklerin sonucudur zira bunlar.
"aerikaya neden gitmek istiyorsun?" sorusunu soran 4-5 kişiden en sağda olanının (ben gittiğimde ordaydı,hep orda mı bilmiyorum) kafası yandan basık yukardan şişmiş yumurta gibidir ve son derece agresif bir adamdır.genelde soruları sert bir şekilde sorar ve eğer anlamazsanız "ulan daha bu soruyu anlamıyosun orda ne bok yiyeceeen?" şeklinde tavır takınır.dikkatli olmak ve sinirlenmemek gerekir vize alabilmek için..