ben tamamen amerikancılık diyorum,
lakin bir şartla sayın amerika efendi.
başımıza fetö gibi yamyamları, her nevi ırkçı teröristleri, çeteleri saracaksan istemiyoruz öyle amerikayı.
demokrasinin, hukukun tüm dünya milletlerinin genlerine kazınması gerekiyor.
ahbap çavuş ilişkilerinin, adam kayırmacılığın, zorbalığın değil.
ancak bu şartla senin değerlerini semerimde taşırım.
her dakika hissettigim duygu.
efendim hazir metro kartimi 1 haftalik daha uzatmis iken bu sabah birazcik da olsa kicimi kaldirip central park'ta kosmaya karar verdim. (toplamda 15 dakika kosabildim ama neyse orasi ayri.)
allahim bir topluluk bir arada nasil mukemmel bir bicimde toplanabilir sorusunun en guzel ornegi gercekten central park.
yerde bir tek cop goremezsin.
cimlere basmayin levhasi olan yerde bir tane insan goremezsin (insanlarin dolasabilecegi cimlik alanlar da var bu arada).
insanlari rahatsiz eden, keko tipli insanlari goremezsin. cunku yok.
cok afedersiniz adamlarin boyle dovmeli, mafya kiliklisi olanlari bile terbiyeli.
ya nasil diyim abd'nin her yerinden medeniyet akiyor arkadas ya.
oyle boyle degil.
turkiyenin bu hale gelmesi icin 200 sene falan gecmesi lazim en azindan.
ama bana gore isterse 500 sene gecsin bir halt olmaz bizim ulkeden.
sevmek değil ancak kaç milletten oluştuğu halde hiçbir zaman bölünme tehlikesi yaşamadığı için imrendiğim ülkedir. kimse "ana dilde eğitim" hakkı istemiyor ülkede. hatta ülkenin resmi dile bile yok anayasalarına göre ancak kimse ben ingilizceyi kabul etmiyorum demiyor. bu ülkede 30-40 öncesine kadar siyah-beyaz ayrımı varken şu anki başkanlarının siyahi olması şaşırtıcıdır. imrenilmeyecek gibi değil bu ülke ve insanları.
cehaletten kaynaklanan abuk düşünce hastalığı. rahatsızlık belirtileri görüldüğünde derhal en yakın kitapçıya gidilip yakın tarih kitapları alınıp yemeklerden sonra tok karnına okunmalıdır.
amerikan sisteminin ne olduğunu bilmeyen, amerika'da demokrasi ve özgürlük var sanan bünyenin sevgisidir.
amerikanın nesi sevilebilir ?
ekonomisi ? dünyanın her yıl tartışmasız en borçlu ülkesi !
politikası ? tek kutuplu dünya yaratmak, bütün ham maddeleri ele geçirmek olan bir ülke !
demokrasisi ? kim gelirse gelsin dış politikası değişmeyen bir ülke !
yönetimi ? her eyalette kafasına göre takılan valilerin olduğu bir ülke !
devletçiklerin oluşturduğu federal yapısı mı ? millet devletleri için en büyük tehlike !
tarihi ? amerika kıtasının yerlilerine soykırım uygulayan bir ülke !
sonuç : şirket gibi yönetilen bir ülke ! içi boşaltılmış insanlar ! dünyanın bütün ülkelerine hakim olmayı hedef seçmiş, başka milletlerin ve devletlerin yaşamasına izin vermeyen bir amerikan politikası !
konu başlığı, amerika birleşik devletlerini sevmek olduğuna göre birleşik devletlerin politikasını sevmiyoruz. bu politikayı oluşturan da şu anda iktidarda olan demokratlar olduğuna göre onları iktidara getiren amerikalılarıda sevmememiz doğaldır. kişi olarak her demokrat amerikalının bu politikaya verdiği oyla katkısı vardır. amerikan sempatizanları şunu çok iyi bilmeliler, amerika birleşik devletleri dünya üzerinde ki bütün devletleri hakimiyeti altına alarak bir imparatorluk kurma aşmasındadır. ne yazık ki bir çok ülkenin vatandaşları bizim ülkemizde dahil bunun farkında değiller dir. ne olacak yani bizi de amerikalılar yönetsin diyebilen gafiller, devletimizin kuruluşunda ki tam bağımsızlık unsurunu göz ardı etmektedirler. milletler için önemli olan, özellikle türk milleti için bağımsızlık vaz geçilemeyecek bir kavramdır. bunun için büyük bir kurtuluş savaşı verdiğimizi de unutmamalıyız.
şu anda zerre hissetmediğim duygudur.. amerikayı sevmek mi? saçmalık.. dünya'nın dört bir tarafında yaptığı sansasyonel anti-terörist katliamlarla.. imkansız.. yapamam bunu inkar edemem kendimi..
peki bir amerikalı olsaydım.. bana tüm dünya'da gecerli olacak üniversite imkanları sunsaydı.. neredeyse tüm dünyayı gezmeme izin verecek bir pasaport imkanı.. amerikalıyım dediğimde öyle zannediyorum u gezeceğim ülkelerin kolay kolay hiç birinde zanlı olmayacaktım.. mecburi askerlik himzetim olmasaydı.. benim yerime siyasi iradeyi oluşturup, oy vermeyecek kadar anti-politik dahi olsam, işsizlik yardımı yapsaydı.. evet tembelliği seviyorum kabul, ama birazcık calışmayla bile, sana yetecek kadar par kazanılabilir olsaydı.. en alt seviyede hatta sub-urban diye tabir ettiğimiz düzeyde bile olsan, sadece güzel bir fikrin olduğu için milyon dolarlar kazanbilme ihtimalim olsaydı.. farklı düşünür müydüm, farklı düşünür müydük.. at gözlükleri takıp dünyaya kendimizi kapatmak, dünya problemlerinen uzaklaişıp, iç huzurumuzu yakalamaya calışsak daha mı mutlu oluru?
çoğu insanın burada anlayamadığı nokta amerika birleşik devletleri bir birey değildir. kaotik bir sistemdir her ülke gibi. şu anda bu ülkenin tepesindekiler nasıl beni, seni tam olarak temsil etmiyorsa, abd için de aynısı geçerli. bu koskocaman ülkede savaş karşıtları, çevreciler ve hatta müslümanlar var. herkesin fikirlerinin az çok karışımı sonucu ortaya bir politika çıkıyor. bu politika bazılarının hoşuna gitmiyor, benim de gitmiyor bazen ama bu abd'ye nefret duymak için bir neden değil. akp'yi sevmeyen insanların türkiye'yi de sevmemesine benziyor bu.
ben genel olarak internet aracılığı ile bir çok amerikalı ile iletişim halindeyim. türk'ten, arap'tan, japon'dan hiçbir farkları yok. aynen bizim gibi insanlar. gelecekte ne olacağını bilmiyorlar. onların da korkuları, kaygıları var. sanırım bu nefretin nedeni iletişimsizlik. sürekli aramızda yarattığımız hayali tiplerden kaynaklanıyor. ama bir amerikalı da insan.
ayrıca abd'nin girdiği savaşları en çok sorgulayanlar amerikalıların kendileridir. kaldı ki sovyetler abd'den çok daha fazla insan öldürmüştür. bu elbette hafifletici bir neden olmasa da abd çoğu zaman savaşlara çekilmiştir. hitler avrupa'yı ele geçirince abd yıllar boyu savaşmak zorunda kalmıştır. bu abd'de hitler yıllarca ilerlerken neden durdurmadıkları yönünde sorgulamaya neden olmuştur. amerikan halkı paranoyaklaşmıştır. her sivrilen grubun hitler gibi olacaklarını düşünmüşlerdir. belki de haklılardı. kore'de, vietnam'da savaşmasaydılar belki sonrasında çok daha fazla insan ölebilirdi. afganistan zaten bitik bir haldeydi. ırak konusunda tartışılabilir, bush'un bir hatası oldu o olay. barack obama bile yanlış diyor ırak savaşına.
bana göre biraz amerikan haber kaynaklarını okuyun. amerikalılar ile iletişim içinde olun. nefret edilecek hiçbir yanları olmadığını göreceksiniz.
sadece yaşam şartlarını sevmektir. kimse durduk yere insanları* öldüren birini sevecek kadar yüreksiz olamaz. bu durumda bağcıyı dövmek için yazılan yorumlar direk çöpe gitmektedirler. iki taraf da neden bahsedildiğini** çok iyi bilirken bazıları ülkenin dış politikasını savunma olarak göstererek pis tü kaka onlar demektedirler. sevilesi bir yer değildir ancak sevmemek için "asıl" sebep de amerika'nın dış politikası değildir. asıl sebep sevdiğini dile getiren insanların orda yaşamak istediklerini açıkça söylemeleridir. bu sizi iyi beslediği için kasabın evinde kalmaktır. ayrıca amerika fırsatlar ülkesi konumunu çoktan kaybetmiştir. geleceğin fırsatlar ülkesi elindeki kaynaklar ve askeri gücü ile rusya olacaktır. kaldı ki yaşam kalitesi aranıyorsa da amerika'dan çok daha ucuz yaşanabilecek toplumsal yapısı oturmuş ülkeler mevcut. bu durumda amerika'yı sevmek demek yüksek bir ihtimalle güçlünün yanında olmalıyım mantalitesinden oluşmuştur, istisnalar olabilir. feodaliteyi andırmıyor da değil.
amerika birleşik devletlerini sevmek için, hiroşima'yı, vietnam'ı, korey'i, kapı komşumuz ırak'ı israil'in filistin'e saldırısın da birleşmiş milletler güvenlik konseyinde kullandığı veto olayını bosnada sırpların müslümanları katlettikleri zaman hiç bir tepki göstermemesini unutmamız gerekir. amerika birleşik devletlerini sevenler bütün bu olayları unutmuş olabilirler. fakat biz, amerika birleşik devletlerini sevmeyenler bütün bu insanlık dışı olayları hatırladığımız için sevmiyoruz.
gereksizdir. bir ülkeyi sevmek gerçekten gereksizdir çünkü bu sevme türünde nedense halklardan değil devletlerden bahsetmek gibi bir alışkanlığımız var bizim. dünyaya devletlerden ibaretmiş gibi baktığımızdan, modernist paradigmayı aşamamamızdan kaynaklanıyor sanırım bu. bir ülkenin bütün politikaları sevilemez. sevilmemelidir de. bir ülkeyi emperyalist diyerek sevmeyen bir ülkenin bir imparatorluğun mirasını taşıması ya da emperyalist hedefleri olması mümkün örneğin. türkiye aynen bu örneğe uygun bir ülkedir. iran da bugünkü devlet politikası ile aynı eksendedir.
ama halklara karşı önyargılı olmamak gerekir, onları harcamamak gerekir, ıraklılar kadar masum olmasalar da ölen abd askerlerinin büyük kısmının para ve silah ağalarının kaynakları haline getirildiğini algılayabilip onlara da insani yönden sempati geliştirebilmektir mesele.
evet, abd birçok milleti yok edenlerin kurduğu genç bir ülkedir. ama nedense aynı geçmişe sahip kendi devlet geleneğimize sempatiyle bakarken abd'ye aynı toleransı gösteremiyoruz. demek ki olaya toplumlar gözüyle, insani bir perspektiften bakmalıyız. insanları ölüme gönderen hiçbir politikayı yürüten kim olursa olsun onaylamamalıyız. ve birilerine sorumluluğu atmadan önce mutlaka özeleştiri yapabilecek olgunlukta olmalıyız.
insanların tümünü daha iyi bir dünyaya yöneltecek bütün amerikalıları sevmektir.