"aerikaya neden gitmek istiyorsun?" sorusunu soran 4-5 kişiden en sağda olanının (ben gittiğimde ordaydı,hep orda mı bilmiyorum) kafası yandan basık yukardan şişmiş yumurta gibidir ve son derece agresif bir adamdır.genelde soruları sert bir şekilde sorar ve eğer anlamazsanız "ulan daha bu soruyu anlamıyosun orda ne bok yiyeceeen?" şeklinde tavır takınır.dikkatli olmak ve sinirlenmemek gerekir vize alabilmek için..
yeni binasıyla türkleri aşağıladığını düşündüğüm konsolosluk. neyiz lan biz teroristmiyizki kale gibi bina yapmışın türkiye'ye. ayrıca binanın istanbulun en güzel yerlerinden birinde olması beni ve çoğu kişiyi ayrıca sinir etmiştir. "elin gavuru memleketin en güzel yerine dikmiş binayı" dedirtmektedir. kısacası çok da bi neden aranmamalıdır sinir olmak için, artık amerika ve onla alakalı herşeye herkes sinir olacaktır bu vakitten sonra, alışmaya çalışmalıdır amerika bunlara, yaptığı şerefsizliklerin sonucudur zira bunlar.
mülakatçı ibne: why are you going usa? maksat muhabbet: (a.ına koduum. eşşek gibi mektup yazıp açıkladık sana.) i wanna study there mülakatçı ibne: which university, that you want? or why is it? maksat muhabbet: ( allah'ın beyinsizi. elinde eşşek kadar davetiye duruyo. kapı gibi üstünde 500 tane imza var.) Andrew Jackson University. maksat muhabbet: ohh.. sorry. and i have relations in birmingham. mülakatçı ibne: ok maksat muhabbet. we'll turn you back. maksat muhabbet: ( ulan 5 cümle konuşmak içinmi sabahtan beri bekliyorum. içim dışım çay- sigara oldu ulan) thank you.
islami bir isminiz varsa vizeyi rüyanızda göreceginiz konsolosluktur. sadece her red aldıgında tekrar vizeye basvurmak için konsolosluk kapılarına dökülen paralar amerika ya ciddi bir gelir getirir. bi kere red yediyseniz bi daha ihitmal yok gibidir. çünkü sistemleri naparsanız yapın sizi ve sicilinizi ortaya çıkaracak şekildedir. yani ilk seferde hazırlıgınızı iyi yaptınız yaptınız. yoksa yandınız.
kimseye vize vermezler kolay kolay anca basvuru parası pin parası. bu arad aynı aileden 3 üne 10 yıllık vize verip dördüncüye vize vermeyen ilginç konsolosluktur.
work and travel için gidiyorsaniz, 3 dakikada vize veren kurum.
sansürsüz diyalog için;
amerikan:(transkripti çikarir) 1. sinif ögrencisi misin bakiyim sen? goliath: evet. (gülümsemeye çalisir) amerikan: isin belli oldu mu? goliath: evet..long island, ny. amerikan: ne olarak çalisçan orda? goliath: cankurtaran. amerikan: daha önce cankurtaranlik yaptinmi? goliath: hayir.. ama gayet iyi bi yüzücüyümdür... amerikan: okulunuzun yüzme takimi var mi? goliath: hayir yok.
(adam 1 dakika boyunca bilgisayarla ugrasir) goliath: {ulan keske sertifika egitimi alacagimi deseydim} amerikan: al bakalim sunu..(ups belgesi) karsidaki masaya ver. 3 gün içinde eline geçer. goliath: eyvallah.
30 saniyelik gorusmenin sonunda butun ailemde vizesi olmasina ragmen sorry diyip red verdi. sonrada tipik cevap yanlis anlama. o kursun gecirmez cam olmasa gorurdum ben onu.
kapıdan girişi minimum 150 dolar olan konsoluluktur bu aynı zamanda. ankara'da konsoloslukta 2 numaralı gişedeki kadına dek geldiniz mi, sıçtığınızın belirtisidir.
içeride asılı kocaman fenerbahçe bayrağını ve flamasını görünce heyecanımı ve stresimi biraz olsun almış konsolosluktur. bir fenerbahçe bayrağı bir duvara bu kadar mı yakışırdır. **
bugun sabah gittigim gorusmem neticesinde en taze goruslerimi paylasmak istiyorumm(istanbul us consulate)....
oncelikle binanin ilk ana kapisinda bir guvenlik gorevlisi hem adinizi hemde randevu saatinizi listesinde bulup bir tane cizik atiyor kagidina, sonra eger varsa cantaniz onlari ariyor(ben cantasiz gittim ve acaip rahattim). derken 10 adim atmadan baska bir adam(bu yabanciydi) ayni islemi tekrarliyor ve kalemsi binaya en yakin oldugunuz an o an oluyor.. derken zile basiyorsunuz icerdeki adam yogunluga gore kapiyi bizzzzttt ettirip kapiyi aciyor.. ds-156 formunuzu, pasaportunuzu ve fotografinizi istiyor, onlari kontrol ettikten sonra x-ray cihazina dogru gecmenizi rica ediyor, ordan da gectikten sonra diger bir kapidan gecip ustu kapali yanlari acik bahcesini gorebildiginiz bir koridordan ilerliyorsunuz, sola donup karsiniza cikan asansore biniyorsunuz, vc2 katina basip vize islemlerinin yapildigi yere cikiyorsunuz, tekrar ayni koridorda ilerleyip banka koltuklarini animsatan sira numaralarinin ilerledigi insanlarin bir o yana bir bu yana kosturdugu sahneyle karsilasiyorsunuz, henuz sizinde onlarin arasina katilmaniza az kalmisken solda duran masanin ustundeki zimba aletiyle gosterildigi sekilde fotografinizi forma zimbaliyorsunuz(bence evde ilgili yere yapistirip hazir gidin), orda biten isleminizden sonra dosdogru karsidaki kapiya yoneliyorsunuz, iceri gectikten sonra yuksek masali adama pasaportunuzu, dekontunuzu ve formunuzu veriyorsunuz, o da size sira numarasi veriyor ve beklemeye basliyorsunuz, neyseki numaralar cok hizli ilerliyor, size verilen randevu saatinde sira size gelmis oluyor(super).. 3 asamali cagirma oluyor, ilk cagirmada sizden formu, dekontu, ve pasaportu aliyor, persil adami andiran yesillikteki alette digital olarak, once sol elinizin 4 parmagi, sonra sag elinizin 4 parmagi sonra da heriki elinizin basparmaklarini buraya bastiriyorsunuz, ve ayni numarayla cagrilmak uzere avludaki bekleme bolgesine yonlendiriliyorsunuz, orda 1dk bekledim beklemedim, tekrar iceri numara siram gelince gectim, 2. sefer de cagiran kisi meslegimi sordu, elindeki formuma o gunun tarihini muhurledi, ve ayni numarayla cagrilmak uzere konsolosla goruseceksiniz buyrun bekleyin dedi, bu sefer icerdeki oturma bolgesinde bekledim, yine ayni sekilde 1 dk kadar beklemeden sira bana geldi(3.cagrilisim), gayet guler yuzlu bir adam karsiladi, merhabalardan sonra ilk sorusu kac yildir bu meslegi yapiyorsunuz oldu, 1.5 yil dedim, sonra hangi unv oldugunu sordu, daha sonra kiminle gidiceksiniz dedi, is yerinden bir arkadasimla dedim, ilk defa mi yurt disina cikiyorsunuz dedi evet dedim, nereye gidiyorsunuz dedi ny dedim, sag elinizin bas barmagini bastirin dedi(daha minik bir alet) bastirdim, vizenizi onayliyorum, buyrun bu numarayla ups'e adresinizi verin dedi!! hepsi bu, 10-20 ytl esliginde ups'e adres yazdirdiktan sonra isleminiz bitiyor(hala inanamiorum).. elimde bir tomar dosya, gosterilemeyen bir ton hazirladigim evraklar, sunu anladim ki bu adamlar neye gore vize veriyor ya da vermiyor belli degil, ne kadar sureyle verdigini soylemedi (en az 3 ay- en fazla 10yil)..
soyleyecegim sudur ki cok yuksek moralle gitmenizde fayda var, siz ne kadar kibar ve sevecen oluyorsaniz onlarda size o sekilde yaklasiyorlar, toplamda 7 tane kisi, 3 tane kapi bir tane asansorle muhatap oldum, yaninizda cep telefonu goturmenize izin vermiyorlar, onun disinda ne getirirseniz size yuk oluyor, o yuzden evraklarinizdan baska birseyle gitmeyin, paltonuzu duruma gore koltuga birakabiliyorsunuz baska yer yok, buyuk canta getirmeyin yazmislar, milletin elinde, kolunda dev dev cantalar vardi.. kisacasi nasil rahatsaniz o sekilde gidin, ve mumkun oldugunca gulumseyin.
girne amerikan üniversitesine yüksek lisans için gitmek isteyen öğrenciye vize görüşmesine, kktc' yi tanımadıklarını alanen söyleyen memurları bulunan amerikan kara parçası.
NEYE GÖRE ViZE VERDiĞiNi ANLAYAMADIĞIM KONSOLOSLUK.
ÇOK FAZLA GÖNÜLLÜ OLMAMAMDAN MÜTEVELLiT, ÜSTÜN KÖRÜ HAZIRLADIĞIM EVRAKLARIM VE AMERiKA AŞKı iLE YANIP TUTUŞAN PiNPiRiKLi ( ADAM 1 HAFTA BOYUNCA SAFi EVRAK HAZIRLADI ) ARKADAŞIM iLE BERABER BAŞVURU YAPMIŞTIK,
BANA 5 YILLIK ViZE VERDiLER SAĞOLSUNLAR. AMA ARKADAŞIM RED YEDi.
AYRICA O BiNA NE LAN ÖYLE KALE GiBi ? SANKi TÜRKiYE'DE HER GÜN KONSOLOSLUKLARA BOMBALı SALDıRı DÜZENLENiYOR.
daha bugun yetkililerle burun buruna geldıgım, cirkef yapıp vizemi soke soke aldıgım kurumdur. her seferinde binbir guclukle mucadele etsem de 4-0 galip durumda bulunmaktayım o ayrı. umarım pasaportum geldıgınde ıcınden bır nah falan cıkmaz.
(bkz: evet o bendim)
29ş otobüs hattının önünden geçtiği konsolosluktur.
kule gibi bir binadır.sanki hasan sabbah ın alamut kalesi.
konsolosluğun karşısında her türlü vize işlemini yapabileceğiz kafeler mevcuttur.
randevu almak
sevis yatırmak
vize fotoğrafı çekmek
fotokopi çektirmek
online form doldurmak gibi bilimum işleri halletmektelerdir.
üst arama işlemi gayet kısadır.insan gibi davranılan bir yerdir.kendinizi obama gibi hissedersiniz vesselam.
bekleyeceğiniz tek kuyruk ya da benim şansıma idi bilemicem, ups de pasaport için adres bildireceğiniz kuyruktur.ups kuyruğu dahil yarım saat içinde randevu saatimden çok önce vizemi alıp zıplaya zıplaya çıktığım konsolosluktur.
çelik kapılarından dolayı, çalışanların kol kası yapmasına sebep olan binaya verilen isimdir. işlemlerinizi tamamladıktan sonra, öyle ulu orta arkadaşınızı falan beklemenize, bir yerde dikilmenize izin vermez buranın görevlileri. 2 numaralı gişedeki bayan suratsızdır. esasında gişedeki herkes fazlasıyla ciddi bir tavır takınıyor. yine de vizeyi almanıza engel değildir bu durum. kısaca keyiflerine göre veriyor olabilirler vizeyi.
inanılmaz bir hatamdan, mallığımdan dolayı genel süreç nasıl işliyor anlatamayacağım çünkü göremedim. ama gözlemlediğim kadarıyla anlatılanlardan çok farklı bir şey yok.
şunu söyleyeyim, sizi ürkütmesin. ülkemizde bir devlet dairesinde göremeyeceğim kıyağı gördüm diyebilirim. randevu saatim çoktan geçmiş olmasına (anlatsam inanmayacağınız bir aksaklık, hatadan dolayı) ve o gün tüm randevuları bitirmiş olmalarına rağmen beni içeri almayı kabul ettiler.
önce yardımcı olan güvenliğe (türk), sonra da içeriden onay veren amerikan yetkililere teşekkürler!
girdiğimde benden başka sivil yoktu doğal olarak herkes çalışandı. ancak mesai saatleri henüz bitmiş değildi yalnızca günün randevularını tamamlamışlardı. tek başıma parmak izi verip, mülakata girdim ve j-1 vizesini aldım.
kısacası, hep ürkütücü ve kötü yanlarını anlatmamak lazım. hem amerikan hem de türk çalışanlarından yardım ve samimiyet görmek mümkün. yoksa bana 1 aya (en yakın randevu süresi) ve 300 liraya patlayacaktı.