osmanlı'nın arka bahçesi. şehzadeler şehri. ilk musiki cemiyetinin kurulduğu ilimiz. mutlaka gidilip, gezilesi, dinlenilesi bir şehirdir. denilene göre musiki ile o kadar aşina bir şehirdir ki, her evde mutlaka bir çalgı ve o evde muskişinas biri bulunurmuş.
" bu şehri görmediyseniz henüz en güzelini görmediniz "
gerçekten sonuna kadar haklılar. Orda bir senem geçti ve sehrin herşeyıne tam anlamıyla aşık oldum. Şehzadeler gezi yolunda yeşılırmak ,kral kaya mezarları ve harşena kalesı'nın manzarası mükemmeldir. Tarihi bayezit camii'si nin ambiyansı da müthiştir . Yatsı namazında ırmağın şırıltısıyla harika bır ortam olusur.
Gezmedıysenız girisındekı yazı gıbı henuz bırsey görmemıssınız bana göre.
"amasya'nın bardağı biri olmazsa biri daha" diye bir sözü bulunan caanım memleketim. söylenirken o "bardağı" kısmı "bardaa" olarak telaffuz edilerek kafiye uydurmaya çalışılır.
gidenin ardından üzülme, biri olmazsa biri olur tadında moral verici sözdür.
Ferhat ile şirin'in, strabon'un ,şehzadeler'in, velilerin ,kral kaya mezarlarının, tarihi konaklarının ,kalesinin ve de en önemli yeşilırmağın şehrin simgesi olduğu nadide ilimiz.
ilk çocukluk yıllarımın geçtigi. yıllar yıllar sonra gittigimde fark ettigim guzel şehir. ülkemin görülesi, gezilesi şehirlerinden biri. gece, yeşil ırmaga vuran ışıklar, ırmagın yanında tatlı tarihi evler, tepede amasya'ya selam verircesine kral mezarları...
o eski tarihi evleri sözüm ona kafe yapmışlar hep ama insanları oraya nasıl çektiklerini hala anlayamıyorum. bir iki tane eli ayağı düzgün olan var tabi ama genelde çok kötüler. unutmadan klasik olacak ama sigara yasakları oralara da uğramamış.
yaklaşık dört saatlik izlenimlerin neticesinde "şirin bir şehir" kanaatine varılabilir. en güzel yerlerinden biri musiki cemiyetinin bulunduğu tarihi yapıdır ve orada bir dinleti fırsatı bulursanız tadından yenmez duygular yaşarsınız.
ayrıca hayatımda ilk defa duyduğum elma götlü tabiriyle beni benden almıştır. vasiyetimdir, öldüğümde beni kral mezarlarına gömsünler.
2006 da yazılan entrylere göre, kendi içersinde hayli değişiklik gösteren, modern çağa ayak uydurmak isteyen genç neslin soytarı olması falan filan. Müzik kültürü değişti, giyim kuşam değişti, davranışlar değişti. Bakıyorum da 2006 dan 2010 a kadar ne çok şey değişmiş. Oysa herkesin gelip görmesi gereken bir şehirken, 10 sene sonra kaçılası bir şehir haline getirecekler.
avuç içi kadar, ayaklı tarih kitabı gibi bir şehirdir amasya. her sokağında tozlu bir raftan çıkmış tarih kitabının sayfalarını görürsünüz. eski evler,medreseler,camiler,hamamlar ve daha bir çok tarihi eserle doludur. o kadar küçüktür ki herkes birbirini tanır. aynı kişiyle gün içinde 3 kere karşılaşmanız çok olağandır. gidilip görülmesi gereken, çok şirin bir şehirdir.
not: çoğu insan amasya ve amasra'yı karıştırır. ancak aralarındaki mesafe de farklar da oldukça fazladır.
karadeniz bölgesinde yer alan, insanlarının karakteristik yapıları açısından, iç anadolu'ya gayet yakın, bir küçük şehirdir amasya. özellikle kral mezarları, şehrin içinden geçen yeşilırmak ve eski ewleri ile ünlüdür. etrafı dağlarla kaplıdır, koruma altındadır, sürekli bi rüzgar hasıldır.
turizler ve askerler şehir esnaflarının geçim kaynaklarıdır.
ayrıca ve son olarak, her amasya insanı kendini ombudsman sanmaktadır; iyi bir şey mi, kötü bir şey mi buna karar veremedim.
kesinlikle büyüleyici bir yer. gidip görmek lazım.
gece gidin. mutlaka ve mutlaka gece gidin.
ordaki ırmağa yansıtılmış ışıkları ve mezarları görün. gece çok sessiz oluyor. gerçekten tarif edilemeyen bir hissiyatı var.
camiileriyle, mezarlarıyla, yeşilırmağıyla(ışıklarla birlikte gerçekten yeşil), saat kulesiyle harika bir yer.