çalıntı küçük anları dondurma sevdasına girmiş kişi eylemi. ha, alçakgönüllülüğü abartmış bazı muhteremlerin de kendilerini tanımlamak için kullandıkları tanımlama.*
mübarek ve hep imrenerek baktığım bir olay. biraz tefekkür edersek amatörde olsa bişeyler çekiyorsunuz. ve o çektikleriniz her insanda farklı duygular uyandırıyor. işte insanlarda çeşitli duygular uyandırmak iyi birşey olsa gerek.
harika hobidir. tripodunuzla yoldan geçen arabaları pan efekti yaparak çekmeye çalışırsınız, bol bol gün batımı fotoğrafı çekip arkadaşlarınıza yollarsınız. çiçek&böcek fotoğrafları da ayrı bir haz verir. evinizde çalışma masanızda yaptığınız uyduruk stüdyonuzda fotoğraf çekip havalara girersiniz. elinizdeki 100$ lık hp m437 ile harikalar yarattığınızı düşünüp 'lan bi de bende nikon d300 olsa neler yaparım' deyip hayallere dalarsınız.
her gördüğü otun, bokun, kılın, yünün resmini çekme eyleminden başka bir şey değildir. kimileri de siyah beyaz modda cami, yaşlı adam, deniz, bulut vs. resmi çeker ve bu resimleri çıkarttırıp odasına, cafesine, iş yerine asar ve artistlik yapar. amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşmak diye bir iş yoktur. eline makinayı alan ilk insanda, bokun püsürün resmini defalarca çeken insanda amatördür. profesyonel fotoğrafçıysan eğer işte o zaman belirtebilirsin fotoğrafçılık hobini ve uğraşını. tüm bunları kendimden biliyorum ve yazıyorum.
eğlenceli, insanı yakaladığı karelerle hayata bağlayan, zaman geçtikçe bir tutku haline gelen uğraştır.
hayata karşı farklı bakış açıları geliştirmeye zorlar. bir süre sonra olmadık ayrıntıları yakalamaya başlarsınız. insanlara, çevrenize bakış açınız değişir, vizyonunuz genişler fotoğrafçılık sayesinde. bazen dakikalar hatta saatlerce ışığı beklersiniz. size sabretmeyi öğretir. doğanın ve insanın en doğal halini yakalamak için uğraştıkça, yaşamayı sevdirir. pozlar, kasılmış suratlar değil, ardındakileri yansıtmak için kendi kendinize teknikler-taktikler bulursunuz. falan filan...
gerçekten çok zevkli bir uğraştır. insanı kendiyle, hayatla barıştırır. mutlu eder...