ölçek ekonomisi nedeniyle amerikada çok büyük bir reklam sektörü ve bundan kaynaklı dev bir medya endüstrisi vardır. Ayrıca bireyin olmadığı yerde hür düşünce de sanat da olmaz. Amerika dünyada bireyciliğin bayraktarıdır. Her neyse de sanmıyorum yaa amerika dizileri dururken ağzını ayıra ayıra türk dizisi izleyecek kadar zevksiz insan yoktur.
ev hanımı değilseniz aptallıktır . zira 20 dk'da deli gibi eğlenmek varken neden 30 saniyelik bir anı tam 24 dakikada izleyeyim ki . sanki türklerin beyni yavaş hazmediyormuş gibi böyle bi slowmotionlar lan diznin kendi slowmotionda zaten . bide en heyecanlı yerinde kocaman bi kafa varken kadrajda diziyi bitirmeler falan . ben burdayken şunu anlıyorum ki '' abi ben bu olayı bu bölümde sonlandırırsam bidahaki bölümde sıçarım yazamadım devamını '' ' dır nokta .
basite kaçma aruzusunun tezahürüdür..sonuçta amerikan dizilerini izlemek ve takipçisi olmak belli bir birikimi gerektirir,ancak türk dizilerinin yüzde 90'ında böyle bir birikime gerek yoktur..mevzular hepsi statik şeylerdir ve ezberlenmiştir artık..
tabiiki az da olsa kaliteli türk dizileri de var..ama sayıca çok çok azlar..onun dışındakiler vakit kaybından başka birşey değil..
ve şunu da belirteyim...türk sinema sektörü eğer gelişemiyorsa bunun bir numaralı nedeni dizilerdir..
çünkü diziler kolay yoldan bol para kazandırıyor türkiye'de..rayting olayında 50 tane dümen var..ev kadınlarından ve stabil insanlardan oluşan izleyici kitlesini kafalamak çocuk oyuncağı..
oysa sinema filmi öyle değil..kaliteli bir sinema filmi çekmek maharet ister..beceri ister..para ister..
bu sebepten ötürü kimse sinema işine girmez..herkes dizi basitliğine dadanır..pisliğin üzerine dadanan sinekler gibi..çünkü para boldur,iş kolaydır..
türkiye deki sorun dizilerin trajediyi seven mazoşist insanları kitle olarak hedef almasından ortaya çıkar.geçen haftaya kadarbirtane el ile tutulur komedi dizisi yoktu çok şükür 'yalan dünya' geldi biraz olsun neşelendi ekranlar. azizim o nedir öyle la 'öyle bir geçer zaman ki' saçmalağında? bir insan nasıl o diziyi izleme gafletine düşer? senin yeterince sorunun yokmu dayı? niye bir de onu izleyip geriyorsun kendini? 'arkadaşım sen gavatmısın' diye sorarlar adama. sonra hayat niye sikik diye sormayın, siz o diziyi izlerseniz hayatınız sikik olur. ne gerek var enerjini düşürmeye o diziyi izlerken? benim bile sinirlerim bozuluyor denk geldiğimde ondan denk gelmiyorum artık. en belirgin örneği verdim onca dizi arasından, kaldı ki televizyonda ki dizilerin çoğu bu şekilde. negatif enerji kaynağı gibi bütün ülkenin ruh halini sikip atıyorlar bir kenara.
gel gelelim amerikan dizilerine. kendi deyimleri ile 'tv show'larına. onlar da en azından bizde ki kadar acı keder dram üstüne kurulu değil her şey, daha farklı konular işleniyor,bir çok türk yapımcısının hayal bile edemiyeceği etse bile reyting sevdası yüzünden hayata geçiremiyeceği fikirler var. 'my name is earl' mesela. çok basit bir olay üstüne harika bir kurgu yapmışlar ortaya güzel bir komedi çıkmış. 'how i met your mother'da her ne kadar boku çıksada artık olayın 5 sezon boyunca bence en fiyakalı komedi dizilerinden di. 'house', kim türk dizisi izlemeyi tercih eder ki böyle bir yapıtın yanında? 'dexter' türkiyede şu andakadar oynamış ve oynamakta olan bütün dizilere bir 5 basar 10 a katlar. hababam sınıfı serisi tabi eski olanından bahsediyorum şu anda oynayan bütün dizilerin bütün bölümlerinden çok ama çok daha iyi. kısacası bu gereksiz türk dizilerini izlemek tam bir ahmaklık. yabancı dizilerden haz almıyor olabilirsiniz. lakin oturun belgesel neyin izleyin ruhunuzu daraltmayın.
işkencedir. bir tarafta konuyu en fazla 45 dakikada bağlayan dizi diğer tarafta 120 dakika'da bir odadan diğerine geçilememesi. türk dizileri yavaştır.
arrow, supernatural, bates motel gibi diziler varken leyla ile mecnun, behzat c gibi kalitesiz, vasat, 2 saat suren dizileri izlemektir. dizi diye film izletiyorlar bunlara hala akillanmadilar ahah. varoslar sizi.
tam bir aptallıktır. türk dizileri oyuncu kalitesini geçtim ne senaryo ne yapım ne de prodüksiyon açısından yabancı dizilere yanaşamaz bile. ha kötü yabancı diziler yok değil mi elbette var ama onlarda nazar boncuğu.
Amerikan dizilerinin daha çok kafa çalıştırdığı kesindir ve akıcıdır, Türk dizileri hem kafanızı uyuşturur hem de dönüp dolaşıp aynı sahneleri tekrar tekrar değişikmiş gibi gösterir.
Amerikan dizileri bizim saçma sapan dizilere her kulvarda nal toplatır. fakat bu gerçek amerikan dizisi izleyip entel olduğunu sanan değişiklerden nefret ettiğim gerçeğini değiştirmiyor.