evet belki de doğrudur bu söylem. ancak beni en çok üzen askerlerimizin sakallı görüntüleri olmuştur. şimdi denebilir ki adamlar kaç gündür dağlarda, soğukta, karda, kışta traşmı olacaklardı. olacaklar kardeşim. düzenli orduların kuralıdır savaş esnasında dahi temizlik bir numaralı önceliktir. perişan asker görüntüsü hiç hoş bir görüntü değildir. mehmetçik ne kadar iyi bir mücadele vermiş olsa da komutanlarımız bu konuda büyük eksi almışlardır. düşmanlarımız için sevinç kaynağı olacaktır. ayrıca bu önemsiz bir şey değildir. askerlere sorun bu ayrıntıyı utanacaklardır, yüzleri kızaracaktır. amerika bizden iyi ki çıkmamızı istemiş biraz daha sürse kimbilir askerlerimiz nasıl dönerlerdi.
meseleyi sadece tayyip efendiye bağlamak yanlış olacaktır. zira amerika parasını tek ata yatırmaz.
şahsen tsk ve hükümet arasındaki baldan tatlı durumun da tesadüf olmadığı inancındayım. buna kısaca iyi polis-kötü polis numarası derler. asli görevi silahlı bir kuvvet olarak ülkeyi savunmak olan bir kurum; istediğinde koreye, afganistana, bilmem nereye hiç itiraz etmeden asker yollasın, istediğinde hükümete karşı laiklik açıklaması yapsın, istediğinde ben hükümetin emri ile hareket ettim desin, istediğinde aynı hükümeti devirsin, istediğinde barzaniye karakol yapsın, istediğinde sınır ötesi düzenlesin, istediğinde kıbrısa karışmam desin, istediğinde ben dururum kuzey ırakta desin, istediğinde hemen çekilsin, istediğinde başına çuval geçsin sussun, istediğinde aslan kesilsin.
azcık tutarlı olun der insan. hal böyle iken operasyonun amerikanın isteği ile bitmesi gayet normal, sıradan, elli senelik bir hikayenin bir satırıdır yalnızca.
işin özüne bir kez daha değinecek olursak: yaşar paşa hazretleri bir gün önce 'kısa süre izafi bir kavram, bir gün de olur bir yıl da' demiş, ertesi gün operasyon bitmiştir.
işin özü tutarlılıktır. ama tutarlı olabilmek için önce bağımsız olmak gerekir. değil mi?
bakalım amerika bizden daha neler isteyecek?
(ekşi'de yazdığım buna benzer bir entrym yüzünden direk uçurulmuştum, bakalım şimdi başımıza ne gelecek?)
ntv de sabah bugün yoğundu. haber 9-10 civarı geldi. biz inanamadık. olur mu lan dedik ? önceki gün lavuğun biri gelip üç beş laf etti diye geri çekilir mi?
bu sırada "kurt" gazeteciler, yayınlayalım telaşına düştüler. biz de kara kara düşündük. 10.40 da haberi girin emri geldi, 10.44'de ntvmsnbc'de, 10.49 da ntv de yayıma girdi çekildiğimiz.
dünya'da ilk olduk ntv olarak, hani boktan magazin basının o bunu şeediyomuş haberini önce vermiş telaşı olur ya ? o'nu hissetmedik desem bir kaç saniye yalan olur.
ama içte bir acı vardı, ulan ordu bile mi dize geldi düşüncesi vardı...
yahu nedir bu ? türban kabul etme stratejisi başladı; savaşa girdik, fener ve galatasaray maç oynandı acaip tartışmalarla ve favori olmayan kazandı, üstüne savaştan çekildik olay halledilince.
nasıl bir güç bu ? ben mi çok psikopat bir komplo teorisyeniyim ?
amerika'da benzeri bir olay olsa, tüm dünya garanti bir üçkağat var diye bas bas bağırır olurdu.
türkiye de yaşamaktan ve türk olmaktan artık utanç duyuyorum,şerefsizliklerden haysiyetsizlikten kimse bıkmıyor bu ülkede tezinin sebebidir.ama o milli görüş gömleği giydiğini söyleyen adama ne kadar ah edilse az,bir gün mutlaka öder dedirten berbat durumdur.
Hükümetimizin verdiği yetki çerçevesinde Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak'ın Kuzey'indeki terör örgütü hedeflerine yönelik başlattığı hava destekli kara harekatını, başarıyla icra etmiş ve sonlandırmıştır.
aksini iddia eden deniz baykal'dır, hatta türban karşıtı üniversite rektörüdür.
gerçeği yansıtmayan önermedir. evet amerika böyle göstermeye çalışıyor olabilir ama değil. amerika bunu orduya duyulan güveni azaltmak için yapmaktadır. bu deiye tabir ettiğim şey operasyonun biteceği gün (biliyor doğal olarak) savunma bakanının türkiye'ye gönderiyor. lütfen (bkz: arkadaşlar yemeyelim bunu)
amerika'nın afganistan için daha fazla asker talebine; " bir askerimi bile yollamam" şeklinde bir cevap geldi genelkurmay başkanından, hemen ardından bush türkiye'nin en kısa sürede operasyonu bitirmesi gerektiğini söyledi ve operasyon bitti.
yapılan açıklamalar güneş harekatının başarılı bir şekilde sona erdiği ve ani bitişinin amerika'nın istekleri ile alakalı olmadığı şeklinde ama takdir edersiniz ki bu açıklamalar kimseyi tatmin etmedi.
kişiliksiz, kukla yöneticiler sayesinde bağımsız olmadığımızı bir kez daha anlamış olduk. insanların türk ordusuna olan güven duygusunun da bu olaydan sonra derin yara alacağı tartışılmazdır.
ABD'nin çıkarlarına ters düşeceği endişesiyle operasyonun bitmesini istemesidir.
Birgün öncesinde şahin gibi kükreyenlerin, biteceği zaman biter diyenlerin, dünyaya sözde meydan okuyanların, abd savunma bakanı robert gates'in tam da ziyaretinin ertesi gününde apar topar harekatı sona erdirmeleri ne kadar tesadüf gibi görünse de, genel kurmay hiçbir dış etken bulunmadığını söylese de, biz gariban halk ters giden birşeylerin olduğunun pekala farkındayız.
Vatandaş ve halk olarak hükümetin ve genel kurmayın ne söylediği, ne düşündüğü umurumda dahi değil. Eğer amaç PKK'yı bitirmek ise ve 8 günde 27 şehit verildi ise, ben Murat Karayılan ve saz arkadaşlarını imralıda görmek istiyorum.
Bunun dışındaki hiçbir gelişme beni bu harekatın bir işe yaradığına inandıramaz. Türk Silahlı Kuvvetleri üçbeş çapulcu için 27 şehit veriyor ise, hiçbir şey yapamadan geri çekiliyor ise, vatandaş olarak bunu sorgulamak da benim boynumun borcudur.
Türk halkının efsanelere, masallara ve kahramanlık nutuklarına karnı doymuştur. Film izlemek değil sonuç görmek istemektedir. iki gün sonra terörist şerefsizler büyük şehirlerde eyleme başladıklarında bunu kime nasıl açıklayacaksınız?
nerde fatihin torunlar?
nerde yavuzun evlatları?
nerde kemalin askerleri?
hangi çılgın bize zincir vuracıktı da bush ayaklarımıza pranga takıyor.
aradığın kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
(bkz: titre ve kendine gel)