american beauty

entry142 galeri32 video1
    51.
  1. bazıları tarafından "izledikten sonra harbiden oscar'ı haketmiş." diye söylenmekte. fakat 2000 yılındaki oscar ödüllerinde hangi filmlerin aday olduğunu ve hangi filmlerin aday bile olamadığı biliniyor mu acaba?

    kazanan:
    American Beauty

    adaylar:
    The Cider House Rules
    The Green Mile
    The Insider
    The Sixth Sense

    en iyi film dalında aday olan 5 film arasında zorlayacak the green mile var. fakat ne kadar gariptir ki çıktığı yılda olay yaratan ve hala tartışmaları yapılan the matrix ve diğer bir şizofrenik öykünün miladı kabul edilebilecek fight club yok. öyle ki the matrix aday olduğu tüm dallarda ödülleri aldı. fakat fight club aday olduğu tek dal olan en iyi ses efekti oscar'ını da the matrix'e kaptırdı.

    bana kalırsa american beauty'nin o kadar oscar'ı hakedip haketmediğini sorgulamaktan çok, rakip gösterildiği filmleri, matrix ve fight club filmlerine yapılan haksızlığı da bilmek gerekir.
    tamam en iyi filmi de geçtim en iyi yönetmen, hatta en iyi senaryo dallarında bile aday olmamaları bu işte bir terslik olduğunu gösteriyor.

    (bkz: the hurt locker filminin oscar alması)
    4 ...
  2. 52.
  3. 53.
  4. 'ey türk titre ve kendine gel' sözünün amerikancası.
    1 ...
  5. 54.
  6. kevin spacey'in döktürdüğü oscarlık film. amerikan aile yapısının nasıl içten içe çöktüğünü ve herşeyin göründüğü gibi olmadığını anlatmaya çalışır bize film.
    --spoiler--
    look closer
    --spoiler--
    1 ...
  7. 55.
  8. sam mendes filmografisinin zirve noktası. gerçi adamın kötü filmi yok orası da ayrı konu, buradan selam ediyorum kendisine.
    2 ...
  9. 56.
  10. beni inanılmaz derinden etkileyen film requiem for a dream'dan falan çok öte. özellikle son sahnesinde lester'ın konuşmaları filmi izlememden sonra uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen bir türlü aklımdan çıkmayan film.
    son sahne lester'ın konuşması:
    --spoiler--
    I'd always heard your entire life flashes in front of your eyes the second before you die. First of all, that one second isn't a second at all. It stretches on forever, like an ocean of time. For me, it was lying on my back at Boy Scout Camp, watching falling stars. And yellow leaves from the maple trees that lined our street. Or my grandmother's hands, and the way her skin seemed like paper. And the first time I saw my cousin Tony's brand-new Firebird. And Janie... and Janie. And... Carolyn. I guess I could be pretty pissed off about what happened to me, but it's hard to stay mad when there's so much beauty in the world. Sometimes I feel like I'm seeing it all at once, and it's too much. My heart fills up like a balloon that's about to burst. And then I remember to relax, and stop trying to hold on to it. And then it flows through me like rain. And I can't feel anything but gratitude for every single moment of my stupid little life. You have no idea what I'm talking about, I'm sure. But don't worry, you will someday.
    --spoiler--
    1 ...
  11. 57.
  12. sonunda tokadı yapıştırıyor, izlenesi filmdir.
    2 ...
  13. 58.
  14. posterinin klasik bir aşk filmi gibi görünüşüne aldanıp da hesaba almayan insanların bir an önce izleyip hiç de öyle olmadığını görmeleri gereken muhteşem film.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/104780/+
    3 ...
  15. 59.
  16. kevin spacey'nin aşıp bitirdiği film. ayrıca havada fütursuzca uçan poşet sahnesi unutulmaz.
    5 ...
  17. 59.
  18. güzel film ama bir karşılaştırma yapmak gerekirse fight club'ın yanında bok yemiş.
    1 ...
  19. 60.
  20. önyargıları olanlar için ilk bir saati, bekledikleri gibi hiçte türk yaşantısına uymayan bir çizgide ilerlese de, sonuna doğru sarması ve verdiği mesajlar olsun, son sahnerleri olsun kalbinizi ağzınıza getirebilen bir başyapıt bu film. (cümleye bak ben kurdum.)

    gerçekten de sonunda tokatı yapıştırıyor...
    izleyin lan.
    2 ...
  21. 61.
  22. --spoiler--
    bana olanlara bayağı kızacağımı sanardım,

    fakat dünyada bu kadar güzellikler oldukça,
    kızgın kalmak çok zor.

    bazen hepsini aynı anda görüyormuşum
    gibi oluyor ve bu çok fazla geliyor.

    kalbim patlamaya hazır
    bir balon gibi doluyor.

    ve sonra hafiflemeyi
    hatırlıyorum...

    ve üzerinde durmayı bırakıyorum.

    ve sonra bir yağmur gibi içimden akıyor,

    ve hiçbir şey hissetmiyorum
    fakat minnetkârlık...

    küçük aptal hayatımın...

    her basit anı için.

    neden bahsettiğim hakkında
    hiçbir fikriniz yoktur, eminimki.

    fakat endişelenmeyin.

    birgün anlayacaksınız.

    --spoiler--

    filmin son sahnesinde geçen bu sözlerin üzerine uzun uzun düşündüren filmdir. uzun ama çok uzun düşünmek gerekiyor sanırım.
    4 ...
  23. 62.
  24. afişinden erotik bir film sanıp girdiğim film. (şaka be) .
    tüketim toplumuna , yabancılaşmaya ciddi eleştirler getiren bir filmdir.
    2 ...
  25. 63.
  26. izlendikten sonra, özellikle kırsal kesimlerimizdeki yaşantıların, örf ve törelerin aslında ne denli önemli olduğunu gösteren film.
    2 ...
  27. 64.
  28. isminden dolayı hep bir antipati taşıdığım ve en sonunda izledikten sonra üstüne günlerce düşündüğüm, bence anlatmak istedikleriyle hep karşılaştırıldığı fight club'dan çok ayrı bir film.


    --spoiler--

    filmdeki karakterler bambaşka insanlar olmalarına rağmen olmak istedikleri kişinin reklamını yapıyorlar.
    anlatıcımız lester o uyuşmuş, bezgin halinden, ailesi tarafından bile umursanmamasından -kızının arkadaşı angela'ya duyduğu ilginin de onu dürtmesiyle- kurtulmaya, elinden geldiğince hayatını değiştirmeye çalışıyor. belki bunu yapma şekli hatalıdır ama artık kendisi için yaşamaya karar vermiştir.
    carolyn mükemmel bir eş, anne ve iş kadını portresi yaratmaya çalışıyor. kocasını aldatmayı uzun bir süre göze alamıyor, en sonunda bunu göze alıp yakalandığındaysa yaratmaya çalıştığı bu portre yıkıldığından çılgına dönüyor.
    angela ise hayatı boyunca sıradan olmaktan korkmuş, yalanlarla kendini ulaşılmaz ve çok farklı biri yapmaya çalışıyor.
    albay hem homofobik hem de eşcinsel bir karakter. disiplini, otoriteyi, erkekliği ön plana alarak eşcinselliğini saklamaya çalışıyor. oğlunun hep kendisi gibi olmasından korkmuş ve oğlunun da eşcinsel olduğunu sanması onun yıkımı oluyor.
    filmde reklama ihtiyacı olmayan tek kişiyse ricky. o kendi istediklerinin peşinde, ona dayatılanların değil. pencerenin önünde iç çamaşırlarıyla dans eden güzel kız angela'yı değil jane'i seyrediyor, bir poşet bile ona dünyanın güzelliklerini hatırlatıyor. ama normal kabul ettiğimiz insanlar ona bir sapık hatta deli gözüyle bakıyor.
    durumuna üzüldüğüm tek karakter ricky'nin annesi.

    --spoiler--

    filmin özü afişteki sloganda yatıyor.
    (bkz: look closer)
    5 ...
  29. 65.
  30. performans ve senaryonun uygulanması bakımından kült bir eser olsa da akıcılık konusunda vasatın altındadır. bu yönüyle sadece geniş birikimlere sahip insanların anlamasına yönelik bir film gibi olmuş.
    0 ...
  31. 66.
  32. Hayatının boşa geçtiğini anlayan(hoş her ev erkeği bunu bir süre sonra anlar)bunun sonucundada bakıcı, sorumlulukçu kimliğinden sıyrılmayı nerdeyse başaran, hiç anlaşılmayan hatta hiç farkedilmeyen bir modern zaman kölesi, bir çocuk genel istek yerine getiricisi ve bir kadın hayat garanticisi adamın dramı.
    1 ...
  33. 67.
  34. afişte yazan iki kelimenin (look closer)* vermek istediği mesajın ne kadar anlamlı olduğu izlenilince ortaya çıkan film. uzaktan gördüğümüz herşeyin göründüğü gibi olmayabileceği ve gerçekleri görebilmemiz için daha yakından bakmamız gerektiği ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. senaryo, oyunculuklar, yönetim hepsi güzel yalnız güzel olmayan tek şey güzelmiş gibi görünen amerikan aile ve toplum yapısı... **
    7 ...
  35. 68.
  36. gerçek sen ile insanların görmesini istediğin sen imajı hakkında uzun uzun düşünmeme vesile olan film.
    2 ...
  37. 69.
  38. kevin spacey' in yardırdığı film. adam hangi filmde oynuyorsa takdirimi kazanıyor o film. sadeliğin en çok yakıştığı filmlerden biri.
    3 ...
  39. 70.
  40. --spoiler-- filmin ana karakteri lester (kevin spacey) kırklı yaşlarını yaşayan zamanla hissizleşmiş sıradan bir kişiliktir. bir gün kızının da ponpon kızlık yaptığı maçta kızının arkadaşını görür. ve yıllar sonra hisseder yeniden. kızın güzelliği lester'ı uyandırır. gençlik yıllarını hatırlar. mutluluğu hatırlar. şu an mutsuz olduğunu farkeder ve hayatını değiştirmeye başlar. peki hayat buna izin verir mi? hayır. lester yaklaşık bir yıl uyanık kalma sürecinden sonra sonsuz uykuya yatar evinin garajında. --spoiler--
    3 ...
  41. 71.
  42. ne zaman rüzgarda uçuşan bir poşet görsem aklıma gelen filmdir kendileri.
    3 ...
  43. 72.
  44. film boyunca hakkındaki yorumların abartılı olduğunu düşünürken, son replik esnasında bulduğum düşünme fırsatında film gözlerimin önünden -bir saniyede değil, zaman okyanusu gibi sonsuza uzayabilen sürede- geçerken baya iyi olduğunu fark ettim. yalan dünya!
    1 ...
  45. 73.
  46. hayatımda izlediğim en iyi ilk 10 a girmesini aslında hiç beklemediğim ama kesinlikle giren, olmadık yere beni ağlatan filmdir.
    bu film şaheserdir.

    edit: Bunu amerikan yaşantısı zannetmeyin. türkiye şu anda bu şekildedir.

    --spoiler--

    "this is my first time...." hacım sen naptın ya filmin kopuş anıdır.
    --spoiler--
    1 ...
  47. 74.
  48. Tüketim çılgınlılığı mala , paraya çok önem verme konularında fight club'a benzetilse de bozuk toplum ve aile yapısı işlenirliliği bakımından requiem for a dream'e daha çok benzediğini söyleyebilirim.

    --spoiler--
    Filmin bir noktası ** Lester'ın hayatındaki kırılma noktası oluyor.

    Sevmediği işi , senelerce çalışıp hiçbir yere gelemediği ve hala işe yeni girmiş bir personelmiş gibi davranıldığı için bırakıyor. Ve bırakırken de Fight Club vari bir şekilde şantajla 1 yıllık maaşını alıyor.

    Daha önce evde gezen bir ruh halindeyken daha sonra otoritesini arzularını yansıtan spor yapan kendiyle barışık bir adam haline geliyor.Bunun sonucunda sorunlar daha fazla patlak veriyor çünkü karısı tam bir para ve iş bağımlısı , kızları ergenlik döneminde aile içi kavgalar onu fena halde etkilemiş ve annesi babası tarafından ihmal edilmiş, Lester zaten kendi arzularını o kadar çok bastırmış ki o zamana kadar birden açılıyor ve hiçbirşey umrunda olmuyor.* işte bu çökük aileye yan apartmandaki esrarkeş çocuk diktatör ve onun emekli asker babası da katılınca ibretlik bir film halini alıyor. izlenesi. tavsiye ederim.
    --spoiler--
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük