american history x

entry305 galeri58 video3
    51.
  1. konusunu türkiye'ye uyarlarsak sagcı solcu,türk-kürt,alevi-sunni,batıcı-gerici vb... diye insanları sınıflandıran yada bu sınıfa giren zihniyetlere tekrar tekrar izletip;insanların nasıl kullanılıp aklının yıkandıgını,işine geldiginde düşman olarak gördügü kişilerle kendi menfaati için iş yaptıgını kare kare izletip ders alması gereken bir filmdir.edwart norton'un 2 zenciyi öldürdükten sonra polise teslim olurken, dünya sinema literatürüne giren o bakısını unutmamak lazım.
    2 ...
  2. 52.
  3. --spoiler--
    "herhalde ırkçılık kötü birşeydir" olayı en iyi böyle anlatılırdı.

    filmin süresi yaklaşık 2 saat ve tam ortalarında ırkçılıktan soğumaya başlıyorsunuz. *. bu işin tartışmayla çözülmeyeceği de yahudi üvey babanın evi terk ediş sahnesinde çok güzel anlatılmış yani bir kısır döngünün içindesin ne kadar tartışırsan tartış ya da ne kadar ideoloji öne sürürsen sür yaptıklarının hayatını daha iyi yapıp yapmayacağı gerçeğini unutma.

    hapishanedeki çakma faşistlerin boklukları da bana bu pkklıların yaptıklarını çağrıştırdı. bu işe gönül koymuş derek efendi bu bokluğa dayanamazken, pkklıların bokluklarını solcu kardeşlerimiz ne zaman görcek bunu da merak etmekteyim.

    ve bir yerde izlemiştim... film biterken şöyle diyordu: hazırladığın şeyleri bir alıntıyla bitir zira senin demeye çalıştığını muhakkak senden önce birileri söylemiştir. ben de bir alıntıyla bitirmek istiyorum: yaptıkların, hayatını daha iyi yaptı mı?
    --spoiler--
    4 ...
  4. 53.
  5. kendimize "şu ana kadar yaptıklarım hayatı mı daha iyi hale getirdi mi?" sorusunu sorduran insanın inandıgı büyük seylerin arkasında salak bir öfke oldugunu gösteren filmdir. ayrıca edward norton hayranlıgımı baslatan filmdir.
    1 ...
  6. 54.
  7. türkce ye gecmisin gölgesinde adıyla cevrilmiş,bir tony kaye filmi.american history x ise derek in tecavüze uğramasından cok kendi grubunda yer alan ve görünürde aynı ideolojiyi savunan arkadaşlarının bu hainliği yapması onu kendine getirmiştir.hapishanelerde tecavüze uğrama konusu da arada işlenmiştir ki bu sapkınlıklar hala devam etmektedir.

    bana göre bu film ırkcılıgı başta iyi gösterip izleyiciyi gaza getirirken daha sonra bir musibet bin nasihattan iyidir olayına getirmiştir.sözlerin değil yaşantıların önemi de en iyi böyle vurgulanabilirdi.başta derek in ailesine olan umursamaz tavrı daha sonra kendine acıma ile birlikte şevkate dönüşmüştür.ona delice özenen ve onun gibi olmak adına dazlak gezen kardeşi ise baştan itibaren abisine göre icinde kedi yatan bir yarı aslandır.nitekim abisi zencileri öldürürken de yüz ifadesi bu anı yaşamak istemedigini göstermektedir.

    derek(edward norton) un insanlaşma süreci gibi olmuş film,hepsinden önce öne cıkan öge bu belki onun muhteşem oyunculuğu olmalı. olmasa vasat bir film bile denilebilir tabi kiedward furlong*un da hakkını vermek gerekiyor.*
    görüntü yönetmeni de oldukca iyi calışmış özellikle dus sahnelerinde suyun ağır cekimde o eşsiz akısı alkışı haketmiştir.

    en cok düşündüren soruyu saygıdeğer zenci öğretmen sormuştur:su ana kadar yaptıkların hayatını daha iyi bir hale getirdi mi?

    hasta ruhlu insanların baş değil ayak olmalarının gerekliliğini vurgular,asıl isyan ayrımdan yana olanlaradır.cünkü kendileri yata yata göt büyütüp dökülen her damla kandan zevk alırken kullandıkları gencler onları kof ideolojileri icin savaşmaktadır.

    ve bana göre filmin en değerli söylemi:

    dostum burada sen zencisin ben değil!!!
    0 ...
  8. 55.
  9. edward norton film için 16 kilo almış ve ağır bir vücut geliştirme döneminden geçmiştir. filmin iki sonu olduğu söylenir, yayınlanmayan sonda: edward norton ayna karşısında tekrardan saçlarını kazımaktadır diye rivayet edilir.
    0 ...
  10. 56.
  11. edward norton nun 98 de rol aldıgı guzel bi film.
    lakin ertesi yıl oynadığı dövüş kulubunde o guzelim kasları nasıl erittigi merak konusudur.
    2 ...
  12. 57.
  13. daha once bu fikri yazmistim : (bkz: fight club)

    simdi abimizin beyninde sorun var. * sikiyorlar, geciyor.
    2 ...
  14. 58.
  15. ırkçılığı iyi anlatan ama ırkçılık kötüdür mesajını tam olarak vermeyen film. bu yönden objektif olarak değerlendirilebilir. çünkü filmin sonunda tam her şey bitti derken zenci serserinin biri çocuğu öldürdü. garipsedim o an, allah allahsadım..

    bir de ırkçılıktan vazgeçmen için kendi yandaşlarının başka ırktan kişilerle iş birliği yapıp sonra da seni zitmesi gerekiyorsa fena..
    3 ...
  16. 59.
  17. ırkçılığı aslında tam olarak anlatan film. şöyleki ırkçılık maalesef dünyanın hiç bir yerinde sonlanamaz, bir taraf vazgeçse diğer taraf devam eder ki filmde anlatılmak istenende buydu, tam her şey düzeldi dedik bu sefer zenci taraf bu işi bitirmedi.Gerçek hayatta da böyle değil midir zaten?filmde esas oğlan ırkçılıktan vazgeçiyor diye diğerlerinin de geçmesini nasıl bekleriz? eğer öyle olsaydı filmde bir mantık kalmazdı açıkcası. maalesef eğitimsizlikle büyüyen gençler özellikle ırkçılığın kurbanı oluyorlar. Filmde bence bu konu üzerinde yapılmış en iyi filmlerden, edward norton'un da oyunculuğunun tavan yaptığı film.

    --spoiler--
    sonunda söylenen ''ben ne yaptım'' cümlesi de oldukça anlamlıdır, lakin eğer aklını kullanıp(ya da beyni yıkanmasa da diyebiliriz) bu işlere hiç girmeseydi, büyük olasılık kardeşi halen daha yaşıyor olucaktı..
    --spoiler--
    3 ...
  18. 60.
  19. sinemada izlediğim ilk filmdir .sanırım sinemaya bu kadar bağlı olmamın nedenlerinden biridir diye düşünüyorum , faşizmi anlatan bir çok kitap okumama neden olmuş ama bu denli güzel anlatan bir kitap yada filmle karşılaşmama neden olmuş filmdir,yaklaşık 13 14 kere izlediğim filmdir ve evimde posteri vardır.
    3 ...
  20. 61.
  21. ırkçılıkla ilgili yapılmış olan güzel filmlerden bir tanesi.
    arşivlerde bulunması gereken bir film. filmin en değişik sahnesi zencinin ağzının kaldırıma dayandırılıp ,kafasına tekme atılarak, ağzının burnunun kırılması sahnesidir.
    2 ...
  22. 62.
  23. ilginçtir bu film hayatımın farklı döneminde farklı düşüncelere itmiştir beni. her izlediğimde hayata karşı bakışımda kötü bir etki bırakıyor gittikçe daha derin etkiler.

    bu filmi ilk izlediğimde ırkçılığın ne olduğunu bile bilmiyordum, yalnızca o kaldırım sahnesi ve edward abimizin o muhteşem vücudu aklımda kalmıştı.

    birkaç sene sonra bir daha izledim bu filmi, artık çevremdeki gelişen olaylardan ve düşüncelerden ırkçılığın ne demek olduğunu biliyordum ama bu kez de içimde umut yeşermişti. bu filmi izleyenler ırkçılık gibi endişe verici düşüncelerinden arınabilirlerdi benim gözümde...

    şimdilerde ise bu filmi izlediğimde, artık ırkçılığın hiç yok olmayacağı gerçeğini de öğrenmiş bulunmaktayım.
    1 ...
  24. 63.
  25. filmin sonunda danny'nin söylediği 'nefret bir yüktür ve yaşam hergün kızgın olunmayacak kadar kısa, buna gerçekten değmez 'sözü belkide filmde olup biten herşeyin özetidir.
    0 ...
  26. 64.
  27. ırkçılık ve faşizm üzerine hızlı kurs.

    ayrıca daha ilk sayfada verilen bir dolu* spoiler ile filmi izlemeyen ve burayı okuyan insanların film zevklerinin içine edildiği de dikkatimi çekmiştir.
    1 ...
  28. 65.
  29. 66.
  30. fight club akla geldi. iki edward. yok furlong değil b.p* ve a.p* olmak üzere ikiye ayırdığım bizim edward.
    dazlak edward: s.k.c eleman, kaslı, şeytani vb. niteliklerle yoğrulmuş, hanım kızlarımızın koca perdede görünce maskeyi indirip karanlıktan istifade göğüs uçlarını uyarmaları vb. davranışlara yöneltme potansiyeli yüksek karizma ademoğlu.
    öbür edward: aklı başına gelmiş, berraklaşmış, bu durumun yüzüne yansıdığı, sorumlu edward. (hapiste sweeney efendiye ben danny'den sorumlu değilim diyor idi ya. ondan işte)

    oyunculuğundan bahsetmek gereksiz ve yetersiz olur kanımca. ilk karakterdeki şeytani bakışlar, yerini ikinci karakterdeki şefkatli olanlara mükemmel bir yetenek eşliğinde bırakmış diyelim de bir cümle de olsa kelamımız olsun bu konuda.

    hep edward'dan bahsettim çünkü filmin en büyük artıları bu piçten* kaynaklanıyor.
    diğeri de şok edici bir performans olmasa da iyi oynamış denebilir.

    efsane midir?
    bilemem. öyle ise edward sayesindedir.

    ikinci seyirden sonra gelen edit: edward norton faktörünü bir kenara bırakıp objektif bir yorum yapıldığında abartılmış, vasat bir film olduğu görülür.
    0 ...
  31. 67.
  32. Ölmeden önce izlenmesi gereken 1554637778 filmden yalnızca birisi olan film. Ondan önce Kara Murat Fatih'in Fedaisi filmini izlemek de fayda var.
    1 ...
  33. 68.
  34. --spoiler--
    edward norton'nun savundugu davanın adamları tarafından sikilmesinden midir nedir beni derinden üzen film. insanın midesi bulanıyor lan.
    --spoiler--
    2 ...
  35. 69.
  36. --spoiler--

    Bugün napıyoruz zencilerden nefret ediyoruz. zenci nedir onu bile bilmem ama biz genede nefret ediyoruz.

    --spoiler--
    4 ...
  37. 70.
  38. aslında bir reklam yönetkeni olan tony kaye'nin ilk sinema filmi imiş. hazır buraya kadar gelmişken birkaç alakasız bağlama yapmazsam, iki-üç klişe de serpiştirmezsem vallahi içim rahat etmez demişse de sayın kaye, iyi filmdir.

    ...
    "...sadece serseri olma. bir şeyin parçası ol! "

    "...cevap bulamadım. çünkü yanlış soruyu soruyordum. doğru soruyu sormalısın. yaptıkların sana daha iyi bir yaşam sundu mu?"

    "...öfke bir yüktür. hayat sürekli kızgın yaşanmayacak kadar kısadır. buna kesinlikle değmez."
    ...

    sayıları çok olmasa da kökü bir türlü kazınmayan kafatasçı denyoların daha iyi anlayabilmeleri için yerel bir versiyon yapılsaydı şayet:

    -türkiye tarihi x. baran hoca, türkalp'e son bir şans daha verir. türkalp abisi tigin'i mapus damına düşüren hataları sabaha kadar yazmalıdır. tigin 2 tane kürdü öldürüp 3 sene yattıktan sonra, o gün tahliye olacaktır. ve olaylar gelişir.-
    1 ...
  39. 71.
  40. türünün en iyilerinden, hatta belki en iyisi. inanılmaz etkileyici bir film. edward norton'un oyunculuğuna zaten diyecek laf yok. tutuklanırken yüzünde öyle bir gurur ifadesi oluyor ki, gerçekten gurur duyuyor sanıyorsunuz.
    1 ...
  41. 72.
  42. danny karakterinin geçmişe, derek karakterinin de hapishane günlerine dönüşünün siyah beyaz olarak yansıtılması ile siyah ve beyaz ırk kavramının imgeselliği görsel olarak çok başarılı aktarılmıştır beyaz perdeye... dünyayı, gezegenimiz üzerinde yaşananları sorgulayan, sorgulatan, düşünen, düşündüren ve tam ortadan analiz eden, müthiş oyunculuğu ile edward norton'u belleklere kazıyan olağanüstü bir filmdir.
    0 ...
  43. 73.
  44. her insanın izlemesi gereken, edward furlong ve edward norton'ın döktürdüğü filmdir. final sahnesi insanın kanını dondurur. *
    bir de şunu farkettim: insanlara "ırkçılık kötüdür, ulu önder atatürk ırkçılığı reddetti, onunki gerçek türk milliyetçiliğidir. ırkçı bir tutumla hiçbir yere varamazsınız bilmem ne bilmem ne..." sözlerine hiç gerek yok. şahsımca bir ideolojiye bu boyutta çılgınca bağlanmak, zaten sözle bir şeyin halledilemeyeceğinin göstergesidir. derek de böyle idi, malum sonucu hepimiz izledik gördük. demek ki neymiş? ulu söz, dinlenilmeliymiş. gençlik çağındaki heyecanla saçma sapan şeylere kaymamak gerekiyormuş. fanatizm, ırkçılık insanın başına, hatta bilumum mahrem yerlerine olmadık belalar açabiliyormuş. hayatına anlam katan değerlerin ve kişilerin yok olup gitmesine sebep olabiliyormuş. hepsinden önemlisi, keşkelerle dolu bir yaşamın kapılarını aralayabiliyormuş...
    0 ...
  45. 74.
  46. ilgili yorumları okuyunca aklıma geldi..

    perde bile beyaz.. siyahi oyuncuları beyaz perdeye taşımak.. sadece ukte..

    öyle yani..
    0 ...
  47. 75.
© 2025 uludağ sözlük