insanı hayattan soğutan, paranoyaklaştırıp psikolojiyi olumsuz yönde etkileyen rulokattır. şöyle ki; çift kişilik yatağınıza geçmişinizdir, hastasınızdır, çayınızı kahvenizi, rulokatınızı getirmiştir değerli bir arkadaşınız. daha sonra yatağınıza kırıntı dökülmesin diye rulokatınızı alt kısımdan özenle açmaya başlarsınız ki olan olur. alt kısımdan itibaren kırıntılar patlak vermiştir, yatak yorgan batmıştır. o günden sonra rulokatlara hep ön yargıyla yaklaşırsınız, almak istemessiniz, alsanız da yatağınızı batıran rulokat aklınıza gelir, kötü anılar canlanır biran, açmaya korkarsınız, eliniz titrer, özgüveninizi yitirmişinizdir bir kere...
insan da yeme zevki bırakmayan gofretten bozma, çubuk krakerden çarpıtma abur cubur.
birde bunun başka bir versiyonu var ki o daha çok ağza burna kaçmasıyla ünlüdür.
(bkz: kat kat)
zaten tatsız tuzsuz, yavan, bir boka benzemez bir şey olduğuna bakmadan, bir de taşkınlık yapan, giysi ve çevreyi kirleten edepsiz, kendini bilmez rulokat.