amerikan dizilerinin abartisiz penis gibi olmasi

entry5 galeri0
    1.
  1. hemen hepsinin yarak gibi olmasıdır. yarak gibi uzun ya da kısa manasında değil leş, iğrenç, kaka, bok ve bir boka benzemeyen manasındadır.

    şimdi moda oldu amerikan dizisi seyretmek. seyretmeyeni küçümsüyorlar. türk dizilerinin bokluluğuna atıf yapıp yedikleri bu boku meşru göstermeye çalışıyorlar amerikan dizisi izleyicileri. ben kimseye "aşkı memnu izleyesiğiz haa, arka sokakları ihmal etmeyesiğiz haa, amanın yaprak dökümünü kaçırmayasığız haa" demiyorum ki! amerikan dizisi izleyicisyle türk dizisi izleyici bir türk arasında teknik olarak hiçbir fark yok. ikisi de aptal, ikisi de vaktini boşa harcıyor. amerikan dizisi izleyen daha da aptal bana kalırsa. sinema, tiyatro farklı. götten anlaşılmasın. sinemada ya da tiyatroda bir hikaye vardır, yönetmenin bir derdi vardır anlatmak istediği. onu anlatır tek bir filmde ve o, orada biter. dizilerde durum böyle değil. diziler kokainmanlık gibi bir şey. insan neden kendini her hafta bir makinaya bağlasın ki? bitkisel hayat yaşıyorsunuz ayoğullarım!

    "amerikan dizileri süper. bizimkiler bok, daha iyisini yapsınlar biz de türk dizisi izleyelim." gibi bir karşı çıkışla yaklaşılıyor genelde. türk dizilerini izlemek ayıp sayılıyor. sayılsın da, hiçbir itirazım yok. benim takıldığım nokta insanlarneden kendilerini dizi izlemek zorunda hissediyor. "türkler daha iyisini yapsın onu da izleriz ağbi!" iyi de neden? illa dizi izlemek zorunda mıyız? kim kodladı bunu beyinlerimize? izlemesek olmuyor çünkü. yarın hint dizileri "manyak" olursa onları davnlot edip izleriz. sanki izlemeyeni sikiyollar. yarak zoruyla. sike sike izleyecen hemşerim! zenci zabıtalar geziyo sokaklarda. uyutuluyoruz lağn! dünya allak bullak olmuş, ekonomik kriz, işsizlik... adam tüm bu hengamenin içinde lost'un yeni sezonunu bekliyor.

    en popüler örnek lost... bu dizi yarrak gibi. izlediğim için her gün kendime küfrederek başlarım güne. değerli zamanıma yazık. zaten ömrün üçte biri uyuyarak geçiyor bir de bunları izleyip kendimi ayakta uyuttuğuma yanarım ki ne yanarım. ulan bu dizinin hikayesi tamamen deli saçması. yıllar evvel çekilmiş bir türk filmi vardı. konsept aynı. kadir inanır ve birkaç kişi daha ıssız bir adada mahsur kalıyollardı. teknik imkanlar yetersiz olduğundan film dalga geçilebilecek, taşşaklanabilecek düzeydeydi. hatta ben deyince hatırladın filmi şimdi. ne komikti! yarak gibiydi. bence işte o filmle lost arasındaki tek fark lost'un teknik imkanlarının çok çok çok daha iyi olması. yoksa konsept aynı, hikaye benzer. turist ömer uzay'da ile sıtar vörz aynı bokun soyundan geliyor. star vörz(ki şimdi onunla da dalga geçiyoruz) teknik bakımdan çok daha üstündü sadece.

    velhasıl kelam o "manyak" dediğiniz amerikan dizileri gayet de türkiye'de de çekilebilecek diziler. ancak senaryoları mükemmel bir şekilde canlandıracak ne teknik imkanlar ne zihinsel atılım ne para ne de toplumun böyle bir talebi var. dayıyacan 1,5 saat ağlak, sulu zırtlak bi tane. nurten teyzem ağlasında ağlasın! mendil sektörü kazanıyor, selpak cirosunu artırıyor her yıl. kağıt havlular desen hakeza... yapımcı niye riske atsın kendini kaliteli prodüksiyonla izleycinin karşısına çıkarak?
    2 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. beyni sulanmış insan cümlesi. bu fikri dayandırdığı temeller o kadar boştur ki kendisi bile ne söylediğinin farkında değildir.
    öncelikle ve en saçması olan "bir insan neden dizi izler ki kim zorluyor bizi?" cümleciğidir. sinema ve tiyatro da var olan "hikaye" öğesine sırtını dayayıp "dizilerde bu yok ne bokuma izliyorsunuz" diyen bu şahıs ya izlemeyin dediği dizilerin hespini izleyip hikaye sahibi olmadıklarına karar vermiş ya da izlemeden bok atma yoluna gitmiştir. dizilerin bir çoğunun kaliteli senaryolara sahip olması nedeniyle izlendiği göz önüne alınırsa nasıl bu yargıya vardığı insanı düşüncelere itmektedir. dizi izleyen insanlar için en temel gerekçenin "eğlence" olduğu düşünülürse insanların eğlenmek için bu yola başvurması neden bir insanı bu kadar germektedir. 20 dakika boyunca izlediği bir dizi de bol bol gülüp eğleniyorsa bu boşa geçmiş bir zaman mıdır? veyahut senaryosu oldukça güzel olan bir dizinin 40 dakikalık heyecanlı bir bölümü adamın hoşuna gidiyorsa sana ne oluyordur?

    amerikan dizisi izleyen aptal diyor aklı evvel insan kardeşimiz bir de. kendi üstün beyninden çıkan cümlelerden ne kadar aklı başında olduğu da ortada zaten. bir diziyi izlemenin bir film veya tiyarto oyunu izlemekten bir farkı yoktur. hangisi daha entellektüel bir aktivitedir tartışılır ancak hepsinde ortada bir eser vardır ve izleyici bu eseleri izleme şansına nail olmuştur. amerikan dizilerinin tamamı kaliteli değil iken tamamı kalitesiz demekte sadece "neye bok atsamda bugün prim yapsam acaba" mantığı üzerine kurulmuş çarpık bir düşüncenin eseridir. bir çok kişi tarafından izlenen diziler kaliteli oldukları için büyük kitlelere hitap etmiştir. bir insan how i met your mother izleyip 20 dakika boyunca gülüp eğleniyor diye kimse ona "aptal" diyememelidir. çünkü aptal diyebilen aptal bu diziyi izlese belki eğlenecek ve keyif alacaktır. bu kadar derdin ve tasanın arasında biraz olsun eğlenmek çok mu yanlıştır yoksa çok mu değerlidir bu insan kişisi oturup düşünmelidir.

    şimdi burada "şu şu diziler çok kaliteli sen ne diyorsun be adam?" diyecek değilim. ne halin varsa göresindir çünkü. omuriliğinden beyne giden sinirlerine o arada her ne yapıyorsan beyne ulaşamıyor belli ki. omurlarıyla düşünen birinin de attığı fikre yazılan karşı fikirleri anlaması ve idrak etmesi beklenemez zaten. amerikan dizilerini izlemeyenler hiçbir bok değildir kimsenin öyle bir iddiası yoktur. nasıl bir yaran varsa git onu ağlak gözlerle evinde tedavi et burası yeri değil.

    son olarak;

    http://img81.imageshack.us/my.php?image=03mr2.jpg
    0 ...
  5. 4.
  6. 5.
  7. amerikan karşıtlığı had safhada olan, türk dizilerini çok süper bulan kişinin tespiti.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük