14 Haziranda Amasyada "Müdafaa-i Hukuk" Derneği kuruldu. Bu dernek çerçevesinde yaptığı çalışmalardan sonra Mustafa Kemal Paşa 22-23 Haziran günü tarihsel Amasya Tamimini (Genelgesini) yayınladı. Bu tamimin yayınlandığı gün, Anadolu ihtilalinin gerçek başlangıç tarihidir. Pek çok bilim adamı bu kısa genelgeyi bir "ihtilal beyannamesi"olarak kabul etmektedirler. Bu nedenle tamimi inceleyip açıklamak gerekirse bu önemli tamim şöyledir;
"1-Vatanın bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı tehlikededir. istanbul Hükümeti, yenen devletlerin etkisi altında bulunduğundan yüklendiği sorumlulukların gereğini yerine getirmemektedir. Bu durum ulusumuzu yok olmuş tanıttırıyor. Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azmi ve kararı kurtaracaktır. Ulusun durumunu saptamak ve haklı sesini dünyaya işittirmek için her türlü etki ve denetimden uzak bir ulusal kurulun varlığı şarttır. Bunun için habeleşme yolu ile her taraftan gelecek ulusal öneri ve istekler üzerine, Anadolu'nun en güven verici yeri olan Sivas'ta ulusal bir kongrenin acele olarak toplanması kararlaştırılmıştır. Bu amaçla bütün Osmanlı illerinin her livasından, parti anlaşmazlıkları gözönünde tutulmadan, yetenekli ve ulusun inancını sağlamış, üç kadar kişinin hızla yola çıkarılması gerekmektedir. Her ihtimale karşı bunun ulusal bir sır olarak saklanması, dağdağaya yer verilmemesi, gerekli görülen yerlerde yolculuğun gizli tutulması.
2-Doğu illeri adına, 10 Temmuz'da Erzurum'da toplanması kararlaştırılmış kongre için, adı geçen illerin Müdafaa-i Hukuk-i milliye ve Redd-i ilhak derneklerinden seçilen üyeler, zaten Erzurum'a doğru yola çıkarılmışlardır. O zamana kadar diğer illerimizin de temsilcileri Sivas'a ulaşabileceklerinden, Erzurum Kongresinin üyeleri, uygun görecekleri tarihte, genel toplantıya katılmak üzere, Sivas'a hareket edeceklerdir.
3-Yukarıdaki hükümlere göre temsilciler, Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i ilhak dernekleri ve belediyeler tarafından ve diğer şekillerde seçileceklerdir.
4-Bu kararların uygulanmasına 9'uncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, eski Harbiye Nazırı (Deniz Kuvvetleri Bakanı) Hüseyin Rauf Bey, 15'inci Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa, 13'üncü Kolordu Komutan Vekili Albay Cevdet ve 3'üncü Kolordu Komutanı Albay Refet Bey, Canik Mutasarrıfı Hamit Bey, 2'nci Ordu Müfettişi Ferik Cemal Paşa, (Korgeneral), 12'nci Kolordu Komutanı Albay Selahattin Bey, 20'nci Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa, Bursa'da 17'nci Kolordu Komutanı Albay Bekir Sami Bey, Edirne'de Kolordu Komutanı Albay Cafer Tayyar Bey ve diğer bazı sivil ve askeri önemli kişilerce çalışılacaktır. Bundan başka Başvezir Müşir Ahmet izzet Paşa (Mareşal), Nafia Nazırı (Bayındırlık Bakanı) Ferit Bey ve Ayan üyelerinden Ahmet Rıza Bey gibi kişilerin düşünce ve görüşleri alınacaktır.
5-Redd-i ilhak ve Müdafaa-i Hukuk-i milliye derneklerinin verecekleri telgrafların, yalnız telgrafhanelerde kabul edilerek, çekilmemesi, Posta ve Telgraf Genel Müdürlüğünden bildirilmiştir. Bu, kesin olarak reddedilecek ve haberleşmenin mutlak olarak serbestçe yapılmasının sağlanması için gösterilerde bulunulacak ve bu sağlanıncaya kadar gösterilere devam edilecektir.
6-Askeri ve ulusal örgütler hiç bir biçimde lağvedilmeyecektir. Komuta hiç bir biçimde terkedilmeyecek ve başkalarına verilmeyecektir. Vatanın herhangi bir yanına yeniden gelecek düşman işgal eylemleri, bütün orduyu ilgilendirecek ve meydana gelecek duruma göre yurdun savunmasına hep birlikte girişilecektir. Bu nedenle komutanlar derhal birbirlerine haber vereceklerdir. Silah, cephane ve diğer araçlar hiç bir biçimde elden çıkarılmayacaktır".
Tamimi imza edenler: Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey (Orbay), Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Refet Bey (Bele). Bu kişilerden başka Kazım Karabekir ve Cemal (Mersinli) paşaların da telgrafla onayları alınmıştır.
Bu çok önemli Tamim incelenirse aşağıdaki sonuçlara varılabilir:
-Mustafa Kemal Paşa ihtilal stratejisinin ilk adımını atmıştır. Vatan parçalanmaktadır. Ulusun bağımsızlığı tehlikededir. Osmanlı Hükümeti bu felaketi önlemek yeteneğinde değildir. Türk ulusu, bu hükümetten artık hiç bir girişim beklememeli ve kendi işini kendisi görmelidir. Bu her tarafa ilan ediliyor. Yani Osmanlı Devletine karşı gelmenin gerekçesi hazırlanıyordu.
-Bu amacı gerçekleştirme işi, yurdun her yanında kurulmuş olan ulusal derneklere verilmiştir. Bu dernekler ve belediyeler, kendi yönetim birimlerinin kapsadığı alan içinde üçer kişiyi temsilci olarak seçip, Sivas'ta toplanacak ulusal kongreye göndereceklerdir. Böylece hem ulusal dernekler birleşip tek bir kuruluş haline gelecek, hem de seçilecek kimselerin herhangi bir siyasal partiye bağlı olup olmaması önemli görülmediğinden, Kongre'de tam bir dayanışma havası esebilecektir.
-Toplanacak Kongre, yeni bir devlet kurulmasının ilk adımıdır.
-istanbul Hükümetinin bu kongrenin toplanmasını engellemek için aldığı haberleşme yasakları dinlenmeyecektir. Böylece Anadolu ile istanbul arasındaki son bağların kopması yolu açılmıştır.
-En önemlisi, Amasya'da alınan kararların uygulanması ile Ordunun görevlendirilmesidir. Böylece Ordu, ihtilal eyleminin içine çekilmektedir.
Mustafa Kemal Paşa Üçüncü Ordu Müfettişi olarak Samsun'a çıktığı zaman Anadolu iki büyük kongrenin eşiğinde bulunmaktaydı. Batı Anadolu'yu Yunan işgalinden kurtarmak isteyen mahallî teşkilâtlar Balıkesir'de, Doğu'da bir Ermenistan kurulmasını önlemeğe çalışanlar ise Erzurum'da toplanacaklardı. Samsun'dan Amasya'ya geçen Gazi, orada millî bir hareket taraftarı olan Ali Fuat Paşa, Rauf Bey, Refet Paşa, Canik Mutasarrıfı Hamit Bey ile bir araya gelerek dört hususta mutabakata vardı. Toplantıya katılamayan ve fakat desteklerinin sağlanması gerekli olan XV. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa ve Konya Yıldırım Kıtaları Müfettişi Mersinli Cemal Paşa'ya telgrafla danışılarak onların da alınan kararlara katılması mümkün kılındı.
Görüldüğü gibi Amasya kararları, bir yandan milliyetçi bir siyasi hareketin örgütlenmesine çalışırken diğer yandan mevcut askeri teşkilâtın milliyetçilerin emrinde olması amacını güdüyordu. Kararların Amasya'da alınmasına rağmen, zeminin istanbul'da daha önceki tarihlerde hazırlanmış olduğunu da belirtmeye gerek yoktur. Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa ve Rauf Bey birbirlerini yakından tanıyan kimselerdi ve millî bir hareket düzenlemek için Anadolu'ya geçmeğe istanbul'da iken karar vermişlerdi.
Erzurum kongresi 23 Temmuz 1919'da toplandı. Doğu Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin bir merkezde birleştirilmesi için toplanan Kongre, aldığı kararlar itibarile Millî Mücadelenin prensiplerini de ortaya koyan ilk kongre olmuştur. Alınan kararları tekrar özetlemek gerekirse;
"a) Millî hudutlar dahilinde vatan bölünmez bir bütündür.
b) Yabancıların işgal ve müdahalesini Osmanlı Devleti önleyemezse millet önleyecektir.
c) istanbul Hükümeti vatanı ve bağımsızlığı koruyamazsa, bunu millî kongrece seçilmiş bir hükümet, kongre toplantı halinde değilse, kongrenin devamlı temsilcisi Heyeti Temsiliyenin seçeceği bir hükümet yapacaktır.
d) Kuva-yı Milliyeyi millî iradeye hakim kılmak esastır.
e) Azınlıklara millî egemenliğimizi zedeleyici imtiyazlar verilemez.
f) Manda ve himaye kabul olunamaz.
g) Millî Meclisin derhal toplanması ve hükümet icraatının meclisin murakabesine konulması için çalışılacaktır."
19 Mayıs 1919 ın sembolik anlamı ne kadar büyükse, "amasya tamimi" anadolu ihtilalinin ilk resmi bildirisi olması nedeniyle o denli önemli bir adımdır.
alıntıdır:
Havza'daki çalışmalarını tamamladıktan sonra Mustafa Kemal ve arkadaşları, 12 Haziran 1919'da Amasya'ya geçtiler. Milli Mücadele çalışmalarını sürdüren Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Cebesoy birlikte Amasya Genelgesi'ni hazırladılar.
Hazırlanan bildiri, Erzurum'da 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'e sunuldu. O'nun da onayının alınmasından sonra, bildiri, 22 Haziran 1919'da tüm mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla Abdurrahman Rahmi Efendi tarafından ulaştırıldı.
2- istanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir.
3- Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
4- Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.
5- Anadolu'nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas'ta bir kongre toplanacaktır.
6- Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa-i Hukuk, Redd-i ilhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir.
7- Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır.
8- Doğu illeri için, 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas'a gelebilirlerse; Erzurum Kongresi'nin üyeleri, Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edecektir.