genelde sittin senedir başarısız olan bir futbol veya basketbol takımı oyuncuları etrafında dönen hikaye içerikli film.başroldeki tıfıl delikanlı aslında çok iyi basketbol oynar ama yeteneği keşfedilmediği için hep yedek kadrosunda kalır ve takım kaptanının manitası sürekli mini etek giyen sarışın çıtıra yazmaktadır.sonra eskiden çok büyük takımları yöneten ama bunalımda olan sarhoş koç* bu takımın başına geçer ve bizim oğlanı keşfeder nasılsa takım üst üste galibiyetler almaya başlar çıtır kızda tıfıl oğlana pas verir artık. her şey iyi derken esas oğlan ailesi boşandığı için bunalıma girer ve son maça gelmez(nasıl olduysa bu boktan takım sezon ortasında aldığı beş galibiyetle şampiyonluğa oynuyor). mini etekli kız oğlanı bulup ikna eder ve maça yetişir ve 72-70 olan durumu son saniyede attığı 3'lük sayı ile kazanırlar. çıtır kız esas oğlana verir , koç oğlanın anasıyla işi pişirir ve biz mutluluktan ağzımız kulaklarımıza varmış bir şekilde rahatça uyuyabiliriz.
hoşlandığı kızın kendisine cesaret verici sözler sarfetmesi ile birlikte esas oğlanın gaza gelerek üstesinden gelemeyeceği bir işi başarması, bu kombinasyondan sonra kızı öpmesi bu tür filmlerin olmazsa olmazlarındandır.
öyle bir anlatırlar ki amerika'yı ve ortamı, küçükken bu filmleri her izlediğimde, bittikten sonra amerikan olmak istemişimdir. hayaller falan kurardım, lan ne güzel şimdi amerika'da olsam diye falan.
içerisinde espri ile bütünleştirilmiş cinsellik unsurları barındıran, daha çok amerika'nın orta seviye ve üzerindeki ailelerin çocuklarının yaşantılarının konu alındığı, genellikle bütün filmlerin birbirine benzer olduğu ve niyeyse film boyunca hiçbir çirkin kızın görünmediği, film başında bir tane görünse bile filmin sonunda en taş hatuna dönüştüğü, erkeklerinde kızlardan aşağı kalır yanı olmayan, filmin başında çelimsiz olan insan evladının bir film sonunda nasıl süper kahramana dönüştüğünü anlatan filmlerdir.
yurdum gençlerini yemyeşil kampüsleriyle cezbeden, plaj partileriyle heyecanlandıran, kızlarıyla yoldan çıkaran filmlerdir. müzikleri gerçekten haşlama olsa da o sahnelerde nedense hiç sırıtmaz. güzel hayaller kurduran filmlerdir ama üstü açık araba kullandığınızı, arkada oturan 3-4 bikinili kızı hayal ederken gözünüz öss karma testine takılır ve türkiye'ye zorunlu geri dönüşünüzü yaparsınız.*
gözlüklü çelimsiz, okulun futbol takımı kaptanı beyinsiz kas yığınına karşı
hey dostum beyaz popona siyah bir tekme ister misin?
öndeki arabayi takip et, dostum!
vs. konulu filmlerdir. öyle hatalar vardır ki, yer çekimi kanununun bile o filmlerde işlevini kaybettiğini görmek mümkün olacaktır yakında.
trt'de yayınlanan bir amerikan gençliği filminde, bir konserde klasik gitardan elektro sesi çıkıyordu mesela. hem de amfi vs olmadan. "noluyor lan" olmuştuk arkadaşlarla televizyonda zaplarken. kız gitarın tellerine dokunmadan elini sallıyor, bir anda cimi hendirkis kesiliyordu çünkü.