amerikan aydınlanması ve din

entry1 galeri0
    1.
  1. Amerikan Aydınlanması ve Din
    Püritenizm, püritenlik, pure / purify kelimelerinden türemiştir. ingiltere’de ortaya çıkmış ve ilk kullanımından itibaren net bir tanımı yapılmamıştır, daha çok tarihi olarak şekillenen bir dini temayül olarak kabul edilir.
    Teoloji lugatlerinde, Püritenizmin özünün dindarlık, hidayet, ekzistansiyel ve kalpte hissedilen bir dini anlayış üzerinde kesifleşme şeklinde tarif edilir.
    Tarihi açıdan ingiliz Anglikan Kilisesi içinde oluşan reformist bir harekettir. ingiliz Kilise reformunu yetersiz bulan, Katolik te'siri'nin bütünüyle sona erdirilmesini isteyenleri ifade eder. Püritenizm 1558-1603 yılları arasında Kraliçe Elizabeth devrinde ortaya çıkar.
    Hareketin kökeninde William Tyndale (1495-1536)’e kadar geri götürülür. Tyndale ibranice ve Latinceden incil tercümeleri vardır. (1525)
    Püritenler Tyndale’ın te'sir'iyle Kitab-ı Mukaddese kesif biçimde bağlanma ve sözleşme (covenant) teolojisini benimsediler.

    Kitab- Mukaddes’in yeniden okunup değerlendirilmesi gerektiğini savundular. ingiliz Yahudileri olarak da adlandırılırlar.

    ingiltere’de ilk Püriten reform teşebbüsü, Kraliçe I.Mary devrinde ortaya çıkmıştı. Kilisenin dış dünyaya ve görünüşe yönelik müdahalelerini tenkid ettiler ve halk tarafından da destek buldular. (1558) Ancak reform talepleri kraliçe tarafından dikkate alınmadı.

    Ancak Kraliçe Elizabeth devrinde Robert Browne (1550-1633), Henry Barrow (1550-1593) ve John Greenwood (ö. 1593) gibi liderler vasıtasıyla aynı çatı altında toplandılar.

    Püritenler, insanın kurtuluşunda ruhban sınıfının ve kilisenin vasıtasını reddettiler. Bu sebeple ingiltere’de piskoposluğun kaldırmasını talep ettiler.
    Onlara göre cennetten atılan ve günahları sebebiyle lanetlenen insan kurtuluş için bu dünyanın gerçeklerine ve ihtiyaçlarına sırt çevirmek zorunda değildir. insan bu dünyada aklını kullanarak var gücüyle çalışmalı Tanrıya yakışan bir kul olduğunu bu dünyada ispat etmelidir. Ahireti değil bu dünyayı merkeze alırlar. Püriten kişilerin silahları; çok çalışmak, kurallara bağlılıktır.
    Püritenlerin te'siri ile din adamları ve din adamı olmayan gruplar alternatif bir kilise sisteminin ingiltere’de münakaşasına yol açmışlardı.

    1603 yılında Kral I.James tahta geçtiğinde Püritenlere Elizabeth kadar müsamaha göstermedi. Kiliseyi de kendi hegemonyası altına alma istediği için reform taleplerini sindirmek istedi ve Püritenler, Separatistler adı verilerek zindanlara atıldı, öldürüldü.
    Püritenlerin bir kısmı 1607 yılında Hollanda’ya göç etti. Ancak sayıları arttıkça Hollanda da onları kabul etmek istemedi.
    ingiltere’de kalan Püritenler 1620 yılında Hudson Nehri ağzında koloni kurma izni alarak Virginia Kolonisini kurdular.
    Püritenler Amerika’yı kendileri için neredeyse vaat edilmiş topraklar olarak görüp, kendilerine hacı diyorlardı.

    1621 yılında ingiliz Püritenler Mayflower adlı gemi ile Plymouth Rock’a gelip Amerika’nın kuzey doğusunda yeni yerleşim oluşturdular.

    Püritenler Amerika’da da dinin ferdi olarak yaşanmasını, samimi ve ahlaklı davranışı ve sade ibadet mevzularını işlediler. Onlara göre kişinin kurtuluşu tamamen Tanrının elindedir, incil vazgeçilmez bir rehberdir. Tanrının sözü, tanrının kanunudur.
    Roma Katolik Kilisesi ve bu kilisenin an'anelerinden ayrıldılar. Büyük ölçüde Protestan teolojisini kabul ettiler. Kilise ritüelleri, giysileri ve kilise müziği gibi uygulamaları reddettiler. Azizlerin günlerini mühimsemedikleri gibi, vaizlerin halka verdikleri ahlaki vaazları yöneldiler.
    Püriten ahlakı Amerika’nın kuruluşunda yapı harçlarından biri olmuştur.

    New England kolonilerinin ilk yıllarından itibaren Püriten düşünce dini yapılanma ve siyasetin şekillenmesinde te'sirli oldu. Massachusetts Vali John Winthrop’un “tepenin üstündeki şehir arayışı”, Amerika topraklarını püritenlerin kendileri için vaat edilmiş topraklar olarak gördüklerini gösterir niteliktedir.
    Püritenler merkezi kilise otoritesine karşı çıkmış, dini cemiyetlerin kendi dini ve içtimai hayatlarını sürdürmelerini ve öz idareyi savunmuşlardır.
    En başından itibaren New England kiliseleri muhtar olmuş ve bölge birlikleri kurmaya yönelmişlerdir.

    Püritenler devlet iktidarının tabii hukuk tarafından sınırlandığına inanırlar. Onlara göre tabii hukuku ihlal eden kanun koyuculara karşı ayaklanmak ve isyan meşrudur. “Tanrı ve insan kanunları tarafından verilen hürriyete ve mülkiyete saldırıldığında insanlar kendilerini savunabilirler”.
    Her insan Tanrı’ya inanmak, inancını yaşamak ve hizmet etmek için tabii hürriyetlere mücehhez kılınmıştır.
    Siyasal makamlar ve amme vazifelileri sınırlı devirler için seçilmelidir.
    1641 Massachusetts Sakinlerini ilgilendiren Umumi Kanunlar ve Hürriyetler Kitabı’nda işkence ve beden cezalarına karşı yasaklamalar içerir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük