milletler arası münasebetlerde ne dostluk vardır ne de düşmanlık. bir devleti kendine dost bir diğer devleti ise düşman olarak algılamak uluslararası politikanın doğasına aykırıdır ve yanlış stratejiler izlenmesine sebep olur.
abd, türkiye için ne güzel bir melek ne de kötü bir şeytan olarak algılanmalıdır. abd kendi ulusal çıkarları peşinde koşan bir devlettir. türkiye' nin de çıkarları abd ile örtüştüğünde işbirliği yapması çıkarları çatıştığında ise rekabete yönelmesi bir zarurettir.
bugünkü siyasi konjonktür içerisinde ise abd ile türkiye' nin örtüşen çıkarları sıfır dense yanlış olmaz.
1950 lerde türkiye de bazı kesimlerde hakim olan görüşmüş. öyle ki daha sonra kendini ülkücü olarak tanımlayacak çoğu tip bu ülkeye şiirler yazmış, amerikanın sesi radyosunda yayınlara katılmış. ayrıca bu kişiler nazım hikmet in amerikan karşıtı şiirlerini kendi üstlerine alıp cevap niteliğinde yazılar yazmış. 1980 lerden sonra ise bu tip insanlar birden amerikan karşıtı oluvermişler. enteresan değil mi?
ismet inönüden bu yana gerek gizli gerek aleni antlaşmalarla gerekse yasalarla, günümüze kadar süregelen, samimi , çıkarsız , çift taraflı , dostane ve insancıl duygular içerisinde devam eden ( bunları yazarken ağlayasım geldi !) ilişkimizi özetleyen, mandacı serefsizlerin duygularına tercüman olan bir ibaredir.