Yeni bir mahkumun geleceğinin haberini bir şekilde alan azılı belalar, büyük bir sabırsızlıkla ''hoşgeldin partisi'' için, mahkumun görünmesini beklerler. Az sonra adamımız, biraz sıkıntılı ve endişeli bir ruh haliyle koridorda görünür. Koğuşuna doğru ilerlerken, demir parmaklıklar arkasındaki iri kıyım, siyahi ağırlıklı onlarca deli fişek, adeta parmaklıkları kırarcasına tutup sallayarak, ''Haydi bebeğim gel buraya! Onu bana getirin! Benim kadınımsın sen! Lanet olası sürtük!'' şeklinde haykırarak, adeta kendinden geçer. Ne zaman bu sahneyi izlesem, gülümserim. içeride hayat var belli ki... Bizim kasvetli koğuşlarda, Erol Budan şarkıları içerisinde çürüyüp gitmektense, Amerikan hapishanelerindeki bu çılgın tehditlere maruz kalmayı tercih eder insan.