ırkçılığı tek taraflı olarak ele almış oyunculuk yönünden başarılı sayılabilecek bir film.
beyazların siyahlar üzerindeki hegomanyasından bahsedildiği için, siyah ırk üzerinde pozitif ayrımcılık yapıldığı yönü ile eleştiriler alması doğaldır. ayrıca " white power " ve " adolf hitler " nasıl yan yana geliyor sorusu da sorulabilir.
insanların bazı düşüncelere körü körüne bağlansa bile günün birinde bunlardan kurtulabileceğinin göstergesidir, ayrıca filmde aşık kızın ırkçılıktan vazgeçti diye sevgilisine nefret kusması şuur kaybını gözler önüne sermektedir.
herkes uzun uzun yamışken ben çok uzatmayayaım bari.
--spoiler--
herşeyin başlangıcı aslında yemek masasında elemanların babasının yaptığı küçük ırkçı konuşma. (iki zencinin işe alınması ile ilgili olan konuşma)
--spoiler--
bu tür konuşmaları kaçımız her gün kaç defa yapıyoruz.
film entelektüel manada olan ırkçılığın eleştirisi değildir. yolda yürüyen saplamaların yaptığı tepkisel ve işe yaramaz ırkçılığın da eleştirisi değidir esasında normal cahil rednecklerin "nefret"inin eleştirisidir. Bunu da cahil amerikalıların neo nazizm özentisi sağlamaları üzerinden yapmışlardır. tekrar edersek Film "Nefret"i eleştirir. Bu nefret cahil bir komunistin kendinden olmayana nefreti bu nefret cahil bir dincinin kendinden olmayana nefreti bu nefret liberalin kendinden olmayana nefreti diye çoğaltılabilir. Her ötekileştirmeci tavrı Irkçılık olarak lanse edeceksek yeryüzünde en tarafsızım diyen adamı bile ırkçı ilan etmemiz gereklidir. filmdeki neo-nazileri kaldır yerine dinsiz bireylere karşı cihad farzdır diyen sapık tarikatçıları koy veya devrimci şiddet hakkımızdır amınıza koyacaz emperyalizm işbirlikçisi yolda yürüyen birey diyen sapık komunistleri koy yine istenen mesaj verilirdi.
Bununla beraber Olayda neo-nazizmin kullanılması hem amerikanın gündelik hayatında yeri olması hem de nazizmin estetik yükselmişliğinin etkileyiciliğinin kıçı kırık bir orak çekiç ve komunist estetizminin kıçı kırık bir arap bayrağının ve arap estetisminin yanında çok ama çok yüksek ve etkileyici bir yerde olmasıyla alakalıdır.
Bununla beraber Edward norton'un tam sapıtmadan önceki yemek masası başındaki tespitleri de doğru tespitlerdir ve yazar burada "siz böyle insanları etkileyen sosyo ekonomik sorunları çözmezseniz çözümsüzlüğe itilen amerikanın esas sahipleri beyaz gençlik böyle sapkın yollara girip çözüm değil sorun yaratacaktır" demektedir.
Tabi bizim mal gençlik bu filmi böyle okumayıp "ırkçı olanı siktiler üheage" tavrında okuduğu sürece bu değerli eseri anlamadan kalacaklardır. bahsettiğimiz cahil komunist cahil dinci olarak cahil bir neo-naziden farkları da olmayacaktır.
amerikada ırkçılığı yani siyah ve beyaz kavgasını en iyi anlatan filmdir. edward norton olağanüstü bir oyunculuk sergilemiştir. nefretin ve ayrımcılığın ne tür sonuçlar doğurduğunu çok iyi anlatmış ve birçok mesaj vermiştir. edwart norton bu oyunculuğundan oskara aday gösterilsede maalesef alamamıştır ödülü. film içerisinde güldüren ve müthiş replikler yer almaktadır. filmin sonunda gözyaşlarımı tutamadığım nadir filmlerdendir ve izlenmesi kesinlikle tavsiye edilir.
--spoiler--
işte ben bundan nefret ediyorum.
çünkü bir şeyi alıp ona
başka bir isim veriyorsun.
böylece o insanlar kendi...
yaptıklarından sorumlu olmuyorlar.
yani şöyle diyorsun:
"bu ayaklanma değil öfke!"
"bu suç değil yoksulluk."
hepsi saçma sapan şeyler!
--spoiler--
diyaloglarıyla hatırlanan filmdir. muhteşem ötesidir. karakterler değiştirilebilirse Türkiye Cumhuriyetine uyarlanabilir.
ırkçılık ve ayrımcılık konularını işleyen şu ana kadar izlediğim en iyi film . her ülke vatandaşlarının kendine göre pay çıkarabileceği bir başyapıt. iyi ki yapılmış ..
tam bir şaheser. bir masterpiece. herkese her millete her insana mesajları olan film. ve aktör ve aktrisler oyunculuklarıyla izleyeni gerçekten etkilemektedir...