dido ve sting şarkılarında farkedilebileceği gibi, ingiliz ingilizcesinin tam kelime vurgusundan farklı olarak, kelimeleri yuvarlayarak telafuz edilendir.
ingiliz ingilizcesinden bin kat daha güzel ve anlaşılır aksandır.
kelimeleri vurgulamaları ve söyleniş tarzı kesinlikle daha iyi. *
daha sempatik geliyor.
resmen tiki ingilizcesi. yalandan harf yuvarlamalar filan. ingilizce dediğin britanya adalarında konuşuluyor. bugün bi irlanda, iskoçya, ingiltere aksanları ne fenadır di mi?
(bkz: green street elite)
anlaşılması ingiliz ingilizcesinden çok daha kolay olan aksan. türklerin dil yatkınlığı daha fazladır amerikan aksanına. ingilizler kelimelerin sonuna yeni sesler eklerken amerikalılar yutarlar heceleri.
sinemalarda a$ina olup lise hazirlik doneminde ingilizce ogretmenlerinden ayar ustune ayar yememi saglayan dil. want to desene lan ne oyle ot cigneyen inek gibi wannnaaa demeler falan. $erefsizler sizin yuzunuzden genclik donemlerimin ilk adimlarini agir ve cokca aksak attim*.
i wanna be ur angeelll dim dim dim ~
'ingiliz "who are you" derken amerikalı "hey man, who the fuck are you?" der..'
gibi farkları olan ingilizcedir..
york city, new york city kadar farklı..
amerikan ingilizcesi dendiğinde karşımıza iki tür çıkar,
newyork ağzı diye de adlandırılan, bir nevi bizde ki istanbul türkçesi tadında, yavaş ve anlaşılır biçimde konuşulan aksandır; ki genellikle metropollerdeki beyaz ağırlıklı insan güruhudur bunun müsebbibleri.
bir de daha çok homeless diye tabir edilen evsizlerin yaşadığı harlem gibi kenar mahallelerde oluşan, bir nev'i baskın sınıfa protest olarak da irdeleyebileceğimiz kelimelerin yuvarlandırıldığı ve göreli olarak hızlı, devrik ve kısaltmaları dayalı cümlelerle kullanılan 'street language' (ağırlıklı teksas aksanı kaynaklı diyebiliriz bir bakıma) vardır; ki bunun müsebbibi ise çoğunlukla siyahi kesime ait insan güruhudur.
en temel kullanım farklılıkları:
are not / ain't
going to / gonna
want to / wanna
ought to / should (temelde klasik ingiliz edebiyatından gelen fakat zaman içerisinde 1.kısım tarfından da benimsenmiş 'ought to' günümüzde kalkmaya yüz tutmuş ve yerini hemen tüm kesimlerde should almıştır.
ingiliz ingilizcesiyle amerikan ingilizcesi(ağırlıklı new york) arasında ise biçimsel değil sadece kelimesel veya deyimsel bir takım farklılık vardır, ki dil okullarında abartıldığı kadar kesinlikle olmayıp toplasanız en fazla 200 kelime ve/ya deyim farklılık ihtiva etmektedir.
bir de ingilizlerle amerikan arasında şimdi hatırlayamadım bir sebeple fazladan ingilizlerin ekstra bir 'u' veya başka bir harf koyma veya iki harfin terini değiştirme hadidesi vardır ki; başka da dişe dokunur fark yoktur iki dil arasında.
color / colour
catalog / catalogue
theater / theatre
toilet / toilette
veranda / verandah
center / centre
traveler / traveller
asphalt / asphalte
program / programme
wagon / waggon
amerikan ingilizcesinde esas alınan temel aksan, new york aksanıdır. özellikle, mesela, what's the matter with you ve forget about it gibi karakteristik amerikan kalıplarında bu new york orijininin etkisi daha açıkça görülür.
sadece sondaki -re hecesinin -er şeklinde değiştirilmesine indirgenemeyecek dil*. ingiliz ingilizcesinden, seslerin okunuşu, kelimelerin biçim deiştirmesi, kelimelerin anlam değiştirmesi, tamamen farklı kelimelerin kullanılması gibi konularda farklılıklar gösterir. internet ingilizcesinin babasıdır.
her seyde illa ki bi fark yaratmak isteyen amerikalilarin, esas ingilizceden farkli olarak, bir iki kelimeyi veya kelimenin bir iki harfini degistirerek olusturduklari yama.